Çalışan bir annesin. Her gün evden erkenden ayrıldığın için kendini suçlu hissediyorsun.
“Çocuğumu evde bıraktığım için bencil miyim?” ve “Haftanın her günü çocuğumu yalnız bıraktığım için kötü mü hissetmeliyim?” sorularını kendine soruyorsun.
Peki, çalışmayan annelerin hepsi çok mu iyi sence?
Anlamsız bir suçluluk duygusu ile kendini üzmek yerine çalışan bir anne olarak neden iyi hissetmen gerektiğine istersen şöyle bir bakalım.
Her zaman “Anne” olmak zorunda değilsin
Her ne kadar anne olmayı sevsen de ve hayatta yapabileceğin en iyi şeyin bu olduğunu düşünsen de aslında sen bir anneden daha fazlasısın. Her gün iş için evi terk ettiğinde, kendine nefes alabileceğin bir vakit ayırdığını düşün.
Daha az stres yaşayacaksın
Çalışan çoğu annenin en büyük korkularından biri tam zamanlı işini ebeveynlik rolü ile dengeleyememektir. Çeşitli çalışmalar, çalışan annelerin çalışmayan annelerden daha mutlu olduğunu gösteriyor. Çocuklu anneler işini bıraktığında depresyon oranında bir artış meydana geliyor.
Eşiniz size yardımcı olmak zorundadır.
Modern zamanlarda, babanın rolü anneden farklı değildir. Elbette, geleneksel ailelerde çoğu zaman kadın ve erkeğin rolü eşit olmaz. Fakat, anne ve baba da yapması gerekenleri bildiği zaman işbirliği ile sorunlar çözülür.
Kreşi bir dezavantaj değil, avantaj olarak görürsün.
Çocuğunu kreşe bıraktığında, çocuğun sosyalleşmesini de sağlamış olursun.
Fark etmeden çocuğunuzun rol modeli olursunuz.
Araştırmalar, çalışan annelerin çocuklarının nihai kariyeri üzerinde olumlu bir etki yarattığını gösteriyor. Özellikle, çalışan annelerin kızları, eğitimlerini tamamladıklarında daha rahat iş buldukları ve ekonomik açıdan bir sıkıntı ile karşılaşmadıkları belirtiliyor. İşe giderek çocuklarınızın gelecekteki başarısına da katkıda bulunabilirsiniz.
Mükemmel bir evinizin olması gerekmez.
Çalıştığınız için bütün yük sizin üzerinizde olmayacaktır. Ev işlerine evdeki diğer aile üyeleri de yardım etmek zorundadır; bu yüzden kimse çalışan bir annenin evinin çok düzenli olmasını beklemez. Rahat olun.