Advertisement

Yazar: Çeviri

Gittiğimiz yer

howtobeadad.com blogunun kurucularından Charlie, ABD’nin Connecticut eyaletinde 20’si çocuk, 26 kişinin hayatını kaybetmesiyle sonuçlanan okul katliamından sonra neler hissettiğini yazmış… Erişkinliğin ne demek olduğu konusunda kafam eskisi kadar net değil artık. Geçen ay yaşadıklarımızın üstesinden gelmekte ne kadar zorlandığımızı düşünürsek, bu tür olaylar karşısında hiçbirimiz yeterince büyük sayılmayız. Hayat hakkındaki en temel bilgilerimiz bile böyle bir manzara karşısında karmaşık ve içinden çıkılmaz bir hal alıyor. Connecticut’ta olanlar hakkında kafamı toplayıp bir şeyler yazmaya çalışıyorum. Fakat bu mümkün değil. Ne zaman bu konunun üstünden geçmeye çalışsam duygularım aklıma galebe çalıyor. Orada ne olduğu, nasıl olduğu konusunda bir sürü teori var....

Devamı…

Erkek annesi olmak

Erkek annesi olmak da kız babası olmak kadar çelişkili, zorlu ve güzel… Tarih boyunca böyle oldu, bundan sonra da öyle olacak gibi görünüyor. Bir zamane erkek annesi, tecrübelerini anlatıyor… Ben kadınlarla büyüdüm. Bir kız kardeşim, üç teyzem vardı ve annem de bizi babamsız büyüttü. Erkek çocuklar hakkında ilk öğrendiğim şeylerden biri gürültücü olduklarıydı. Daha hareketliler ve korkusuzlar. Bir kız çocuk olarak ben böyle değildim. Ancak böyle olmaları sevimliliklerine gölge düşürmüyor. Canları istediği zaman gayet tatlı birer centilmene dönüşebiliyorlar. Ve bu gidiş gelişler cazibelerine cazibe katıyor. Öyle ki bazen, bu kadarını hayal bile edemeyeceğimi düşünüyorum. Mesela yastık savaşı yaptığımız, güreştiğimiz,...

Devamı…

Savaşın izi çocuklarda kalacak

Suriye’deki iç savaşta yaralanan ve zor şartlar altında yaşamaya çalışan çocuklar, hem bedenlerinde hem de psikolojilerinde silinmesi zor izler taşıyorlar. İç savaşta yaralanan, anne ve babalarını kaybeden, evleri zarar gördüğü için zor şartlar altında yaşam süren çocuklar, savaşın acı izlerini bir ömür boyu taşıyacak. Washington Post muhabiri Carol Morello Antakya’daki kamplarda yaşayan çocukları anlatıyor… Suriyeli çocuklar için açılmış herhangi bir okula gidin. Sınıf duvarlarının rengarenk resimlerle dolu olduğunu göreceksiniz. Şehirleri bombalayan uçakların, sivillere ateş açan askerlerin, alevler içinde yanan evlerin, çiçekleri ezen tankların resimleri. Bu resimlerdeki kan rengi, bir parça beyaz kağıdın üzerinde olabileceği kadar görünür durumda. Mustafa Shakr,...

Devamı…

Çocukların uyuduğu yer

Amerikalı gazeteci ve fotoğrafçı James Mollison “Where Children Sleep” (Çocukların Uyuduğu Yer) adlı projesinde pek çok ülkeden ve farklı kesimlerden çocukların yaşadıkları koşulları fotoğrafladı. Çocukların yaşadıkları ortamdan yola çıkarak ekonomik eşitsizliğin yarattığı uçurumlara bir kez daha bakan Mollison’un fotoğrafları kelimelerle kolay kolay tarif edilemeyecek bir hakikati gözler önüne seriyor… Lamine, 12 yaşında, Senegal’de yaşıyor. Kur’an Kursu’nda eğitim görüyor. Sınıfında kız öğrencilerin bulunmasına müsaade edilmiyor. Arkadaşlarıyla birlikte bu küçük yurt odasında kalıyor. Sabah 6.00’da kalkıp okulun çiftliğinde çalışıyor. Öğleden sonra ise Kur’an Kursu’ndaki dersleri takip ediyor. Lamine’in en sevdiği oyun ise arkadaşlarıyla oynadığı futbol. Tzvika, 9 yaşında. Batı Şeria’daki Beitar...

Devamı…

4 ebeveyn efsanesi

Efsane dilden dile dolaşan, kaynağında farklı dilde farklı bilgi demektir. Çoğu zaman küçücük bir vaka, abartılır abartılır ve inanılması güç bir öyküye dönüşür. Klinik psikolog Alan Kazdin, çocukların davranışsal sorunlarına çözüm olarak önerilen kimi efsanevi yöntemlerin neden geçersiz olduğunu anlatıyor. Ceza davranışı değiştirir Bir çok ebeveyn çocukların yaptıkları kötü şeyler karşılığında cezalandırılmalarının davranış sorunlarını ortadan kaldırdığına inanır. Dr. Kazdin ise aynı fikirde değil. Ona göre bağırmak, gözleri belertmek, çocuğu odasına kapatmak, sokağa çıkmasına izin vermemek gibi cezalar davranış problemlerini tek başlarına çözemedikleri gibi, fazlaca tekrarlandıklarında kötüleşmesine neden olabiliyorlar. Üstelik etkileri de geçici oluyor. Bunun yerine çocuk cezalandırılıyorsa bile neden...

