Süreyya Şahabi: Bazı ülkelerde, örneğin İngiltere’de, kürtaj izni doktorun kararına bırakılmıştır. Doktor annenin bedensel ve ruhsal sağlığı temelinde bu izni çıkarabilir, bu da birçok doktorun karşı çıkışına neden olmuştur. Komünist-İşçi Partisi programında kürtaj kararı anneye bırakılmıştır. “Doktor kararı” mı “annenin kararı” mı? Bu karşıtlık Parti programının nersinde yer alıyor? Söylemek istediğim şu: Kürtaj iznini doktor kararına bırakmak programın kürtajla ilgili maddelerinin tartışmalarında yer aldı mı, yer almadıysa bunun nedeni neydi?

Mansur Hikmet: Doktor kararı kavramı, on iki haftadan sonraki kürtajlar dışında, başlangıcından beri program yazımında söz konusu olmadı, çünkü sorun, bütün ülkelerde gerçekten de olduğu gibi, kadının seçimi ve kararına ilişkindir. Kürtajın yasallaşması hareketi bu hakkı ve bu seçimi kadına vermeye yöneliktir. Gebeleğin kadının bedensel ve ruhsal sağlığını tehlikeye soktuğunun doktor tarafından belirlenmesi tartışması bazı ülkelerde kürtajın olabilirliğini onaylamaksızın yasallaştırmaya çalışmaktan kaynaklanmıştır. Özellikle “ruhsal sağlığın bozulması tehlikesi” sözü yoruma olanak vermek ve doktora kadının kürtaj kararını onaylattırabilmek için tartışmaya sokulmuştur. Bu günümüz İngilteresi’nde geçerli olan sistemdir. Pratik açıdan kürtaj İngiltere’de olanaklıdır ve kadının kararıyla gerçekleştirilmektedir. Ancak hukuksal açıdan kararı veren taraf doktordur. Doktor kadının kürtaj kararını onaylamazsa, ki bu arada bir olur, kadın başka bir doktora başvurup onayı ondan alır. Bu iki yüzlü yöntem hem halkın hem de doktorların itirazına yol açmaktadır. Kişinin doktoru kürtaj karışıtıysa o kişiye daha fazla koşuşturma ve bazı durumlarda ciddi gecikmeler dayatır. Bir başka deyişle bölge doktorunun ahlaki ölçütlerine bağlı olarak İngiltere yurttaşları kürtaj konusunda farklı haklar ve olanaklara sahiptirler. Öte yandan doktorlar haklı olarak bu eylemlerinin tıbbi bir teşhis değil kadınların toplumsal gelişimlerinin yolunu açacak bir eylem olduğunu dile getiriyorlar. Oysa bu yasaların görevi olmadır. Bu, ister kürtaj karşıtı olsun ister yandaşı, doktorlara ahlak dışı, iki yüzlü bir konum dayatmaktadır. Kürtaj yasal bir eylemse kararı da kadına ait olmalıdır. Bizim konumumuz budur.

Süreyya Şahabi: Daha önce kürtaj için “karar verme hakkı”nın tanınmasının uçurumdan atlamak veya atılmak arasında seçim hakkının tanınması gibi bir şeydir dedin. Bazı feministler ve kadın hakları savunucuları kürtaj hakkının kadınlara seçme olanağı veren en önemli haklardan biri olduğunu savunuyorlar: Anne olmak veya olmamak arasındaki seçim veya anne olma zamanını seçmek.

