Lulu… İnatçı mı inatçı! Aksi mi aksi! Ya da şöyle diyebiliriz: Tam bir karın ağrısı! Canı bir şey istedi mi, karşı durmak imkânsız.
Hayykitap Çocuk, okurlarını dediği dedik, huysuz mu huysuz bir kız çocuğuyla tanıştırıyor. Lulu, ele avuca sığmayan bir çocuk. İnsanı çok fena gıcık ediyor ama sevdiriyor da kendini. Gün geliyor bir brontozor bulmak için ormana gidiyor, gün geliyor istediğini elde etmek için para kazanmaya karar veriyor. Hayvanlarla mücadele ederken, kendisinin tam zıttı bir oğlanla uğraşırken bir de yazar araya girmez mi. Sevgili yazarımız durmadan öyküyü kesip hınzırca yorum yapıyor, huysuzluklarıyla Lulu’yu aratmıyor. Calcedott Onur Ödüllü illüstratör Lane Smith’in resimleriyse bu mizah dolu maceralara ayrı bir renk katıyor.
“Lulu” dizisi, birbirine benzeyen kahramanlar ve bildik maceralar ekseninde dönen hikâyelerin arasında, taptaze bir soluk olarak okurlarını bekliyor.
Lulu Köpek Gezdiriyor’da, Lulu imkânsızı istiyor. Ama bu kez “armut piş ağzıma düş” yok. Çünkü amacına ulaşmak için para biriktirmek zorunda. Lulu bir işin ucundan tutmaya karar veriyor fakat mahallede yapabileceği bütün işleri, kusursuzluk timsali Fleischman üstlenmiş bile. Lulu’ya kala kala tek iş kalıyor: Komşuların köpeklerini gezdirmek…
Lulu insanı çileden çıkaran üç köpekle ‒evet, yanlış duymadınız, tam üç köpekle‒ başa çıkabilecek mi dersiniz?