Advertisement

Yazar: Alıntı

Mitolojiyi ve fantastik kitapları seviyorum

Gökçe Doğu, Dünya Çocuk Kitapları Haftası’nda kendi okuma tercihlerini yazdı. Mitoloji ve fantastik edebiyat meraklısı Gökçe, bu tarzı sevenlere Harry Potter, Olimpos Kahramanları gibi kitapları, farklı tarzlardan hoşlananlara Bir Genç Kızın Gizli Defteri’ni önerdi. Öncelikle merhaba! Ben Gökçe Doğu. 12 yaşındayım. Efdal İlköğretim Okulu’nda yedinci sınıf öğrencisiyim. Bu hafta Dünya Çocuk Kitapları Haftası olarak kutlandığı için benden bu yazıyı yazmam istendi. Önce Dünya Çocuk Kitapları Haftası ile ilgili kısa bir bilgi vereyim: Bu haftanın kutlanmasını ilk kez, 1917 yılında Amerikan İzcilerinin Kitaplık Yöneticileri önermiş ve 1919 yılından itibaren kutlanmaya başlanmış. Ülkemizde ise bu haftanın kutlanmasına, 1947’de başlanmış. Ben de...

Devamı…

Kipitap’ta yeni bir başlangıç

Birkaç ay önce Özgür Poyrazoğlu’ndan yaptığımız bir alıntıyla Kipitap.com’da işlerin yolunda gitmediğini duyurmuştuk. Özgür Bey, yaptığı çağrının işe yaradığını, gelen yardım teklifleri ve karşılaştıkları ilgiyle Kipitap’ın adeta yeniden doğduğunu yazmış… İyi haberi de iletelim istedik. Nerdeyse bir ay önce yazmıştım Kipitap.com’la ilgili oldukça tatsız bir önceki yazıyı. Üstüne çok fazla yazı yazmak gelmedi içimden Babaolmak.com’a. Daha doğrusu hayal ettiğim ikinci yazıyı yazana kadar araya başka yazı yazmak istemedim belki de. İşte ikinci yazı burada… Kipitap.com’un blogundan dün gece, sabaha karşı yayımlandı… Yazının kendisi buradayken benim ekleyecek nerdeyse başka hiçbir şeyim yok… ;): “Merhaba Dünya” diye başlar yeni kurulan blogların...

Devamı…

Arslanköylü kadınların Yün Bebek'i destek bekliyor

Mersin’deki Arslanköylü Kadınlar Tiyatrosu, Anadolu kadınının şiddet hikayesini anlattıkları Yün Bebek filminin Berlin Film Festivali’nde gösterilmesi için harekete geçti.  Tiyatro grubunun kurucusu Ümmiye Koçak, “Bu filmi tamamlayabilmek için çok çaba sarf ettik. Biz sanatçı değiliz. Filmi çok zor şartlarda, beş parasız çektik. Her şey torunlarımıza iyi bir miras bırakmak için” diyor. Koçak, Arslanköylü Kadınlar Tiyatrosu’yla hazırladığı Yün Bebek filmini tamamlamak için 30 TL yevmiyeyle tarlada çalışıyor, tiyatro sayesinde köyde cinsiyet eşitliğini sağladıklarını söylüyor. Şimdi filmin kurgusunu tamamlamak ve festivallere yönelik altyazıları hazırlamak için desteğe ihtiyaçları var. Koçak maddi sıkıntılar nedeniyle filmi yarışmaya sokamadıklarını, amaçlarının mümkün olduğu kadar çok yerde göstererek...

Devamı…

Başka Selim Sesler yok!

Hacer Foggo, Selim Sesler’in kalbini anlatıyor… Tarlabaşı’daki evinde klarnet ustası Selim Sesler yaklaşık bir buçuk yıldır çanta bir kalple yaşıyor. Eşi Nuran Hanım Selim Sesler’in başucundan hiç ayrılmıyor. Herkesin gözü kulağı telefon ahizesinden kalp nakli ile ilgili gelecek iyi bir haberi bekliyor. Selim Sesler’in yanından ayırmadığı şimdi evdeki konsolun üzerinde bekleyen klarnetten önce Selim Sesler müziğe 14 yaşında köy düğünlerinde, panayırlarda zurna çalarak başlıyor. Sonra klarnetle devam ediyor sonra da ver elini İstanbul… İstanbul da restourantlarda, meyhanelerde, fasıl heyetlerinde, Ferhan Şensoy müzikallerinden sayısız yurtdışı konserlerine kadar uzanan bir yolculukla müzik hayatını sürdürüyor. Doğaçlamalardaki ustalığı ile hem düğün havalarının, hem...

Devamı…

Duyarlı olmak yetmez, harekete geçmeli

Eating Animals (Hayvan Yemek, Çev: Garo Kargıcı, Siren Yayınları, 2011) adlı kitabıyla vejateryen felsefenin, insanoğlunun yeme içme alışkanlıklarında neyi yanlış bulduğunu derinlemesine inceleyen Safran Foer’in söyleşilerinden, Elçin Gen tarafından yapılan ve Şubat 2011’de Birikim Dergisi‘nde yayınlanan derlemeyi alıntılıyoruz…  Türkçe’de Her Şey Aydınlandı ve Aşırı Gürültülü ve İnanılmaz Yakın adlı romanları yayınlanan Jonathan Safran Foer, üç yıllık bir araştırmadan sonra gıda endüstrisini konu alan Eating Animals adlı bir kitap yayımladı. Aşağıda okuyacağınız söyleşilerden yapılan derlemede, Foer’in bu konudaki düşüncelerini bulacaksınız. Foer’in, etik ve politik nedenlerle beslenme alışkanlıklarını değiştirmeye gösterilen direnç hakkında söylediklerini, günümüzde kabaca “boykot aktivizmi” olarak adlandırabileceğimiz, kitlesel bir...