Mansur Hikmet: Ben feminist hareketin büyük bölümünün kadının toplumsal kimliği ve özbilinci konusundaki kavrayışını sorunlu buluyorum. Bu bakışın yandaşlarına göre kadın mesleki bir grup veya azınlık bir kesim olarak betimlenmektedir; mesleki haklarını elde edip kendi işine bakmalıdır, dünya ve insan toplumunun yazgısını denetlemekle uğraşmamalıdır. Kanımca kürtaj tartışmasında kadın hak ettiği payı kürtaj hakkı biçiminde aldıktan sonra çekip giden, bu sorunun toplumsal, manevi, felsefi ve tarihsel güçlükleriyle ilgilenmeyen, itirazda bulunan yoksun bir azınlık değildir. Bu görüşün betimlemelerine göre kürtaj tartışmasında kadın sonuçta ceninin yaşamı ve insani kişiliği, insanlığa saygı vb. konularında görüş bildirmesi gereken toplum önderi, filozof, ideolog olarak değil, cinsiyetinden ayrı bu konularda görüş sahibi olan, tutumu ve önlemleriyle dünyayı belirli bir yöne yöneltebilen bir insan olarak değil sürekli kliniğin gebe müşterisi biçiminde belirmektedir. Bu ekollere göre kadın gebe olmak istemeyen ve başka sorunlarla ilgilenmeyen bir gebedir. Feminizmin bu türü, bence, kadını bu alanlara müdaheleden alıkoymaya çalışan ataerkillik sikkesinin öteki yüzüdür.

Senin soruna gelince, yalnızca toplumun gebe azınlığının üyesi olmayan ve bir insan olarak toplum, yaşam, insanlığın onuru ve toplumsal eşitlik sorunlarıyla ilgilenen bir kadın için kürtaj hakkı büyük bir hak sayılmaz. Kürtaj hakkı Şah rejiminde gerillaların yanlarında taşıdığı siyanür haplarına benziyor: Daha acı bir olaydan acı bir çıkış olanağı. Kürtaj hakkı intihar hakkı cinsinden bir haktır. Kürtaj hakkı var olan toplumda çocuk sahibi olmanın kötü sonuçlarından kaçınmak için kendi ceninini yok etme özgürlüğüdür. Kürtaj özgürlüğü gerekliliğini daha önce birçok insani özgürlüğün kadının elinden alınmasından almaktadır: Cinsel eğitim alma hakkı, yüzde yüz güvenli korunma aygıtlarından yararlanma hakkı, cinsel ilişkide dinsel ve eril ahlaktan özgürlük hakkı, kadının kendi cinsel davranışını bütünüyle denetleyebildiği açık, özgür cinsel ilişkiye sahip olma özgürlüğü hakkı, çocuk sahibi olmak ve ekonomik, mesleki konumunu koruyabilme özgürlüğü hakkı, erkekle ekonomik, ahlaki ve kültürel baskı altında evlenmeden ve ortak yaşamadan çocuk sahibi olabilme hakkı, gerek aile içinde gerek dışında cinsel tecavüzden korunma hakkı, bir kadın ve bir insan olarak kendi yaşamını, gönencini ve mutluluğunu feda etmeksizin anne olmayı seçme hakkı, anne olma, çocuğunun gönenç, sağlık, eğitim ve eğlencesinin sağlanmasının hakkı.

Bu hakların yokluğunda kadın kendini kürtajı “seçme” konumunda bulmaktadır. Bir konuda daha açık olmak gerek. Kadının isteğine karşın gebe kalması, anne olmak veya olmamak, kişinin gebe kaldığı süreçte, eşdeyişiyle cinsel ilişki sürecinde anne olma zamanını belirlemek konusunda iradesini uygulayamadığı anlamına gelmektedir. Kadın anne olma ve anne olma zamanı konusunda denetim ve iradeye sahip olacaksa cinsel ilişki alanında irade ve denetim uygulayabilmelidir. Bu cinsel bilgiye sahip olma, güvenli korunma aygıtlarına ulaşma, doğrudan veya dolaylı her türlü dayatma ve zorlamadan uzak eşit, özgür ve gönüllü bir cinsel ilişki içinde olmak anlamına gelir. Ceninin canını almak kadının anne olmasını kesinlikle önler, ancak anne olmamak için bu yöntemi “seçen” kadın öncesinde kadınlığını özgürce deneyimleyememiş demektir.

