Bonnie Rochman’ın TIME Dergisi‘nde yayınlanan “Mothers Abused in Childhood More Likely To Have At-Risk Babies” adlı makalenin, Şirin Tuğbay tarafından yapılan çevirisini yayınlıyoruz.
Bebeklikte –ve hatta rahimde– yaşadıklarımızın hayatımızın geri kalanını etkilediğini gösteren araştırmalar gittikçe artıyor. Yeni çıkan bir araştırma bu perspektifi destekliyor: Çocukluk döneminde istismara ve tacize uğramış kadınlar doğum kilosu düşük bebek doğurma riski altındalar.
University of Washington’ın Sosyal Çalışma Okulu’nda asistan profesör olan Amelia Gavin, erken doğum ve doğum kilosu düşük bebek sayılarının 1990’dan beri doğum uzmanlığı alanındaki gelişmelere rağmen niye artmakta olduğunu merak ediyordu. Düşük doğum kilosu –2.5 kilo altındaki doğumlardır– bebeklikte ölüm riskinde artışa neden olabileceği gibi, ileride şeker hastalığı gibi başka hastalık veya komplikasyonlara da yol açabilir. National Center of Health Statistics’in verilerine göre Amerikan bebeklerin yaklaşık yüzde 8’i düşük kilolu doğuyor.
Gavin, meslektaşlarının oluşturduğu ve yeni anne olmuş 136 kadını takip eden bir veritabanını derinlemesine tarayarak, 18 yaşından sonra doğum yapan annelere odaklandı. Ergenlik Sağlığı (Journal of Adolescent Health) akademik dergisinde yayınlanan araştırmasında, 10 yaşından önce istimara (fiziksel, cinsel veya duygusal) uğramış kadınlar ve bu kadınların düşük doğum kilolu bebekler dünyaya getirmeleri arasında bir korelasyon/ilişki gözlemliyor.
Yoksul çocukluk ve lise ve hamilelik döneminde madde kullanımı (bu madde bağımlılığı olmak zorunda değil) da denklemi etkileyen faktörlerden: çocukluklarında istismar edilmiş kadınlar, lisede uyuşturucu ve alkol kullanma ve hamilelik sırasında sigara içme ve alkol almaya daha çok eğilimliler.
Alkol ve sigara kullanımı ile birlikte uyuşturucu kullanımının düşük doğum kilosuna neden olması mümkün. “Hamilelik döneminde kadınların bazı tür davranışlardan kaçınmaları gerekir, örneğin yüksek düzeyde sigara ve alkol kullanımı. Fakat bazı kadınlar yine bunları yapıyor”, diyor Gavin. “Bu hamilelik döneminde madde kullanmış kadınları belirlemenin bir yolu olabilir.”
Düşük kilolu doğumlar ve çocukluktaki istismar arasındaki korelasyon, doğum uzmanlarının hamilelik sırasında uyuşturucu ve alkol kullanma riski olan kadınları belirlemelerine yardımcı olabilir. Hemşireler, travmatik olaylar yaşamış kadınların geçmişleriyle başa çıkma yolu olarak madde kullanımına yönelebileceklerini göz önünde bulundurarak, doğum öncesi ilk vizitede kadınların geçmişlerindeki istismar hakkında bir soru ekleyebilir.
Bu kadın sağlığı hakkında daha bütünsel düşünmenin bir örneği. “Hamile bile olsa bir kadını hayat deneyiminden ayıramazsınız,” diyor Gavin. “Doğum öncesi bakım bütün hayatı boyunca aldığı bakımın devamıdır. Kızlar çok gençken kapsamlı bir sağlık hizmeti sunmalıyız ki herşeyi 9 aylık hamilelik döneminde düzeltmeye çalışmayalım.”