Kentlerde yaşayan çocukların oyun alanları hem, hem de dar. Çocuklara ayrılmış alanlar ve parklar ise parmakla gösterilecek denli az. Çocuk parkı bulabilen çocukların karşısına ise bir öcü çıkıyor.

Parka giden çocukların karşısına onlara uygun bir ad değil, savaş-düşman-ölüm çağrıştıran adlar çıkıyor.

Adana’da artık Şehit Jandarma Er R. Ş. Çocuk Parkı gibi adlar var.
Bursa’da çocuklar Şehit S. S. Çocuk Parkı gibi adlar görüyor.
Antalya’da çocuklar, Şehit Öğretmen M. S. K. Çocuk Parkı gibi adlar buluyor.
Malatya’da ise Şehit Polis M. T. A. Çocuk Parkı var.

Bu adlar kendiliklerinden ortaya çıkmıyor. Çatışma, savaş, düşman ve ölmek-öldürmek ile eşleşmiş adlar bile bile çocukların dünyasına sokuluyor. Bu konuda büyük bir çaba ve ısrar söz konusu.

Hemen 2013’ün başında, 2 Ocak günü, Sakarya’da bir parkın adının değiştirilmesine karar verildi. Serdivan Belediye Meclisi, Köprübaşı Mahallesi’ndeki parkın adını “Şehit T. D. Çocuk Parkı” olarak değiştirdi.

* * *

Sokaklara, caddelere ve okullara “şehit” adı verme furyası, ülkeyi boydan boya kaplayacak denli büyük ve çılgın bir furya. Sanki Türkiye’nin kamusal mekânları birer çatışma anıtı yapılmak isteniyor. Bunun için her olanak kullanılıyor.

Ordu Belediyesi Meclisi’nin geçen yıl aldığı iki karar bu eğilimi çok iyi yansıtıyor. 1981 yılında Düzce’de görev dönüşü bir trafik kazası sonucu ölen uzman çavuşun adı, bir çocuk parkına uygun görüldü. Şirinevler Mahallesi’nde artık Şehit Uzm.J.l.Kdm.Çvş. S. Y. Çocuk Parkı var.

Bir trafik kazası sonucu ölmek önlenebilir bir ölümdür. Kışladaki bir patlamada ölmek de öyle. Ama “şehit” adı takmaya hevesliler için ölümlerin önlenebilir olması hiç önemli değil. Önemli olan, “şehit” adı vermek için iyi bir bahane bulabilmek. Eylül ayında Afyon’da bir kışladaki cephanelikte gerçekleşen patlamada 25 askerin ölmesi bu furya için uygun bir malzeme. Çok sayıda ölü, çok sayıda malzeme demek.

Ordu Belediyesi Meclisi’nin kararı ile, Afyon’daki patlama ölen Çavuş C. A.’nın adı bir çocuk parkına verildi. Çatışmaya, savaşa ve militarizme karşı çıkmak veya en azından 25 askerin birden ölmesine neden olana patlamayı sorgulamak yerine, bu ölümlerin militarizmin ve çatışmanın sürdürülmesi için malzeme yapılmasına çalışılıyor. Hatta yarışılıyor. Uzman Çavuş C. A.’nın adı artık yalnız Ordu’da değil, Afyon’da da var. Uzman çavuş ve eşinin oturduğu sokağın da adı değiştirilmiş.

* * *

Parklara, hatta çocuk parklarına “şehit” adı verilmesi sürüyor. Ankara’nın ilçesi Sincan’da belediye sanki bir rekorun peşinde. Sincan’da tam 36 parkın adında “şehit” geçiyor! Ayrıca Sarıkamış Harekatı Parkı gibi şehitlik ile özdeşleşmiş adlar da kullanılmış.

Furya İstanbul’da da sürüyor. Üsküdar Belediyesi’nin geçen yıl açtığı parklardan birinin adı, Altunizade Şehitler Parkı. Parkın açılış töreninde, kaymakam, belediye başkanı ve muhtarın yanı sıra, AKP İstanbul İl Başkan Yardımcısı ve AKP Üsküdar İlçe Başkanı bulundu. Törene, güya militarizm karşıtı olan Yeni Akit yazarı Abdurrahman Dilipak da katıldı.

Belli ki, AKP’nin aslında militarizmle bir derdi yok. AKP’nin derdi militarizmin çeşidi ile. Militarizmin yeşillenmesi durumunda, ölümün kutsanması doğru ve yerinde. AKP döneminde yollara, okullara, parklara “şehit” adı verilmesi furyasının güçlenmesi de bundan.

Türkiye’de süren çatışma ve üretilen düşmanlık yetmezmiş gibi, çocukların dünyasına bir de ölmek-öldürmek ile eşleşmiş adlar sokuluyor. Barış gelecek olsa bile, çocukların gözlerinin önünde bu adlar olacak. Bu adlar olacak ki, çocukların kafalarından çatışmak, ölmek-öldürmek ve nefret eksik olmasın.

Türkiye’de bir “şehit fabrikası” var. Bu fabrika çalışıyor, cenazeler bitmiyor. Türkiye’de çocuklar artık savaş-düşman-ölüm çağrıştıran sokaklardan, caddelerden geçerek savaş-düşman-ölüm çağrıştıran parklara ve okullara gidiyorlar. Türkiye’de çocuklar ölüm soluyor. Türkiye ölüm kokuyor. Bilmem farkında mısınız?

Evrensel, 12 Şubat 2013, s.5