Advertisement

Yazar: Uzunçorap

“Hamileyim ama duyulursa mahvolurum!”

Kim bilir ne çok kadının başına geliyor. Hamile olduğunu fark edince sevinemeyen ne çok kadın var. Birçok anne ve anne adayı, aslında çocukları sevdikleri, kendi çocukları olmasını, ona bakmayı istedikleri halde, gerçekten bir çocuğu olacağını öğrenince korkuya kapılıyor. Bunun en büyük nedenlerinden biri evlilik dışı çocuk doğurmaya karşı çevrenin acımasız tutumu. Kadınlar istemeden hamile kaldıkları bebeklerinin, kendi ölümlerini getireceğinden korkuyor. Ailesi duyarsa namus adına öldürüleceğinden, istemediği biriyle zorla evlendirileceğinden, dışlanacağından, ailesinin onu reddedeceğinden, sokaklara düşeceğinden korkuyor kadınlar… Kürtaja tabii ki karşı değilim. Hele ki bir kadının hamile olması, onun kendi hayatını tehlikeye atıyorken… Çocuk zorla istenmez. Ama pek çok...

Devamı…

Şarkılarla iletişim kuran çocuklar…

Afrika’da bir kabilede çocuklar anneleriyle telepatik iletişim kuruyor ve tüm hayatı boyunca kendisine eşlik edecek olan şarkıyı söylüyor. Hamile kalmaya karar veren kabilenin kadınları bir ağacın altına oturup dünyaya gelmek isteyen çocuğun kendisiyle iletişim kurmasını beklemeye başlıyor. Çocuk, annesiyle olan ilk iletişimini ona söylediği bu şarkı ile başlatıyor. Şarkıyı duyan anne, bu şarkıyı eşine de öğretiyor ve hamile kalıyor. Çocuğun annesine söylediği şarkı, onun doğum günü olarak kabul ediliyor ve yaşı bu tarihe göre hesaplanıyor. Şarkı çocuğa tüm hayatı boyunca eşlik ediyor. Doğum sırasında çocuk bu şarkıyla karşılandığı gibi, düşüp bir yerini incittiğinde de yine aynı şarkıyla teselli ediliyor....

Devamı…

Borusan Contemporary çocukları sanata davet ediyor!

Borusan Contemporary’nin 5-12 yaş aralığındaki çocuklar için her hafta düzenlediği iki saatlik atölye çalışmaları devam ediyor. Haziran ayında düzenlenecek atölyeler ve program ise şöyle: 14.06.2014 Boğazda Vapur Sefası (6 – 10 yaş arası) 30 dakika süren rehberli, sorgulamaya dayalı sergi gezisinden sonra atölye çalışmasına geçiliyor. Necdet Kalay’ın yağlıboya tablolarından yola çıkarak yapılacak gökyüzü, deniz ve vapur üçlüsünün irdeleneceği çalışmada, pastel tonlar kullanılıyor. *** 15.06.2014 Yalnız Martı (5 – 7 yaş arası) Kısa sergi gezisinde, koleksiyonda yer alan iki boyutlu çalışmalar yakından inceleniyor. Borusan Contemporary’nin terasından, martıların uçma ilkeleri gözlemlenip, ardından koleksiyonda sergilenen Cho U-Ram’ın mekanik eseri yakından inceleniyor. Akrilikle...

Devamı…

Miniklere Gezi’yi anlatmak: Tüm dünyada bir hayalet dolaşıyor: Gezi’nin hayaleti…

Mehmet Ayvalıtaş, Abdullah Cömert, Ethem Sarısülük, Ali İsmail Korkmaz, Ahmet Atakan, Berkin Elvan, Medeni Yıldırım, Burak Can Karamanoğlu, Mehmet İstif, Elif Çermik vd. anısına… Mayıs, Jamaika’da çocuk ayı kabul edildiğinden Serena’nın okulundan isteyen velileri çocuklarla bir etkinlik yapmaya davet eden bir mektup göndermişlerdi geçenlerde. Çocuklar bahçede toplaştı mı ilk aklıma gelen oyun, “kutu kutu pense” oluyor, hem oynaması kolay, hem eğlenceli, hem de tehlikeli olmayan bir oyun. Ayrıca çocukların birbirlerinin isimlerini öğrenmeleri için de iyi bir vesile. Sonra da “yağ satarım bal satarım”ı düşündüm. Daha önceki denemelerimde 2-3 yaş grubu için ilk seferde anlaması biraz güç bir oyun ama...

