Türkiye Çocuk ve Genç Psikiyatrisi Derneği Gezi Direnişi’yle başlayan süreçte çocukların fiziksel şiddete maruz kalmanın yanında ruhsal travmayla da karşı karşıya olduklarını belirtti. Dernek, çocukların güven duygusunun, ergenlerin kimlik oluşumlarının yaralandığını vurguladı.

Türkiye Çocuk ve Genç Psikiyatrisi Derneği (COGEPDER) Taksim Gezi Parkı’nda başlayan direniş karşısındaki devlet şiddetinin çocukları etkilediğini bildirdi. “Düşüncelerini özgürce açıklamalarını öğrettiğimiz çocuklara, şiddete maruz kaldıklarında ilk başvurmaları gereken devlet güçlerinin bizzat sergilediği şiddeti açıklayamıyoruz” denilen açıklamada ölçüsüz ve orantısız şiddet eleştirildi.

Dernek yaşananların çocuklar üzerindeki en önemli etkisinin çocukların doğrudan ya da dolaylı olarak olayların bedensel ve ruhsal travmatik etkilerine maruz kalmaları olduğuna dikkat çekti.

Çocuklar travmaya uğradı

Gezi direnişiyle başlayan süreçte yaşanan olayların çocuklar için akıl karıştırıcı nitelikte olduğu da belirtilerek çocuklar üzerindeki etkileri ayrıntılı olarak şu ifadelerle vurgulandı.

* Çocuklar çevreci ve insani duygularla başlayan ancak şiddete dönüşen bir olay karşısında savunmasız kalmıştır. Çevrecilik önerdiğimiz ve desteklemelerini istediğimiz bir kavram iken, şiddet onaylamadığımız bir kavramdır. Bu iki kavram ortak paydada nasıl birleşir? Çocukların aldıkları mesaj “insani isteklere karşı şiddet uygulanır” olmuştur.
* Eylemin gerek medya ile gerek olay yerinde bulunarak bizzat içinde olmuşlardır, hem fiziksel olarak da şiddete maruz kalmış hem de ruhsal olarak travmaya uğramışlardır.
* Polis bizi korur, güvenliğimizi sağlar diye bilmişler ama, “Anne polis bizi korumaya ne zaman gelecek” diyen 3 yaşındaki bir çocuğun kaygı dolu ifadesindeki gibi temel güven sorunu yaşamışlardır.
* Biber gazı diye bir şeyin varlığından haberdar olmuş, sağlığa zarar veren maddeleri polisin bize karşı kullandığını öğrenmişlerdir.

Kimlik oluşumu yaralandı

* Seçilmiş ve demokrasi ile gelmiş bir liderin duyarsız ve demokratik olmayan tutumu karşısında “demokrasi kavramına” şaşırmışlardır. Demokrasi anlayışları, sosyal hayata dair algıları, kişisel güvenlik ve sorun çözme becerileri ile ilgili algıları değişime uğramaktadır.
* Sokakta, parklarda güvenle koşup oynamaları gerekirken, bir 2. sınıf öğrencisinin “Ne olacak bu ülkenin durumu” ifadesinde olduğu gibi, ülke meseleleri temel gündemleri olmuştur.
* Ergenler ise kimlik oluşumlarını destekleyen bir eylemle “şarkı söyleyerek” çevreciliği savunurken şiddete maruz kalıp ruhsal travma yaşamışlar, kimlik oluşumlarında yara almışlardır.

Yarayı onarmak zor

COGEPDER yaptığı açıklamada, “Çocuklar ‘düşündüğümü söylersem hatta belli edersem başım derde girer mi’ diye sorduklarında onlara ne söyleyeceğiz” diye sorarak çocukların kaygılarla doldurulmaması gerektiğinin altını çizdi.

Hükümete barışcıl yöntemlerle sorunu çözme, medyaya da duyarlı olma çağrısı yapılan açıklamada, Gezi Parkı protestolarına verilen destek dile getirildi, çocukların ruh ve beden sağlığının olumsuz etkilenmemesinin önemine değinildi.

“Çocukların beden sağlığını korumak kadar ruh sağlığını korumak da hükümetin temel politikası olmalıdır. Çünkü yara açmak kolay ama onarmak çok zor olmaktadır.

(bianet)