Advertisement

Güncel

Aylin B. Yıldırım Tschoepe: "Şaşkınlıktan dilim tutuldu"

Almanya’da doğdu ve aynı ülkede mimarlık eğitimi aldı. 2003’te mimar olarak çalışmaya başladı. 2007’de İstanbul’daki gecekondu alanlarını kökten yok etmek yerine farklı bir şekilde yenileyerek yaşanabilir hale getirecek bir projeyle yüksek lisans tezini tamamladı. Harvard Üniversitesi’nde Tasarım Doktora’sı yapmaktayken, 2011 yılında yoluna antropolojide devam etmeye karar verdi. 2012’de doktora tezini bitirdi. Gelecek yıl yine aynı üniversitede ders vermeye başlayacak… Geçen yıl aniden anne olma isteğiyle doldu. Hamileliğinin ilk aylarını seyahatlerle geçirdi ama hiç mutsuz görünmüyordu. Bebeği henüz altı haftalık. Kaç yaşında anne oldunuz? Planlı mıydı? 34 yaşında, evet planlıydı. Hamilelik süreci nasıl geçti? Tuhaf aşermeler dışında çok eğlenceliydi. Son...

Devamı…

Şiddet hakkında konuşmalıyız…

Bu yazının başlığını seyretmeye yüreğimin dayanmadığı bir filmden aldım: Kevin Hakkında Konuşmalıyız. Kevin eğitimli, üst-orta sınıf, görünürde herhangi bir sorun yaşamayan bir ailenin büyük erkek çocuğudur. Ve bir gün babası ve kardeşi de dahil olmak üzere onlarca kişiyi katleder. Peki Kevin’in annesi olmak nasıl bir duygudur? Çocuklarını kaybedenler elbette hiç kapanmayacak kocaman bir acı hissederler. Ama eğer kaybettiğiniz çocuk aynı zamanda onlarca kişiyi de öldüren bir katilse nasıl hissetmelisiniz? Kevin’in annesi mağdurların ailelerinin sahip olduğu dayanışma, empati gibi acıyı azaltacak hiçbir toplumsal desteğe sahip değildir. Katliam onu yapayalnız bırakır. Sona eren hayatlarla birlikte, yaşamak zorunda kalan annenin de hayatı...

Devamı…

Ağaçlar kesilmemiş, işkence görmüş

Geçen hafta Taksim Gezi Parkı’nda, daha önceden işaretlenmiş ağaçların kesilmeye başlandığıyla ilgili bir haber yayınladık. Bize değil ama haberi bizimle aynı gün gören Radikal’e bir açıklama gönderdi İstanbul Büyükşehir Belediyesi. Açıklamada deniyordu ki: “Taksim Gezisi’nde resimde görülen ağaçlarda kesim değil, rüzgar sebebiyle kırılan dalların düzeltilmesi söz konusudur.” Hiç inandırıcı gelmedi bu açıklama. Nedeni ortada: Ortada düzeltilmiş değil, kolu kanadı kökten koparılmış ağaçlar vardı çünkü. Öyle bir budanmıştı ki ağaçlar, çırılçıplak birer kütük olarak kalakalmışlardı parkın içinde. Derken Peyzaj Mimarları Odası (PMO) İstanbul Şubesi bir karşı açıklamayla birlikte belediyeye hangi soruların sorulması gerektiğini hatırlattı kamuoyuna. PMO açıklamasında şunlar ifade ediliyordu:...

Devamı…

İddialarıma örnek anne: Sevilay Yükselir

Sevilay Yükselir, ara ara okuduğum, siyasi görüşlerine katılmadığım ama samimiyetle yazdığını düşündüğüm bir yazar. Mahallenin Sevilay Ablası gibi yazıyor olmasına bir miktar sempati de besliyorum. “’Ben görmedim yavrum görsün’ sahtekârlığı ve kadınlar” başlıklı yazım yayınlandıktan sonra bir eksikliği fark etmiştim. Ne güzel olurdu bir de somut örnek olsaydı. Eksik olmasın Sevilay Yükselir, hemen bugün, farkında olmadan bu ihtiyacı karşılayacak bir yazı yazdı. Müteşekkirim. Benim temel tezim şu idi: “Bana sorarsanız milliyetçilikten saygısızlığa, arsızlıktan kaderciliğe pek çok toplumsal problemimizin altında aynı şey var: Bu ülkede eşşek kadar adamlar hâlâ ana kuzusudur.” Sevilay Yükselir, üniversitelere asla içki sokulmaması gerektiğini (hatta ge-rek-ti-ği-ni)...

Devamı…

Annenin evrimi

Ebeveyn olmak her şeyi değiştirir, doğrudur. Fakat ebeveynliğin kendisi de her çocukta değişir. Burada size bir annenin, ikinci ve üçüncü çocukta nasıl bir evrim geçirebileceğini göstereceğiz. Giysiler Birinci bebek: Pozitif çıkan ilk testten itibaren gebe giysileri edinip üzerinizden çıkartmazsınız. İkinci bebek: Normal kıyafetlerinizi mümkün olduğu kadar uzun süre giyinmeye çalışırsınız. Üçüncü bebek: Gebelik kıyafetleriniz, normal kıyafetleriniz haline gelmiştir. İsim verme Birinci bebek: Bütün isim sözlüklerini alıp iyice incelersiniz. İsmi söyleyerek, yazarak çeşitli denemeler yapar ve sonunda en sevdiğiniz isimlerden bir isim kompozisyonu oluşturursunuz. İkinci bebek: Ailede, büyüklerden birinin adını çocuğa vermek isteyecek birileri mutlaka vardır. Onların tavsiyelerine uyarsınız. Üçüncü...

