Çocuklarınız bu yaz ne yapacak? Kulağa çok sıradan ve basit bir soru gibi geliyor olabilir. Fakat, çalışan ebeveynler için yanıtlanması hiç de kolay bir soru değil bu. Çalışıp çocuklarınızın beslenme ve giyim ihtiyaçlarını karşılamaya devam ederken aynı zamanda onların sağlıklı, mutlu ve güvende hissedip bir şeylerle meşgul olmasını nasıl sağlayabilirsiniz? Çoğu ebeveyn için, yaz aslında tam anlamıyla mali ve lojistik bir kabus.

41 yaşındaki gündüz bakım işçisi Tolanda Barnette 6 yaşındaki oğlu için “bir mucize” bekliyor. Maddi durumu el vermediği için oğlunu çalıştığı kuruma yazdıramayan Barnette’nin parası, ailesini uzun yıllar yaşadıkları barınaktan kurtarmaya yetmiş ve biriktirdiği tüm para Durham’daki bir daireye taşınmalarıyla uçup gitmiş. Oğlunu gönderebileceği en ucuz kampa bile parası yetmiyor.

Tek seçeneği oğlunu 12 yaşındaki kız kardeşi ile evde bırakmak. “Kızım hiç mutlu olmayacak. Yaz tatilini bebek bakarak geçirmek istemiyor.” diyor Barnette. Kızı ise yaz tatilinin bir kısmını babasıyla geçirmeyi planlamış; fakat Barnette’nin 6 yaşındaki oğlunun böyle bir şansı yok. “Gerçekten onun için bir şey bulmaya çalışıyorum,” diyor. Başarısız olma ihtimali sorulduğunda ise cevabı ile epey umutsuz olduğunu gösteriyor: “Bilmiyorum. Sadece bilmiyorum. Çalışmalıyım. Bu bir seçenek değil.”

Amerika’daki çoğu okul yaz aylarında 10 ila 11 haftalık bir tatile giriyor. Bu tatillerde ebeveynlerden biri çocuklarla birlikte evde vakit geçiriyor; bazı ailelerde ise ebeveynlerin çalışması gerekiyor. Yaz tatili çocuklara eğlence vadediyor olabilir ama bir gerçeği unutmamak gerek: yazın vadettiği sözde özgürlük çoğu zaman gerçekten pahalı olabiliyor.

2014 yılında, ebeveynlerin yaz tatili boyunca her çocuk için ortalama 958 $ harcama yapmayı planladığı belirtiliyor. Kamplara ya da yaz öğrenme programlarına maddi durumu yetmeyen aileler ise ailenin diğer üyelerinden veya arkadaşlarından yardım alıyor veya çocuklarını evde tek başına bırakmak zorunda kalıyor. Yaz aylarında 6- 12 yaş aralığındaki çocukların yüzde 11’i haftada ortalama 10 saati kendi başlarına geçiriyor.

“Yaz tatili çocuk bakım krizinin özeti gibidir,” diyor Julie Kashen ve ekliyor: “Sistemimiz annelerin çalıştığını dikkate almıyor.”

Almanya ve İngiltere gibi ülkelerde, tatiller yaklaşık altı hafta sürüyor. Amerika’daki çoğu okulda ise tatiller daha kısa tutuluyor fakat bütün bir yıla yayılıyor. Bu, hem öğrenme kaybını azaltıyor hem de ebeveynlerin ve çocukların zor durumda kalmasını engelliyor.

“Kızımın yaz tatilini unutulmaz kılacak aktivitelerle meşgul olmasını istiyorum. 12 yaşıma kadar annem beni evde yalnız bırakmak zorunda kaldı. Başka bir seçeneği yoktu.” diyen Castillejos kızının da kendisi gibi bir çocukluğu olmasını istemiyor ama bu yıl da hayallerinin gerçekleşmeyeceğini biliyor.

Peki, maddi imkansızlıkların ve yoğun çalışma temposunun da işin içine girdiği bu kısır döngüde ebeveynler sizce ne yapmalı? Bir yöntem bulunabilir elbette; fakat güvenli olmadığı oldukça aşikar hayatlarımızda ne kadar özgürleşebiliriz ve biz özgürleşmedikçe çocuklarımızın özgürleşmesine ne kadar yardımcı olabiliriz. Sormamız gereken asıl soru bu olmalı.