Süreyya Şahabi: Bazı çevreler kürtaj hakkını “olumlu” değil de “olumsuz” değerlendiren herhangi bir formülasyonun kısıtlayıcı olduğunu, gerçekte kadınları bütün koşullar altında cenini korumaya zorladığını düşünüyorlar. [ Program’ın] bu maddesinin bu eyleme karşı kadınların lehine olmayan, kilise ve dinin önünü kadınların karar verme özgürlüğünü sınırlamak için açık bırakan ahlakçı bir atmosfer yarattığını söylüyorlar.

Mansur Hikmet: Bu da sözünü ettiğim kadını korunma altında, reşit olmayan bir azınlık sınıfına dönüştürmenin örneklerindendir. Bunlar kadının kürtajın insani ve felsefi niteliğine ilişkin tartışmanın bile dışında ve bundan muaf tutulmasını, konuşmayıp duymamasını istiyorlar. “Kadın sınıfı”nı gerçeğin eriminden bile korumak istiyorlar. Üstelik bu ayrılmış kadınlar sınıfı dünyasında kürtaj yapan kadınların huzuru ve vicdan azabı duymamaları için, kürtajın, toplumun önünde sonunda kurtulması gerektiği talihsiz bir edim olduğunu düşünen kadınların niçin susmak zorunda olduğu ve insanlık tarihinin en önemli düşünsel güçlüklerinden biri konusunda ilgisiz ve vurdumduymaz kalmaları gerektiği belli değildir. Kürtaj bir haksa gerçeğin aranıp ifade edilmesi de bir haktır. Bazı feministler bundan yarar sağlayamazlarsa bile bunların ikisi de kadınların lehinedir.

Kilise konusuna gelince; programın yasallaşmasını savunmasına karşın kürtaj eyleminin özü konusundaki olumsuz görüş bildirmesinin kilise ve dinsel Sağ’ın değirmenine su taşıdığı iddiasını çok duyuyoruz. Bu oldukça zayıf bir çıkarımdır. Buna karşıt başka bir örneği pornografi tartışmasında da görebiliriz. Feminizm ve kilisenin pornografi konusundaki konumları aynı doğrultudadır, gösterilerde bile yan yana ortaya çıkarlar. Acaba feministlerin pornografiye itirazlarının kadınlara kilisenin tarihsel baskısını artırmak, kadınların cinsel ifade ve özgürlüklerini önlemek için kilisenin eline koz verdiğini söylemek olnaklı mıdır? Bu koşutluk feminizmin pornografi konusunda suskun kalması için yeterli mi?

Kürtaj eyleminin özünü olumsuz görmek yalnızca bizim görüşümüz değildir. İnsanların büyük çoğunluğunun görüşüdür. Kürtajı “seçenlerin” ve yasal olmasını isteyenlerin büyük çoğunluğunun sözüdür. İnsanların ceninin insani kimliği konusundaki belirli görüşleri ne olursa olsun büyük çoğunluk bunun acı verici, istenmeyen bir eylem olduğunu, son çözümlemede insani yaşamın kesintiye uğratılmasıyla ilişkili olduğunu hissediyor. Kendisini bu onurlu insancıl duyguya yapıştırmaya ve bu yolla dükkanını açık ve dolu tutmaya çalışan kilisedir. İnsanlık tarihinin en korkunç, en insanlık karşıtı kurumlarından biri olan dine bu iki yüzlülüğü gerçekleştirme ve insan yaşamına saygı bayrağını kaldırmaya yol veren tam da bu duygusuzluk, biyolojik indirgemecilik ve feminist kesimciliktir.

