Üç yaşına kadar konuşamayan, bütün okul hayatı boyunca dışlanan ve tavırları “şımarıklık” olarak nitelenen Birsen Başar yaşadıklarının asosyallikten değil de otizmden kaynaklandığını öğrendiğinde 21 yaşındaydı. Eğitimini tamamlayan, 4 dil konuşan ve dezavantajı avantaja döndürmeyi başaran Başar, hikayesini “Artık Farkedilmek İstiyorum” kitabında anlattı.
“Yüksek fonksiyonlu yetişkin otistik” tanısı konduğunda 21 yaşında olan Başar “Otizmin başka yüzünü göstermek istiyorum” diyerek yola çıkmış.
Hayatını zorlaştıran otizmden çok insanların önyargıları. Sürekli kendisine yöneltilen “iletişim niye kurmuyorsun?” sorusuna yanıt vermekten yorulmuş:
“Beynimin söylenenleri anlaması için daha çok zamana ihtiyacım var. İşte bazen bana ‘sen sağır mısın?‘ diye takılıyorlar. Üst üste şaka yapılırsa anlayamıyorum. Söylenen bilgileri hemen deşifre edemiyorum.”
Yaşıtlarından farklı olduğu 21 yaşına kadar anlaşılmamış. Okul hayatını boyunca iletişim kurmakta güçlük çekerken, teneffüsleri hep yalnız geçmiş. Dersleri iyi olsa da, sorunlar lise de artmış. Aile hekimi, psikiyatri uzmanından sonra teşhis ancak üniversitede konulabilmiş.
Şimdi topluluk karşısında konuşan, seyahat eden Başar’ın bazı alışkanlıkları hep aynı… Hep aynı marketten alınmış, aynı markanın, aynı konserve yemeğini yiyor. 5 yıldır aynı model ayakkabıyı giyiyor. Nevresimlerinin değişmesinden hiç hoşlanmıyor.
“Örneğin sinemaya giderken sorun yaşamıyorum. Ama insanlarla grup içinde kaynaşmakta, aktivite yapmakta zorluk yaşıyorum. İnsanlar nasıl arkadaşlık kurar bilmiyorum. Duygularını anlayamıyorum” diyor. Başar yine de kendini aşmayı başardı. Kendi deyimiyle “beyninin içindeki negatif duyguları” durdurmak için antidepresan kullanıyor. Üniversitede çok zorlanarak kazandığı alışkanlıkla şimdi toplulukların karşısında sunumlar yapıyor.
Başar’ın kitabının adı Ben de Artık Farkedilmek İstiyorum. Tek isteği de farkedilip görünmez olmaktan kurtulmak…