Devamı…

İyi ki Varsın Tilki Toni

“İyi ki Varsın Tilki Toni” başlıklı iki kitap, Kelime Yayınları tarafından Nisan 2014 itibarıyla yayımlandı. Hafize Çınar Güner tarafından yazılan “Tilki Toni”ler Şebnem Aydın Gündüz tarafından resimlendi. Hafize Çınar Güner birçok eğitim ve sanat kurumunda öğretmen, sorumlu müdür, danışman, uzman ve drama lideri olarak görev yapmış, ilkokul ve okul öncesi çocuklar ile yaratıcı drama atölyeleri gerçekleştirmiş, farklı dersler için yaratıcı drama yöntemiyle öğrenme tasarımlarına rehberlik etmiş. Evvelden de “İlköğretimde Yaratıcı Drama”, “Eğitim İçin Tiyatro Uygulamaları” (Hasan Nami Güler ile beraber) kitaplarına imza atmış. 2011 yılından bu yana düzenlenen “Yaratıcı Drama Köprüsü” sempozyumunun koordinatörlüğünü ve sempozyum kitabının editörlüğünü yürütüyor. Çizer...

Devamı…

Bir gece ritüeli: Boya kalemleriyle uykuya dalmak…

Uyku vakti her zaman kolay olmayabilir. Her ev sakininin yorucu bir günü en güzel şekilde bitirmek için kendince ritüelleri vardır. İşte Boston’da yaşayan Brown ailesinin de alışılmadık şahane bir ritüeli var. Dört yaşındaki kızı Riley ile yaşadıklarını Roozle ile Hayat adlı blogunda yayımlayan anne Casey Carey-Brown kızının bu ilginç uyku ritüelini takipçileriyle paylaşmayı da ihmal etmedi. “Okulda şekerleme yapmıştı ve uykuya hazır hissetmiyordu. Uykusuz olmasına rağmen yatakta vakit de geçirmek istiyordu ama ne yapacağını tam olarak bilemiyordu.” diyen anne Brown kızına o gece okuması için herhangi bir kitap vermek yerine,  iki boya kalemi ve üzerine boş bir kağıt tutturulmuş bir...

Devamı…

Önce kadınlar ve çocuklar…

Çocuk dediğin ateşlenir. Bizimki de geçenlerde ateşlendi. Ama bizim geçen yıl bu zamanlar, ‘ateşli havale’ deneyimimiz oldu ne yazık ki. Bu sebeple oğlumuzun ateşi ne zaman 38’i geçse ve bir iki saate de indiremezsek alıyoruz soluğu hastanede. 39’a yükselmesini beklemek onların tekmilleri arasında olsa da, bunu duymazlığa veriyorum. Bu seferki sorun kıpkırmızı olmuş boğazındaydı. Reçetemize bir çeşit antibiyotik yazıp bizi eve gönderme niyetindeydiler. Biz kalmak istedik, nitekim de hastanede sabahı ettik. Bu arada doktoruna gidip neden antibiyotik yazdığını sordum. Bana “Gerekiyor, Eğer vermezseniz ciğerlerine iner işte o zaman daha kötü şeyler olur” cevabını verdi. Alenen tehdit etmişti beni ya...

Devamı…

Yetersiz beslenme yavaş yavaş hasta eder

Bütün canlıların beslenme biçimi üç aşağı beş yukarı birbiriyle aynıdır. Bozulmamış kaynakla beslenme bütün canlılar için zorunludur, eğer yeterli kaynak alamazlarsa ölmezler, ama mutlaka hastalanırlar. Ancak bu hastalanma hali birden takatten düşmek şeklinde değildir. İnsan sadece enfeksiyonlar nedeniyle birden hastalanabilir. Buna karşılık, içeriği bozulmuş kaynaklarla beslenmek insanı uzun sürede, yavaş yavaş hasta eder. Başlangıçta nezle ya da grip gibi hastalıklara olan eğiliminiz artar, hastalık uzar, bir türlü geçmek bilmez. Siz sütün, yoğurdun ekşimesine, kabarmasına neden olan unsuru uzun süre alamazsanız, bu kez dokularınız da bütünlüğünü yitirmeye başlar, yani çözülür. Bu çözülmenin yavaş gerçekleşmesinin nedeni, vücudumuzu birbirine bağlayan dokuların yapımının...

Devamı…

Pen, Çapulletta ve Trafo Parkta

Antarktika kıtasında, bakışlarından zeka fışkıran ve siyah-beyaz takım elbise giyen genç bir penguen yaşardı, adı Pen’di. Pen, öğrenme merakı ve heyecan arayan kişiliğiyle bir çok penguenden farklıydı. Günün birinde, kış kıyametten, soğuk ve buzlardan o kadar sıkıldı ki, havanın sıcak olduğu bir ülkeyi merak etmeye başladı. Düşündü taşındı ve bir geziye çıkmaya karar verdi. Pen’e bu kararından dolayı hak vermemek mümkün değildi. Nedenini merak ediyorsanız hemen söyleyeyim; Antarktika kıtasında en sıcak yaz günü, -20 dereceydi. Tabii eğer şansları varsa. Çünkü bazı yazlar da sıcaklık -70 derece olabiliyordu. Yani anlayacağınız, bizim tahmin edemeyeceğimiz kadar soğuktu orası. Pen geziye çıkmaya karar...

Devamı…