Devamı…

9 ay 10 gün nasihat

Hamile olduğunuzu etrafa duyurmaya başladınız mı? Tamam artık. 9 ay 10 gün boyunca bebeğinizin olanca ağırlığıyla karnınız, nasihatlerin yarattığı karışıklıklıkla da kafanız şişecek demektir… Neler neler söylemeyecekler ki? Bilen, bilmeyen, aklına en ufak bir şey gelen, elbette sizi sevdiği ve yardım etmek istediği için konuşacak. Kız doğacak bebeğin güzelliğini sizden almasını nasıl sağlayacağınızdan, doğumdan sonra vermek zorunda kalacağınız kilolara, ne yemeniz gerektiğine kadar gerekli gereksiz bir sürü nasihat duyarsınız. Bütün bunlarla başa çıkmak ise kimi zaman bebeği taşımak kadar zordur. En zoru ise sizden önce gebelik yaşamış bütün kadınların “doktorum demişti ki…” diye başladıkları cümleler… Çünkü elbette hem kendinizin...

Devamı…

Çocuklar için daha güvenli bir dünya

Dünya güvenli bir yer değil. Yalnızca haberleri dinlemek yeter… Vurulanlar, kazalara kurban gidenler, bulaşıcı hastalıklar, afetler… Bu liste sonsuz sayıda trajediyle uzatılabilir. Ve ebeveyn olarak bizim görevlerimizden biri, çocuklarımızı bütün bunların gerçekleştiği bir dünyada yaşamaya alıştırmak. Yani onları cesaretlendirmek, nasıl başa çıkacaklarını öğretmek ve tecrübe edinmelerini sağlamak. Fakat bir yandan hayatları boyunca onları koruyamayacağımızı da anlatabilmemiz gerekecek. Kolay iş değil… Çocuklarımıza bu türden felaketlerle yüz yüze geldiklerinde nasıl mücadele edeceklerini, bunların bütün dünyada her an olabildiklerini bilerek yaşamlarını sürdürmeleri için neler yapabileceklerini anlatmak zorundayız. Ama aynı zamanda yanlarında biz olmasak bile yalnız olmayacaklarını da bilmeliler. Trajediler birbiri ardına patlak...

Devamı…

Afrikalı anneden çocukla uyuma rehberi

Claire J. K. Niala, özellikle annelerin işlerine yarayacak, bir miktar da içlerini rahatlatacak öneriler geliştirmiş… Başlamadan söyleyeyim, sonra itirazlar yükselmesin. Burada yazdıklarım çocukla birlikte uyumanın ruh sağlığına ya da bir sürü başka şeye iyi ya da kötü geldiği ile ilgili değil. Dünyanın bir sürü yerinde çocuklar zaman zaman anneleriyle, babalarıyla bazen de her ikisiyle birlikte uyurlar. Bu sizin kabullendiğiniz toplumsal normlara ve ebeveynlik anlayışına kalmış bir şey. Aşağıda okuyacaklarınız, olur da çocuğunuzla birlikte uyumak zorunda kalırsınız ya da zaten arada bir bunu yapmak istiyorsunuzdur diye düşünerek kaleme alınmıştır. Sadece deneyin: Uykuya geçene kadar sizin bedeniniz de onunki de onlarca...

Devamı…

Çocuğun her yaptığını üzerinize alınmayın

Çocuk gelişiminin evreleri boyunca karşılaştığınız kimi davranışları (siz eve gelince neşe çığlıkları atmalar, diğer ebeveyni şikayet etmeler vb.) üzerinize alınırsınız. Hatta kimi anne-babalar bu tip davranışlardan yola çıkarak “bu bebek seni mi daha çok seviyor, beni mi” yarışına girerler. İşin aslı bildiğiniz gibi değil! Baba eve geldiğinde daha yatağından kıpırdayamayan bebeğin heyecanlandığını düşünmek heyecan verici değil mi? Evden çıkarken ağladığını düşünmek de bir o kadar can sıkıcı… Bütün gün evde dolaşıp “baba, baba, baba” diye tekrar ediyor da olabilir. Ve tüm bu sebeplerden siz bebeğin “babacı” olduğuna karar verirsiniz. Zaman zaman bebekler bir ebeveyni diğerinden daha çok seviyor görünürler....

Devamı…

Baba ne yapsın?

Birçok baba çocuklarıyla daha çok zaman geçirmek istiyor, ancak ekonomik koşullar buna müsaade etmiyor. Kadınların çalıştıkları yerlerde adil bir ücrete kavuşmaları bu sorunu çözebilir. Babalık kurumu karanlık çağlardan geçti, çocuklarını terk eden ya da onları katı bir şekilde disipline etmeye çalışan babalarla ilgili bin türlü hikaye anlatıldı. Pek çok baba sterotipi var ve hiçbiri de özellikle gurur duyulası gibi görülmüyor. Bir şekilde baba evde bile olsa sürekli hatalar yapan, şeytani, bencil ve şiddetli bir adam gibi görünüyor. Ya da zaten ortada yoklar, çoktan ölmüşler, çocuklarıyla ilgilenmemeyi tercih etmişler ve bu yüzden de onlara zarar vermişler. Başka bir tipleme de...

Devamı…