Bizim park dünyalar kadar…
Akşam olur, işten eve dönerim. Sinyalimi verip otoparka döndüğüm noktada beni karşılayan mürdüm eriği ağacına selam çakarım, hızımı yavaşlatarak ilerlerim ve camımı açarım. İşte o ses. Bizim parktan geliyor, çocukların sesi. Biliyorum bizim kız da orada. Semih onu okuldan almış ve kısa bir pazarlıkla eve götürmeye çalışmıştır ama nafile. Hızla parka doğru ilerleyen Gülse’nin yanında dolanmaktadır ama günün yorgunluğundan eser yoktur kendisinde. Bir sevgiliye kavuşma heyecanıyla beklediğim günün o anında Gülse’ye koşarım. Arabayı nasıl park ettim, nasıl indim, çantam nerede, telefonumu aldım mı bilmeden, kalbimin sesi kulaklarımda kızıma kavuşurum. Çok mutlu olurum çünkü o çok mutludur. “Anne parkta duralım...
Devamı…


