Advertisement

Güncel

İş cinayetinde ölen çocuğun ailesine polis dayağı iddiası

Ayazağa’daki bir lisenin tadilat işinde çalışırken şüpheli bir şekilde ölen 17 yaşındaki Güven Karakuş’un yakınları, açılan davanın karar celsesinden sonra iki polis tarafından dövüldüklerini iddia ederek savcılığa başvurdu. Polislerin Asayiş Şube Müdürlüğü’nde ifadeleri alındı. DHA’dan Ali Aksoyer imzalı habere göre; Ayazağa Evyap Endüstri Meslek Lisesi’nde 6 Eylül 2008’de meydana gelen olayda 17 yaşındaki Güven Karakuş’un cam taşıdığı sırada ağır yaralandı. Görgü tanıklarına göre boynundan yaralanan Güven Karakuş kendi imkanları ile özel bir hastaneye gitti. Burada olay hastane kayıtlarında trafik kazası olarak geçti. Durumu ağırlaşan Güven Karakuş sevk edildiği Okmeydanı Hastanesi’nde hayatını kaybetti. Olayın ardından Güven Karakuş’un ailesi çocuklarının bir...

Devamı…

Kitaplara ses olun

Türkiye’nin önde gelen kütüphane ve üniversiteleri, görme engelliler için bir kampanya başlattı. Ancak engelsizlerin katılımıyla hayata geçebilecek bu projede isterseniz siz de bir kitaba ses olabilirsiniz. Kampanyanın amacı kampanya metninde şöyle dile getiriliyor: “Toplumumuzu oluşturan engelli engelsiz her bireyin bilgi edinme, kendini geliştirme, ruhunu besleme ihtiyacı ve hakkı vardır. Bizler engelsiz bireyler olarak her türlü imkan ile istediğimiz bilgiye rahatlıkla ulaşarak, hem beynimizi hem ruhumuzu geliştirebiliyorken; kitle iletişim araçları, sosyal ortamlar ve kütüphaneleri araç olarak kullanıyoruz. İstediğimiz ortamda bulunabilir, istediğimiz bilgiye her şartta erişebiliriz. Ancak bazı bireyler bizim gibi şanslı olmayabilir. Doğuştan ya da sonradan görme yetilerini kaybeden bireyler...

Devamı…

Angharad Rudkin’den ebeveyn pişmanlıkları

Aile danışmanı klinik psikolog Angharad Rudkin, ebeveynlerin en çok pişmanlık duydukları beş şeyi sıralıyor. Çocuklara yeterince zaman ayırmamak Onlarla yalnızca vakit harcamıyorsunuz, onlara verdiğiniz her dakika onlara sizin için ne kadar önemli ve değerli olduklarını da hissettiriyorsunuz. Her gün çocuklarınıza ayıracağınız birkaç dakika bile yeterli olabilir bunun için. Yeter ki bu zaman diliminde yalnızca ve yalnızca onlarla ilgilenin ve sizin için başka insanlardan farklı bir anlamları olduğunu hissedin. Bu sürede ne yaptığınızın o kadar da önemi yok. İster film seyredin, ister yemek yapın, ister yalnızca konuşun. Yalnızca şunu hatırlayın, onlarla bu denli yoğun vakit geçirmek için çok fazla zamanınız...

Devamı…

Ne kadar çocuk, o kadar erken emeklilik

Hükümetin doğum teşvikleriyle ilgili düzenlemesinde ayrıntılar netleşiyor. Çalışan kadınların çocuk yapmasını sağlamak için emeklilik şartları kolaylaştırılacak. Zaman gazetesinden İsa Yazar’ın haberine göre; doğum yapan kadınlara verilen borçlanma hakkında çocuk sayısı ile ilgili sınırlama kalkıyor. Buna göre 5 çocuk yapan kadına 10 yıl borçlanma hakkı verilecek. Bu süreleri askerlik veya yurtdışı borçlanması gibi borçlanarak ödeyen kadın, 10 yıl erken emekli olabilecek. Kadınlara, doğum sonrasında çalışamadıkları süreleri borçlanarak ödeme hakkı ilk kez 2008 yılında sosyal güvenlik reformu ile birlikte gelmişti. Mevcut uygulamada çocuk sayısı kaç olursa olsun en fazla 2 çocuk için doğum borçlanması imkanı var. Borçlanılan süre de 4 yılı...

Devamı…

Minimalist ebeveynlik

Karım bir konferans için yarın şehir dışına çıkacak. Önümüzdeki beş gün ikizlerimizle tek başıma geçirdiğim en uzun zaman olacak. Dört yaşına geldiler bile kızlarım ama ilk kez onlarla kimsenin desteğini almadan başbaşa kalacağım. Şu anda karımın ne yapmam gerektiğiyle ilgili notlarla evin bütün duvarlarını doldurduğunu, bir yandan dört gün boyunca yiyeceğimiz yemekleri hazırlayıp buzdolabına yerleştirirken, diğer yandan sürekli bir şeyler anlatarak ortalığı telaşa verdiğini düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. Evde çocuk bakımının büyük bir kısmını zaten üstlenmiş durumdayım ve bunu yaparken herşeyi olabilecek en basit şekliyle düşünmekten yana oldum hep. Dolayısıyla kendi ebeveynlik tarzımı “aşırı-sadeleştirilmiş ebeveynlik” şeklinde adlandırabilirim. Fakat okuduğum yeni bir...

