Ne zaman bir arkadaşıma bir buçuk yıldır çalıştığım çocuk bakıcılığı işini bırakmak üzere olduğumu söylesem şu soruyla karşılaşıyorum: “Ama onu özlemeyecek misin?”

Onu özlemek… Bütün zamanımı geçirdiğim sarı saçlı bebeği, yani daha arabamı evin önüne park ederken adımı söyleyerek bağıran bir çocuğu, her gün yüzümü, dudaklarımı öpüp beni ne kadar sevdiğini söyleyen bebeği… Bütün bunlar bir bebekten bekleyebileceklerinizin çok üstünde.

Dolayısıyla cevabım belli: Elbette onu özleyeceğim, ama bu onu bırakmama engel değil, çünkü bebek bakıcılığı böyle bir iş. Daha ilk anlaşmanızı yaparken sonunda ne olacağını bilirsiniz. Günün belli saatlerini kreşte geçirse bile, onunla ilişkim aynen devam etti bir süre. Bu öyle gündelik bebek bakıcılığı ya da kısa ziyaret gibi değildi. Aramızdaki ilişki değişiyordu, ben de kendime bunu telkin ediyordum. Sık sık başka bebeklere de bakacağımı hatırlıyordum, bu bebek onlardan yalnızca biriydi, onu bırakacağım için kalbimi kırmamın alemi yoktu.

Ama tabii bir miktar kırılmaya tahammül etmek de gerekti.

Bu işin böyle bir problemi var. Şu anda başka bir aileyle çalışmak, yeni bir bebeğe aşık olmak istediğimden emin değilim. Bir süre ara vermem gerekir. Belki bir ofis işi bulurum, böyle bir iş kalbimi daha meşgul edebilir. Şu an içinde bulunduğum süreç, bebek bakıcılığının en zor aşaması.

Bundan sonra beni evlilik yıldönümlerinde hatırlayacaklar. Onlar kutlamalarını yaparken bebeklerine bakıyor olacağım. İşte bu durum bütün o bakıcı-aile ilişkilerinin özeti gibi. Muhtemelen bu istisnai çalışma saatlerinin fiyatını tartışacağız, onlara fazla, bana az gelecek ve bebekle aramdaki ilişki para ilişkisine tercüme edilmiş olacak. Çoğu zaman yaptığınız işin aslında hiçbir parayla ölçülemeyeceğini kimseye anlatamazsınız. Çünkü bebek bakıcılığı kişisel iletişim becerilerinizle ilgilidir ve bu beceriler çoğu zaman para meseleleriyle ilgisizdir. Belki de bu yüzden aileler genellikle bizim ücretsiz çalışıyor olmamızı tercih ederler. Size bugüne kadar kaç ailenin aylarca maaş çekimi yatırmayı unuttuğunu anlatamam. Arayıp defalarca hatırlatmam gerekir. Bebekleri seviyor olmam, kira ödemek durumda olduğum gerçeğini değiştirmiyor ne yazık ki. Ve tabii bu pazarlık ve unutma süreçleri de işimle ve ailelerle olan ilişkimi etkiliyor.

Onlara boş zaman kazandırmak için çalışıyor olduğunuz gerçeğini kabullenmekte zorluk çekebilirsiniz başlangıçta. Dolayısıyla örneğin hafta sonu için size önerdikleri ücret, kendi hafta sonu etkinliklerine ne kadar değer biçtiğiyle ilgili olmalı diye düşünürsünüz. Ama hayır, bunu söyleyemezsiniz. Çünkü nezaketsizlik olur. Sonra bebekle daha çok vakit geçirdiğiniz için, insanlar onun yaptığı herşeyden dolayı sizi sorumlu tutmaya çalışır. Bunu açıklamak her zaman çok da zor değildir. Ama kırılgan olduğunuz her konuda, güç dengesinin ücretinizi ödeyen aileden yana değişeceğini bilmeniz gerekir. Bu yüzden hiçbir konuda kavga etmemeyi tercih edersiniz.

Tek gecelik bir bakıcılık işi için yanıma diş fırçamı, değişecek bir kat giysiyi de alıp öyle giderim. Yani Cumartesilerimi hep ev dışında geçiririm. Bebeği uyuttuktan sonra, yapacak hiçbir işimin olmadığı bu evde öylece kalakalırım. Bu da benim hafta sonu eğlencem.

Sonrasında üzerimi değiştirip pijamalarımı giyinirken de tuhaf hissederim kendimi. Çünkü orası benim iş yerim aslında. Evde kimse yoktur ama gene de tuhaf bir rahatsızlık yakamı bırakmaz. Genellikle orada duş almam, sabah eve gidince kendi banyomda yıkanmayı tercih ederim. Çarşaflar tertemiz olsa da, başka birine ait bir yatakta uyumak rahatsız edicidir. Mümkün olduğu kadar etraftaki eşyalara dokunmamaya çalışırım, çünkü bu insanları ne kadar iyi tanırsam tanıyayım, orada bakıcı olarak bulunduğumu bilirim.

Çocukla aramdaki ilişki de ancak onların izin verdiği kadar ilerleyebilir. Sabah 6.00’da beni uyandırdığında artık her şey daha tanıdıktır. Kahvaltımızı eder, o gün yapacaklarımızı konuşuruz. Meselemiz, ebeveynlerin yokluğundan olmaması gereken bir anlam çıkartmaya engel olmaktır. Aslında öğleden sonra geleceklerini ikimiz de biliriz. Bakıcılık işi sürekli bir başkasının bıraktığı boşluğu doldurmakla ilgilidir, bunu yapıp yapamadığınızı ise asla bilemezsiniz. Hizmetçi olmak böyle bir şeydir, kendi hayatınızı bir başkasının hayatı için bir süre terk edersiniz.

Şu anda baktığım bebek 1.5 yaşında. Ben daha küçük bebeklerde uzmanlaştım. Ayrıca bir evde bundan daha fazla kalmamalıyım, bu da yine bir kariyer meselesi en nihayetinde. Yine de bu işte elimden geldiği kadar çok kaldım, aileyle aramızdaki ilişkiler dolayısıyla. Ayrıca buradaki çalışmalarımın özgeçmişime büyük bir katkısı olacağını da biliyorum. Elbette bu çocuğa duyduğum sevgiyi özgeçmişime yansıtamam. İşte tam bu yüzden bu mesleğe biçilebilecek bir değer yok.

Kellen Kaiser, InCultureParent