Fransız haber ajansı AFP, Türkiye’deki eğitimli gençlerin ülkeyi terk edip başka ülkelerde hayat kurmayı tercih ettiğini anlatan bir araştırma haberi yayınladı. Ajansa mülakat veren gençlerin sıraladığı sebepler arasında üniversite mezunları için azalan iş imkanları, artan muhafazakarlık ve insan haklarıyla bireysel özgürlüklerin azalmasının öne çıktığı görüldü.

Ajansa konuşan Dilara adındaki bir kadın beş yıl önce Dubai’ye yerleşme kararı aldığında Türk ekonomisinin canlı, kültürel etkinliklerin hareketli ve Batı ile ilişkilerin iyi olduğunu, bu yüzden çoğu arkadaşının Dubai’ye taşınmasını hata olarak gördüğünü anlattı.

Gerçek adını vermek istemeyen ve dijital pazarlama alanında uzman olan Dilara şöyle konuştu: “Ama bugün çoğu arkadaşım bana CV’lerini gönderiyor, çünkü Türkiye’de kalmak istemiyorlar, özellikle de referandumdan sonra. Önceki yıllarda dönmeyi düşündüğüm olmuştu ama Türkiye’deki olaylar fikrimi değiştirdi.”

Bahçeşehir Üniversitesi Sosyoloji Bölümü’nden akademisyen Ulaş Sunata, son yıllarda eğitimli gençlerin ülkeyi terk etme trendinin hızlandığını ve bu durumun ülkeye zarar verebilecek bir beyin göçü olduğunu söyledi: “Bu, ülke için önemli bir sorun. Ama bunun tek etkisi sosyokültürel olmayacak, aynı zamanda ekonomik etkileri olacak. Ülkeyi terk etmeleri Türkiye için gerçek bir dezavantaj.”

Giderek artan işsizlik gençlerin tercihlerini belirliyor

2016’daki darbe girişiminin ardından ekonominin son çeyrekte yüzde 5,1 büyümesine rağmen genç işsizliğinin yüzde 20,6 ile yüksek bir oranda olduğuna dikkat çeken AFP, reformların durmasının gençler için belirsiz bir gelecek anlamına geldiğini yazdı.

Adının gizli tutulması koşuluyla AFP’ye konuşan 33 yaşındaki bir İngilizce öğretmeni, “Başka yerlerde daha iyi imkanlar varken neden burada acı çekeyim ki? Adaletin olmadığı bir ülkede ne işim var?” diye konuştu.

Eşi ve çocuklarıyla birlikte ülkeyi terk etmek için ilk adımlarını attığını söyleyen öğretmen, “Daha iyi yaşam standartlarını hak ediyoruz” dedi.

Artan baskı ve özgürlük kısıtlamaları da etkili oluyor

26 yaşındaki bir film yapımcısı ise ayrılık kararını “Türkiye’de artık bağımsız filmlere yer yok” diye gerekçelendirdi.

140 bin kişinin işinden atıldığı veya açığa alındığı, 50 binden fazla kişinin de gözaltına alındığı aktarılan haberde, bu ortamın akademiyi de etkilediğine dikkat çekildi.

Olağanüstü hal (OHAL) kapsamında 5 bin 500’den fazla akademisyenin kanun hükmünde kararnamelerle işinden atıldığını dikkat çeken AFP, doktorasını yapmak için gittiği Kanada’nın Montreal kentindeki eğitiminin ardından Türkiye’ye dönmemeye karar veren bir Türkle de konuştu.

Adını açıklamak istemeyen 28 yaşındaki kişi, “Bir akademisyen olarak siyasi düşüncelerinizi bir kere bile dile getirmek Türkiye’de sizi tehlikeye atar. Böyle bir durumda Türkiye’de akademisyen olmak cesaret gerektirir” dedi.

İletişim alanında doktora öğrencisi Merve de kısa süre içinde Budapeşte’deki partnerinin yanına taşınacağını söyledi. Merve hem kendisinin hem de partnerinin Türkiye’de akademik bir kariyer yürütmenin çok zor olduğunu düşündüğünü şu sözlerle aktardı: “Herkes geleceğini düşünürken kararlar veriyor, ben de ayrılmaya karar verdim.”

Muhafazakarlığın yükselmesi gençleri tedirgin ediyor

AFP’ye göre artan muhafazakarlık ve azalan insan haklarının yanısıra genç işsizliğinin yüksekliği de eğitimli gençlerin gitme nedenlerinden biri

Akademisyen Sunata, ülkeyi terk etmeye en yatkın kesimlerin üniversite mezunları olduğunu şu ifadelerle açıkladı: “Ülkeyi terk etmenin riskleri var ve bu risklerle yüzleşmeyi en fazla göze alabilecekler üniversite mezunları. Onların ayrılması, insan hakları gibi evrensel değerleri savunacak daha az insan kalmasına ve bu değerlerin zayıflamasına yol açıyor.”

Öte yandan, habere göre yurtdışına gitmek her zaman kolay olmuyor.

Türkiye’nin en prestijli üniversitelerinde uzun yıllar akademisyenlik yapan bir tarihçi, Fransa’ya gitmek için dört yıl boyunca belge hazırlaması ve iş araması gerektiğini söyledi: “Umarım bir daha asla Türkiye’ye geri dönmek zorunda kalmam.”

Ajansın haberine göre, 16 Nisan’daki referandumda ‘Evet’ oyunun çok az farkla kazanması, umutların tamamen sönmemesini sağladı.

AFP’ye konuşan film yapımcısı, “Her şey bir gecede değişmeyecek. Türkiye öngörülemez bir ülke, her şey çok hızlı değişebilir” dedi.

Uzun yıllar boyunca arkadaşları yurt dışına çıkarken gitmeyi reddeden bir inşaat mühendisi ise sonunda ülkeden ayrılacak olmaktan ötürü üzüldüğünü söyledi: “Ülkemi gerçekten seviyorum. Bu ülkeyi muhafazakarlara bırakmak istemiyorum. Kendimi kaçıyormuş gibi hissediyorum.”

 

Kaynak: BBC Türkçe (http://www.bbc.com/turkce/haberler-turkiye-41331921)