Başka hiçbir ülke, İsveç gibi bu denli cömert ebeveynlik izni koşulları sağlamaz. Mevcut sistem ebeveynlerin toplam 480 gün boyunca devletten bir ödenek alarak, çocuklarıyla birlikte evlerinde vakit geçirmesine izin verir. Bu 480 günün altmış günü baba tarafından kullanılmalıdır, aksi takdirde boşa gidecektir. İznin iki ebeveyne de paylaştırılmasının asıl amacı toplumsal cinsiyet eşitliğini artırmaktır.

Kadınlar ve erkekler arasında ebeveynlik izninin daha eşit paylaşımını teşvik etmek amacıyla, bir “eşitlik ikramiyesi” de uygulamaya konulmuştur. Ebeveynler aralarında ne kadar çok gün paylaşırlarsa, ikramiye o denli artar. İkramiye, bu uygulama sonunda 1 500 avroya kadar çıkabilir. Çiftler arasında ebeveynlik izninin paylaşımıyla sağlanan bu ikramiyelere rağmen, İsveç’te babalar kendilerine verilen altmış günü kullanmayı tercih eder.

Fotoğrafçı Johan Bavmän, projesinin oluşum sürecini şöyle ifade ediyor:

“Proje, oğlumla evde vakit geçirdiğim bir dönemde başladı. Bir baba olarak, bana yönelik yazılı hiçbir şey bulamamıştım. Ben de bu süreçte, ebeveyn izni kullanan babaları fotoğraflamak istedim. Onların çocuklarıyla neden evde olmak istediklerini, ebeveyn izninin onlara neler öğrettiğini merak ediyordum. Bu izni paylaşan çiftlerin sadece yüzde 12 oranında olması beni şaşırtmıştı. Tablo, İsveç’in dünyanın en eşit ülkelerinden biri olduğu yargısına uymuyordu. Yine de projeme ülkedeki diğer babaları da ebeveynlik izninin paylaşılması konusunda teşvik edebilmek umuduyla devam ettim.”

kaynak: johanbavman.se