Devamı…

2012'de büyükler 609 çocuğu öldürdü

Gündem Çocuk Derneği, 2012 Çocuğun Yaşam Hakkı 2012 Raporu’nu açıkladı. Bu yıl ikincisi hazırlanan raporun sonuçları oldukça çarpıcı. 2012 yılında en az 609 çocuk bizzat devlet eliyle ya da devletin önlem almadığı sebepler nedeniyle yaşamını kaybetti. Gündem Çocuk Derneği’nin verilerine göre Türkiye’de yaşanan yoksulluğun, yoksunluğun, ayrımcılığın, ırkçılığın ve bunlara benzeyen ya da benzemeyen sorunların yeni boyutları çocukların yaşam hakkı ihlaline neden oluyor. Dernek Yönetim Kurulu Başkanı Celal Musaoğlu, “Çocukların yaşam, sağlık, eğitim, güvenli bir çevre, dil ve kültür, katılım, güvenlik içinde ve onurlu yaşama hakları ihlal ediliyor. Tüm bu sorunlar toplumun tüm kesimlerini ama öncelikle ve daha çok çocukları...

Devamı…

Hazır mamalar aşırı tuzlu

ABD’de yapılan bir araştırma, bebekler için üretilen hazır yiyeceklerdeki tuz miktarının sağlığa zararlı derecelerde olabileceğini gösterdi. ABD Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi tarafından yapılan araştırmada 1-3 yaş arası bebeklere yedirilmek üzere pazarlanan 90 yiyecek incelendi. Merkezden yapılan açıklamada bu yiyeceklerdeki sodyum miktarının bebeklerin sağlığına zarar verebilecek düzeyde olduğu belirtildi. Açılır açılmaz yenilebilecek şekilde paketlenen bebek mamalarında sodyum ve tuz miktarının belirli bir düzeyin altında kalması gerektiğini kaydeden merkez yetkili Joyce Maalouf, inceledikleri mamalardaki tuz miktarının ise uzun vadede kalp rahatsızlıklarına neden olabilecek düzeyde olduğunu belirtti. Gereğinden fazla sodyum tüketimi, yüksek tansiyon ve kalp hastalıklarına neden oluyor. Araştırmalar bebek mamalarında...

Devamı…

Şekere neden bağlanırız?

Aşırı tatlı tüketmek sağlığa zararlı olduğu halde tatlı yeme arzusunu dürten nedir? Birçok bilim insanı, hayatta kalma mücadelesinde şekerin kilit bir role sahip olduğunu, bu nedenle şeker arzumuzun içgüdüsel olarak kamçılandığını iddia ediyor. Yemek yediğimizde basit şeker glikoz bağırsaklarımızdan emilerek kana karışır ve vücudumuzdaki bütün hücrelere dağıtılır. Nöron adı verilen yüz milyar adet sinir hücresi için tek besin kaynağını sağladığı için glikoz özellikle beyin açısından büyük önem taşır. Nöronlar glikoz depolayamadığı için kandan sürekli glikoz akışına ihtiyaç duyar. Diyabetlerin yakından bildiği gibi kan şekeri düşen biri kısa sürede komaya girer. Araştırmacıların yaptığı bir test ilginç bir sonuç verdi: Şekerin...

Devamı…

Bütün tuzlar tehlikeli

Avrupa ülkelerinde tuz tüketim miktarı 7 ila 9 gram arasında değişirken, Türkiye’de kişi başına düşen tuz tüketim miktarının 15 ila 16 gram civarında. İdeal tuz tüketim miktarı 5 gram olarak belirlenirken, tuzların yararlı ya da zararlı olarak ayırılamayacağı belirtildi. Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Arıcı, “Tuzları yararlı ya da zararlı diye nitelendirmek mümkün değildir. Çünkü bütün tuzlar sodyum klorür içerdiği için tehlikelidir” ifadelerini kullandı. İdeal tuz tüketimi konusunda önerilen miktarın 5 gram olduğuna dikkati çeken Arıcı, “Türkiye’de tuz tüketimi, Avrupa ülkelerine göre iki kat daha fazla. Vücuda gereğinden fazla tuz alınması...

Devamı…

Olga Okulu Sevmiyor

Sıradan günlere renk katan Olga’nın işi bu kez zor. Okuldaki günler hiç de alıştığı türden değil. Bakalım kahramanımız okulla nasıl baş edecek? Ders mi oyun mu? Canının istediği gibi davranmak mı belli başlı kurallara uymak mı? Okula alışmak hiç kolay değil ki! Bütün alışkanlıkların yerle bir oluyor, bir de üstüne kısıtlamalar geliyor… Olga yeni hayatının en sancılı günlerini yaşıyor. Alışmak, sevmek ne kadar zamanını alacak? Olga okulu sevebilecek mi? Olga kitabıyla tanıştığımız bıcırık Olga’nın yeni macerası Okulu Sevmiyor’da onu daha yakından tanıyacak, dertlerine ortak olacaksınız. Olga iki çocuklu bir ailenin küçük kızı. Okula başlayalı bir hafta olmuş ama alışması...

Devamı…