Devamı…

Bebeğinizin bezi kişiliğini yansıtıyor

Bebek bezi deyip geçmeyin. Nasılsa gün boyu bilmem kaç kez yüz yüze geldiğiniz kimi görüntüler kimbilir nasıl gerçekler barındıyor, düşündünüz mü? Bebeğinizin bezinde gördüklerinizi doktorlara söylediğinizde bambaşka şeyler söyleyeceklerdir elbette, ama uzman olmayan bir bakışın da görebilecekleri var… howtobedad.com’a teşekkürlerimizle kendi görebildiklerimizi...

Devamı…

Abaga comba hohanza: çocukluğun etimolojisi

Dicle Üniversitesi öğretim görevlilerinden Mehmet Hazar, Anadolu’da çocukluk ve ebeveynliğe ilişkin sözcüklerin derlemesini yapmış. Biz de onun derlediği sözcükler arasından bir seçim yapıyor ve çocukluğun ve ana-babalığın dilsel köklerinde bir gezintiye çıkıyoruz… Hemen söyleyelim, elbette daha okunaklı olsun diye sadeleştiriyoruz tanımları. Hazar’ın kullandığı kaynaklarla birlikte sözlükçenin tamamına şuradan ulaşabilirsiniz. A abaga: Torununun torunu, uzak torunlar abla: Bir kimsenin kendinden büyük olan kız kardeşi. 2. Büyük kız kardeş gibi saygı ve sevgi gösterilen kız veya kadın. açı: açı karındaş ‘ağabeyin oğlu’, açı sıyın ‘ağabeyin kızı’ afacan: Zeki ve yaramaz (erkek) çocuk, ele avuca sığmayan çocuk. aga-ini: Erkek kardeşler. agu: Hala...

Devamı…

Çocuğa verilmesi gereken 99 cevap

Çocuğunuzla hem iyi bir ilişki kurmayı, hem de bu yakın ilişkiyi sağlarken onun kendine olan güvenini arttırmayı ister misiniz? Bunun için sergileyebileceğiniz tutumlar içinde basit ama çok etkili bir tanesi de şu: Durup dururken, içinizden o an gelircesine ona güzel şeyler söyleyin. Çocuğumuzun bir başarısı karşısında ya da bekleneni yaptığında bunu pek unutmuyoruz ancak bir ‘sebep’(!) yokken bunu söyleyenimiz pek fazla değil. Halbuki daha etkili olanı bu spontan olanı, daha sahici. Söyleyebileceğimiz şeylerin ufak bir listesi. Sizler yüreğinizden kopan daha nicelerini bulabilirsiniz, hatta zaten aranızda birbirinize isimler takmışsınızdır bile. Bunu geliştirin, kendi dilinizi oluşturun… Çocuğuma ne diyeyim: 99 cevap...

Devamı…

Dedeler ve ninelerden "torun" harekatı

İspanya’da farklı nedenlerden torunlarını göremeyen dedeler ve nineler, 4 yıl önce kurdukları dernekle yasal hakları için bir mücadele başlatırken, toplum içinde bu sorunun her geçen gün daha da büyüdüğüne dikkat çekiyorlar. Aslında evrensel bir sorun olan, farklı sebeplerlerden, dedelerin, anneannelerin veya babaannelerin torunlarını yeterince veya hiç görememeleri, 2008 yılında kurulan “Torunlarından Uzaklaştırılan Dedeler Derneği” ile İspanya ‘da kurumsal bir mücadele haline getirilmiş. Dünyada benzeri olmadığı tahmin edilen İspanya ‘daki bu dernek, çalışmalarıyla başka ülkelerin de ilgisini çekerken, Meksika ve Arjantin ‘de benzer bir derneğin kurulması için girişimlerde bulunulduğu öğrenildi. Torunlarından Uzaklaştırılan Dedeler Derneği Başkanı Guadalupe De la Fuente Espinosa...

Devamı…

Veliler anaokulu açtı: Küçükkarabalık'ta Montessori

Hergün sadece eve dönebilmenin bile bizi kahraman yaptığı zamanlardayız. Tehlike gırla, görev ve sorumluluk ise sonsuz. Aman arabanın taksidi geldi, ev kirası ödendi mi, yine mi doğalgaza zam gelmiş giy bir kazak daha… Tüm bunların üstüne çağın vebası yalnızlık da eklenince ohh gelsin depresyon. Aramızda şanslı olan aşıklar da yok değil. Daha da şanslı olan aşıklar evlenmekte gelin-güvey olmaktalar. Mutlu son… Ama işler bununla bitmiyor. Bu aşık gelin-güveyimiz gün geliyor çocuk sahibi olmak istiyor, cesarete bakınız. Dünyanın ne kadar tehlikeli ve zor biryer olduğunun bilincinde olsak da çocuk sevgisi de bambaşka. Doğurasımız da var, geçemiyoruz önüne. Özellikle büyük ve...

Devamı…