İlk ve orta dereceli okullarda eğitim gören yaklaşık 18 milyon öğrenci bugün yarıyıl karnelerin aldı. Doğal olarak bu karnelerin bir kısmı ortalama düzeydeyken bir kısmı da çok iyi ya da çok kötü. Karneleri iyi çocuklar muhtemelen akşam eve gtmeye sabırsızlanırken, durumu çok parlak olmayan öğrencileri de bir sıkıntı kaplamış durumda.

Uzmanlar ebeveynlere, karne üzerinden verecekleri olumlu ya da olumsuz tepkilerde aşırıya kaçmamayı öneriyor. Her iki durumda da gösterilecek aşırı tepkilerin çocukların kişiliğine zarar verme noktasında yan etkileri olabileceği ifade ediliyor.

milliyet.com.tr’de yer alan bir söyleşide Acıbadem Fulya Hastanesi’nden Psikolog Sena Sivri karne gününde çocuğa nasıl yaklaşılması gerektiğini anlatırken özellikle sözel şiddetten uzak durulması gerektiğini vurguladı: “Bu davranış çocuğun psikolojisinde, özgüven ve benlik algısında derin izler bırakabiliyor. Çocukta otoriteden korkma, geri çekilme, altına kaçırma gibi erken dönem yaşlarına ait davranışların ortaya çıkması gibi problemler gelişebiliyor.”

Ceza vermek yerine sıkıntı yaşanan derslerde, bu sıkıntının kaynağını belirlemek gerektiğini vurgulayan Sivri’nin önerileri şöyle: “Doğru iletişimle çocuk, zayıf notlarda kendi rolünün farkına varıp, gerekli sorumlulukları üzerine alacaktır. Çocuğunuzu asla akranlarıyla kıyaslayarak eleştirmeyin. Bu onun yetersizlik duygularını pekiştirir. ‘Sen tembelsin, aklın beş karış havada!’ gibi söylemler çocukta ‘Ben hiçbir işe yaramıyorum ve öyle kalacağım’ algısına sebep oluyor.”

Kötü karneler kadar iyi karnelere gösterilecek tepkiler de önemli. Notları yüksek olan çocuğa aşırı övgüde bulunmanın sorumluluk ile başarı algısının yanlış şekillenmesine yol açabileceğini vurgulayan Sivri, “Aynı zamanda başarısızlık korkusunun artmasına ve ileriye dönük kaygının yoğunlaşmasına neden olabiliyor” uyarısında bulunuyor.