Notlar
(1) Molla ve Müçtehitlerin fıkıh ve kelam ilmine(!) dayanarak din ilkelerinin farklı olanaklı durumlarda nasıl uygulanması gerektiğini öngören risalelerine verilen addır.
Ek (Daha İyi Bir Dünya Komünist-İşçi Partisi Programının Kürtajla İlgili Maddesi)

Kürtaj
Kültürel ve ekonomik baskılar sonucu insan embriyosunun kasten yok edilmesi olan kürtaj gibi çok az olay insan yaşamının hor görülmesinin günümüz toplumunun asli öğesi olduğunu ve var olan sınıflı toplumun ve sömürücü ilişkilerin insan yaşamı ve mutluluğuyla bağdaşmazlığını gösterir. Kürtaj, insanların kendine yabancılaşmasına ve var olan sınıflı toplumun onlara dayattığı yoksunluk ve zorluklara karşı savunmasız olduklarına bir kanıttır.
Komünist-işçi partisi kürtaja karşıdır. Parti insanları böyle bir eylemi gerçekleştirmelerine ya da kabul etmelerine sürükleyecek baskı ve koşulların olmadığı bir toplumun yaratılması için mücadele eder.

Aynı zamanda toplumsal koşullar kadınların geniş çoğunluğunu kürtaja sürüklediği sürece Komünist-İşçi Partisi vurguncuların kötüye kullanmalarını engellemek ve kadınların sağlıklarının korunmasını sağlamak için aşağıdaki önlemlerin gerçekliştirilmesi için çağrıda bulunur.

1. Hamileliğin 12. haftasına kadar kürtajın yasallaştırılması.
2. 12. haftadan sonra kürtaja eğer annenin sağlığı tehlikedeyse yasal izin verilecektir (sezeryan ve son tıbbi rapor tarafından belirtilen fetusu korumanın olası zamanına kadar). Bu gibi durumlar yetenekli tıp otoritereleri tarafından tahkik edilecektir.
3. Hamilelik testleri için geniş ve parasız imkânların sağlanması. Kişilere istenmeyen hamileliklerin çabuk keşfinin sağlanması için bu testleri kullanmanın öğretilmesi.
4. Jinekologlar tarafından ruhsatlı kliniklerde parasız kürtaj ve kürtaj sonrası bakım.
5. Kürtaj olup olmama kararı yalnız kadına aittir. Bununla birlikte devlet sosyal danışmanlar ve bilimsel yetkililerin caydırıcı tavsiye ve kanıtlarıyla olduğu kadar devletin kendisine ve çocuğuna mali, maddi ve moral taahhütleriyle kadını son kararından önce bilgilendirmekle yükümlüdür.
6. Kürtaj sayısını azaltmak için Komünist-İşçi Partisi istenmeyen hamilelikleri önlenmek ve kadını ekonomik, kültürel ve ahlaki baskılardan özgürleştirmek için aşağıdaki acil önlemlerin alınması için çağrıda bulunur.
7. Doğum kontrol yöntemleri ve konunun önemiyle ilgili insanların geniş çapta cinsel eğitimi. Yaygın biçimde ulaşılabilir danışma hizmetleri.
8. Doğum kontrol yöntemlerine yaygın ve parasız ulaşım.
9. Ekonomik baskı yüzünden kürtaja karar vermiş kadınlara yardım için yeterli fon ve kaynakların ayrılması. Eğer anne çocuğu doğurmaya karar verirse çocuğun bakımına hazır olduğunu bildirmek devletin görevidir.
10. Kadını kürtaja sürükleyen önyargı ve ahlaki baskılara karşı kararlı kampanyaların örgütlenmesi. Bu gibi baskılara, önyargılara ve tehditlere karşı kadınlara etkin devlet desteği.
11. İnsanların cinsel bilinçliliğinin gelişimini ve özellikle kadınların ve gençlerin doğum kontrol yöntemleri ve güvenli seks araçlarını kullanmalarını engelleyen dinsel, erkek şövenisti ve gerici davranışlara karşı kampanya.

Söyleşinin Türkçesi www.wpiran.org‘dan alınmıştır.