Teknoloji milyarderi Michael Dell’in 18 yaşındaki kızı Alexa Dell, twitter hesabından o esnada Fiji’de ailesiyle birlikte tatilde bulunan erkek kardeşinin fotoğraflarını yayınladığında, “avantajlı” çocukların sosyal medyada neyi paylaşıp neyi paylaşmamaları gerektiğini tartışmaya başladık. Zachary, ailesinin özel jetinde, gürültüye karşı tasarlanmış özel bir kulaklıkla seyahat ediyordu. Güvenlik meselesinin ötesinde -ki Dell ailesinin güvenliğini sağlamak ve gözlerden ırak tutmak için milyonlarca dolar harcıyor- Alexa’nın yayınladığı bilgilere ilişkin ahlaki bir takım kaygılar ön plana çıkıyordu. İnsanlar ailelerinin zenginliklerini paylaşmalı ve bununla gururlanmalı mı? ABD büyük bir mali krizin içinden geçiyordu bu olay gerçekleştiğinde, insanlar evlerini, işlerini, geleceklerini kaybediyordu? Peki Alexa bütün bunları düşünmek zorunda mıydı?

Kültür olarak başkalarının hayatları, banka hesapları konusunda takıntılarımız olduğunu kabul edelim. Bu yüzden onca magazin programını seyrediyor, dizilerde zengin insanların hayatlarını hipnotize olmuş gibi izliyoruz. Buna rağmen zengin biri gerçek hayatta yaptığı bir şeyi, sahip olduğu bir ayrıcalığı gösterdiği zaman bunda ahlaki bir problem olduğunu düşünüyoruz. Sizce burada her iki tarafın da içinde bulunduğu, karşılıklı bir ahlak tanımı sorunu yok mu?

Yaklaşık 30 yıldır varlıklı çocukların psikolojik problemleriyle ilgileniyorum. Ayrıca artık büyümüş olan iki çocuğum var. Bütün bu süreçte ayrıcalıklı ailelerde büyüyen çocukların ne türden sorunlarla karşılaştıklarına yakından tanık oldum. Her birinde dışardan bakıldığında göze çok çirkin görünen bazı nitelikler var. Kendilerini hayatın merkezi zanneden, ama aynı zamanda depresif ve öz-yıkıma çok eğilimli çocuklar bunlar. Narsisizmi de koymak lazım listeye, çünkü onca şaşaa içinde kendileri olmanın yolunun bu olduğunu zannediyorlar genellikle. Üstelik pek çoğu akademik hayatta, sporda ve diğer ilgi alanlarında başarı göstermelerine rağmen hiçbir zaman hiçbir şeyden yeterince tatmin olmuyorlar. Parlak ve yetenekli çocuklar olsalar bile, kendileriyle başları belada.

Bunu söylemek kulağa garip geliyor ama zengin bir çocuk büyütmek hiç kolay değil. Bir kere ailelerin inanılmaz yüksek beklentileri var. Kızınızı dünyanın en iyi okuluna göndermekte hiçbir beis olmayabilir, ama aynı zamanda iyi bir insan olmasını, kendisini keşfetmesini, insanlarla doğru düzgün ilişkiler geliştirmesini de istersiniz. Sahip olduğunuz para onlara pek çok şeyin en kalitelisini sağlama imkanı verebilir size. Ama söz gelimi arkadaşlığı ve aşkı satın alamazsınız.

19 yaşındaki kolej öğrencisi Chrissie’nin öyküsünü ele alalım. Tatile gitmek için ailesinin özel uçağını kullanabilirdi. Ama öte yandan sıradan bir lise öğrencisi de olmak istiyordu. Ailesinin parasının arkadaşlarıyla arasına girmemesini sağlamaya uğraşıyordu. Özel jetli bir tatil yerine arkadaşlarıyla kampa gitti. Ama bu yetmedi Chrissie’nin kendisini bağımsız bir kişilik olarak inşa etmesine. Çünkü mesele dönüp dolaşıp ailenin sahip olduğu paraya dayanıyordu kızlar arasındaki konuşmalarda da. Chrissie bana geldiğinde anoreksik ve alkolikti. Belli ki ailesinin sahip olduğu para ve güç ona kendisini suçlu hissettiriyordu.

Bir başka örnek de Abby. Henüz 19 yaşındaydı ama çoktan bir dövmesi, bir sürü cinsel deneyimi, uyuşturucuyla tanışıklığı vardı. Hatta kuryelik suçundan dolayı tutuklandı. Bu olaydan sonra “iyi kız” olmaya karar verdi, ama işi hiç de kolay değildi. Okulda herkes ondan uzak duruyordu. Spor takımından atıldı. Üçüncü kez tutuklandığında ailesi artık ona poliste torpil aramaktan da vazgeçti.

Çocuklar bazen hayatla başedemeyebilirler. Bu büyümenin bir parçasıdır. Ebeveyn olarak bizim işimiz koşulsuz sevmektir, tabii çoğu zaman. Ayrıca onların kendilerini ve hayatı anlamalarına yardımcı olmak da bizim işimiz. Bu da arada bir onlara dur diyebilmekten geçiyor olabilir. Ne kadar paranız olursa olsun bir iş bulup çalışmasını önerin mesela. Harçlıklarını herkes kadar miktarda tutun. Sizin paranızın onları şımartmasına izin vermeyin. Herkesin dolaştığı sokaklarda dolaştırın. Gerektiğinde cezalandırın. Başkalarına kötü davranmalarına izin vermeyin. Yani siz de diğer anne babalar gibi davranın. Sahip olduğunuz güç çocuğunuzun etrafında bir kalkan olmasın. Sözün kısası, sahip olduğunuz paranın çocuğunuzun büyümesini engellemesine izin vermeyin.

Peggy Drexler, Uzman Psikolog

Psychologytoday.com