Devamı…

Fetih ikonografisi üzerinden bir reklam filminin anatomisi

Cengiz Özdemir, t24‘teki köşesinde Ali Ağaoğlu’nun Maslak 1453 reklamındaki hal ve tarzıyla hepimize ne demekte olduğunu çözümlemiş… Alıntılıyoruz… Geçtiğimiz günlerde televizyonlarda yayınlanmaya başlayan, Ali Ağaoğlu’nun başrol dahil tüm rolleri tek başına oynadığı Maslak 1453 projesinin reklam filmini izledikçe, bunun sadece bir reklam filmi değil, bir meydan okuma manifestosu olduğunu fark ettim. Bu meydan okuma esasen bir ikonografi ile kendini çakıştırma, bir tarihsel mite öykünme hatta onu ezme ve geçme isteği ile tezahür ediyor. Burada tarihsel mit Fetih ve Fatih’tir. Ne demek istediğimi biraz açabilmem için önce Fetih ve Fatih ikonografisini açmam gerekiyor. Malum Fetih ve Fatih Türk muhafazakârları açısından...

Devamı…

Biz ve onlar

Bülent Şık, t24‘teki köşesinde hayvanları gündelik hayattan bertaraf etmek için yapılan uygulamaların, gelecekte insanlara da reva görülebileceğini yazdı. Hayvanlara ölüm yasası er veya geç insanlara da ölüm getirecek… “Köpeğinize bir insan gibi davranıyorsunuz” diyen birine verilecek en uygun yanıt “insanlar da bir hayvandır” olmalı. İnsanlarla hayvanlar arasındaki fark, zooloji, etoloji, davranış psikolojisi, evrim kuramı, paleoantropoloji gibi bilimsel disiplinlerden gelen veya gelecek olan bilgilerle asla anlaşılamayacak. Hangi tarafta durduğunuza bağlı olarak, insanın hayvanlardan ne kadar farklı olduğunu dile getiren veya aksine akıl, zekâ, fedakârlık, geleceği düşünerek hareket etme vb. gibi salt insanlara özgü olduğunu düşündüğümüz özelliklerde bile, insan ile hayvan...

Devamı…

Peki ya çalışan babalar?..

New York Times’ın blogger babalarından Ken Gordon, çalışan baba tabirinin neden yaygınlaşmadığını sorguluyor. Alıntılıyoruz… Ben bir babayım, büyüğü 9, küçüğü 7 yaşında iki çocuğum var ve çalışıyorum. Çok zor. Yataktan sabah 5.00’te çıkıyorum ve tekrar yatağa girmem saat 10.00’u buluyor. Ve ilk çocuğum 22 Temmuz 2002 günü doğduğu andan itibaren de yapılması gerekenler listesini tamamlayıp iç huzuruyla uyuduğumu hatırlamıyorum. Bütün bunlara, çocuğumu büyütmek için sarfettiğim onca çabaya karşın bugüne kadar tek bir kişi bile beni “çalışan baba” olarak nitelendirmedi. Ayrıca ben de kendimi hiç böyle adlandırmadım. Haliyle akla bu soru takılıyor: Neden? “Çalışan baba” tamlaması hemen herkesin kulağında tuhaf...

Devamı…

Çocuklar için ücretsiz nefret söylemi

Radikal Gazetesi’nden Umay Aktaş Salman, Maltepe Kaymakamlığı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı’nın ilk ve ortaöğretim öğrencilerine ücretsiz olarak dağıttığı kitaplara şöyle bir göz attı. Ve ortaya çıkan manzara pek fena: Maltepe İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’nün içeriğine göz atmaya bile lüzum bile görmediği kitaplar, Darwin’e, Einstein’a Edison’a kadar pek çok bilim adamının yanı sıra Noel Baba üzerinden Hrıstiyanlığa, daha da önemlisi Ermeni toplumuna karşı nefret söylemiyle dolu. Eğitim Sen’in acilen toplatılması gerektiğini söylediği kitaplar Büyük Adım Yayınları tarafından yayınlanan “Büyük Adım Biyografi Dizisi” çerçevesinde yayınlanmış. Kitapların önsözünü yazan H. Atmaca, dizinin amacının çocukları “büyük adam” olmaya özendiren “enfes” bir üslupla...

Devamı…

"Sokakta ağaçlardan korkan çocuklar var"

Sabancı Vakfı’nın desteklediği “Toplumsal Gelişme Hibe Programı (TGHP)” kapsamında 2012 yılı içinde projelerini tamamlayan 9 sivil toplum kuruluşu kadın, genç ve engellilere yönelik projelerini tanıttı. Konuşmacılar toplumun özellikle kadınlara ve engellilere bakış açısıyla ilgili şahit oldukları çarpıcı gerçeklerle dolu yaşam öykülerini katılımcılarla paylaştı. Cezaevinde büyüyen çocuklar dışarı çıktığında ağaçtan, arabadan korkuyorlar Türkiye Çocuklara Yeniden Özgürlük Vakfı’nın “Küçük Adımlarla Büyük Oyunlar” adlı projesi cezaevinde anneleriyle yaşayan çocuklarla ilgili çok önemli bir yaraya parmak bastı. Projenin koordinatörü Fulya Giray Türkiye’de sadece kadınların bulunduğu 5 cezaevi olduğunu ve 2000 kadının bu cezaevlerinde kaldığını söyledi. Çocuklarına dışarıda bakım sağlayamayan annelerin onları yanına aldığını söyleyen Giray,...

Devamı…