Adalar’ın sorunları hiiiç bitmez! Ulaşım sorunu da bunun başında gelir hep.

Bostancı –Adalar hattında çalışan vapur seferlerinin minimuma inmesi adada yaşayanların en büyük sıkıntısı olmuştu geçtiğimiz yıllarda. Ben de o zaman çalıştığım gazeteye ‘Kahraman vapur mopura karşı’ başlıklı bir haber bile yapmıştım. Lakin, insanların yüz yüze bakmadıkları, gürültüsünden sohbet etmeyi bir kenara bıraktıkları ve egzozundan boğuldukları mopurlardan bir türlü kurtulamamıştık.

Haftada ya da ayda yılda bir gidenler için vapur seferlerinin seyrekliği pek fark etmez. Ancak hafta sonu gelip de insanlar adaya akın etmeye başladığında vapurun adı bir anda mülteci gemisine döner. Yine de bu durum günü birlikçileri, adada sürekli kalanlar kadar rahatsız etmez. Ama bu seferlerde hep yer kavgası olur. Keza, Kabataş’tan Adalar’a kalkan son vapur 23.00’dadır ve onu kaçırdınız mıydı Bostancı’ya da yetişemeyeceğinizden anakarada mahsur kalıverirsiniz. Bu saat yıllardır değişmedi ve değişmiyor.

Adada yaşayanların, anakarada geç bir saatte kapılarını çalabilecekleri ahbapları yoksa konsere ya da geç saatlerdeki filmlerin matinelerine girme hakları yoktur. Ulaşım, bu sorunlardan sadece biridir.

Adalar’da başta sağlık olmak üzere (ki o acı bir biçimde bir parça çözüldü) bilmediğiniz ve belki de içinde çıkamayacağınız için bilmeyi tercih etmeyeceğiniz sorunları var.

Saysak, Kabataş’tan Büyükada’ya denizaşırı yol olur. Adalar sanki hiç bu şehrin hatta ülkenin bir parçası değildir. Çünkü birilerinin işine öyle gelmektedir.  Söz konusu kimseler için Adalar yalnızca ‘rant kapısı’ olarak önemlidir.

Adaevi’ne destek verelim!

Heybeliada’da biri dışında bütün plajlara para ödeyerek girildiğini biliyor muydunuz? Hatta Değirmenburnu Piknik Alanı’nda yürüyüş yapmak için bile para ödemeniz gerekebilir.

Peki, Büyükada’da bulunan Çelik Gülersoy Kültür ve Sanat Merkezi’ne ve içinde konserlerin, söyleşilerin, imza günlerinin, belgesel gösterimlerinin dahası kültür ve sanatın sürekli devinim halinde olduğu ‘Adaevi’nin kapatılmasına Adalar Belediyesi’nce karar verildi. Orada sürekli demli çayı ve güler yüzüyle iki şahane insan canına dişine takmış, yaz kış demeden mekânı hareketli tutmaya çalışıyor. “Belediye hizmetlerinde kullanılması planlandığından” söz konusu alanın tahliye kararı bulunuyor. Orada, şimdilik etkinlikler devam ediyor.  Orada yapılan etkinlikleri daha sıkı takip edip, orayı birazcık daha fazla sahiplenmeliyiz diye düşünüyorum.

Önümüzdeki günlerden biri olan 14 Haziran’da, saat 17.00’de, Adalar Müzesi’nin 2014 geçici sergisi “Adalar’da Tanrının Evleri” Çelik Gülersoy Kültür ve Sanat Merkezi’nde, müzenin açık sergi alanında açılacak. Mesela, bu açılışa katılımı yoğun bir şekilde sağlayıp alanın sahipsiz olmadığını birlikte gösterebiliriz. Link, konuyla ilgili yürütülen imza kampanyasına ait. Ama yine de “tamam ben imzamı attım, işim bitti” dememeli oraya sahip çıkmalıyız, tıpkı Heybeliada Kütüphanesi’ne sahip çıktığımız gibi.

Adada arabanın işi ne?

Son birkaç yıldır Adalar’dan faytonların kaldırılması gibi bir konu yankılanıp duruyor vapur seferlerinde, Ada sokaklarında ve çay bahçelerinde.

Adalarda çoluk çocuk en sevdiğimiz şey atlar ve faytonlar. Atlara sahipleri tarafından güzel bakılamadığını, bunun da aynı zamanda onların ekonomik koşullarıyla ilgili olduğunu ve birbirine eklemlenen sorunların olduğunun elbette ki farkındayız. Kişisel olarak fayton kullanmama tercihim de bundan. Ancak karşısına konulan şey pek de iç açıcı değil.

Burgazada sakinlerinden geçtiğimiz günlerde gelen çağrıyı direkt olarak paylaşıyorum. Her ne kadar çağrı yaptıkları tarih geçmiş olsa da eminim ki önümüzdeki günlerde bu araçlar adadan çekilmezse yeni etkinlikler yapılmaya devam edilecektir. Çocuklarımızın geleceği ve yaşam alanlarımız için takipte olmakta yarar var. Tabii, takdir size kalmış:

“Burgazada sokakları otomotiv firmalarına peşkeş çekiliyor.

Birkaç gündür Burgazada sokaklarında elektrikli olduğu söylenen binek arabalar boy gösteriyor. Bir otomotiv firmasına ait bu araçların tanıtımının ve reklamının yapıldığı söyleniyor.

Firma, güya “doğa dostu” araçlarını görücüye çıkarmak için ada sokaklarını seçmiş. Motorlu taşıt kullanımının yasak olduğu adada bu araçlar pervasızca gezdiriliyor, sürat denemeleri yapılıyor, gelişigüzel park ediliyor. Emniyet ve belediye yetkilileri ise bu manzarayı görüyor ve seyirci kalıyor. Araçları adaya getirenler, “yetkili makamlardan” izin aldıklarını söylüyorlar.

Bu araçların adada bulunmasında kamu yararının olmadığı açıktır. Ada sokakları bir otomotiv firmasının yararlanmasına açılmış, bu firmanın pazar sorununun halledilmesine adanmıştır. Bu firmanın motorlu araçlarını ada sokaklarına getirirken kimle ne pazarlık yaptığını bilmiyoruz, ancak herkesi bu konuda duyarlı olmaya, Adalar’a ve sokaklarına sahip çıkmaya çağırıyoruz.

Yarın 4 Haziran 2014 günü Saat 12.30’da bu firmaya adalarımızın, ürünlerinin pazarlanacağı bir yer olmadığını yüzlerini söylemek ve idarecilere adanın adalılara ait olduğunu hatırlatmak için bütün adalıları Burgazada İtfaiye Meydanı’na (Atatürk heykeli önü) bekliyoruz.