Advertisement

Yazar: Uzunçorap

Bisikletini satan adam: Pedro Luis Raota

20. yüzyılın en etkileyici fotoğrafçılarından biri olan Pedro Luis Raota’dan bahsetmeden önce, gözümün yaşını silip “benim hiç bisikletim olmadı ki…” cümlesini kurmam gerekiyor… Bisikletim olmadı ama bisikletin özellikle çocukluk anılarındaki yerini iyice belledim. Kulaktan kulağa yayılan hikâyelerden anladığım kadarıyla bisiklet sürmek çok acayip bir şeymiş, her çocuğun hayalini bir bisiklet, dilini ise “bir tur versene” cümlesi süslermiş… Yeni bir “bianchi” için zamanında ne harçlıklar biriktirilmiş, en önemlisi de bisiklet sürmeyi bir kere öğrenince öldür allah unutmazmışsın… (Bir de bisiklet sürmeyi öğrenirken hiç arkana bakmayacakmışsın ki babanın annenin seni bıraktığını görmeyecekmişsin hikayesi var ki bence bu hadisenin çocuk yüreklerde açtığı...

Devamı…

25-27 Ekim 2013: VI. Ulus Baker Buluşması

Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) 2007 yılında hayatını kaybeden düşünür Ulus Baker’in anısına düzenlenen Ulus Baker Buluşmasına altıncı kez ev sahipliği yapacak. “Çokluğun Direnişi-Direnişin Çoğulluğu” başlığıyla ODTÜ Mimarlık Amfisi’nde 25-27 Ekim tarihleri arasında gerçekleşecek etkinliğin çağrısında bu senenin önceki senelerden farklı olarak daha güncel ve somut bir bağlam etrafında örüldüğü belirtildi. “Güncel siyasal ve toplumsal hareketlerin ‘otonom’ niteliğini, ‘çokluk’tan nasıl beslendiklerini, beliriş nedenlerini ve nasıl genişlediklerini, ortaya çıkardıkları özgün deneyimleri, fiilî ve düşünsel kazanımları ele almak istedik. “Ulus Baker düşüncesinde merkezî bir yeri olan ‘otonomi’ fikri ve pratiğinin Gezi Direnişi gibi ‘olay’larda nasıl aktüelleştiğini, temsil kabul etmez fikir ve...

Devamı…

Winter is coming: Kasımpatı

Eylülden sonra, kasımdan sonra. İkisi arasında sıkışıp kalan Ekim yaz çiçeklerinin giderek solduğu, kış çiçeklerinin yavaştan yüzünü göstermeye başladığı ay. “Winter is coming” alametlerinin birincisi yaprakların yer çekimiyle yere dökülmesi, ikincisi kasımpatıların sahneye çıkması. Kasım ayına yakıştırılan kasımpatı, gerçekten adına uygun olarak özellikle kasım ayında “patlasa da” aslında bir sonbahar çiçeği. Sonbaharın yüzünü gösterdiği ilk günlerden itibaren hem çiçekçiler de, hem seralarda sık sık karşımıza çıkan bu güzel çiçek, yalnız birbiri üzerine düşen taç yapraklarıyla gösterişli değil…. Güzel bir kokusu da var görünümüne eşlik eden. Tüm bunlara rağmen, cenazelerde görmeye alıştığımızdan mı bilinmez, bir türlü sınıf atlayamıyor, bahçelere balkonlara...

Devamı…

Gökkuşağından bir renk: Bir dönme dolabın içinde nefes almak…

Bu ülkede özel gereksinimli çocuk annesi olmak, sürekli olarak bir koşu bandında nefese nefese koşturmakla eş değer benim için. Hayatım boyunca hep pek sıska olduğum için belki hiç koşu bandına çıkmadım ama “nefes nefese kalmak” deyimine pek aşinayım! Okullar açıldığından beri acayip koşturmacalı ve hatta zamana karşı yarıştığımız günler geri geldi. Bitmeyen ödevler, sonları gelmeyen proje sunumları, sabah servise, akşam yatma saatine yetişme telaşı, istediğini aklında tutma ve ilgilenmediğini derhal unutma şampiyonu oğluma aklında tutması elzem olanları 5000 kez anımsatma, yemek menüsünde diyetine uygun bir şey yoksa ek yemek hazırlama, karmaşık Türkçesini anlamakta zorlandığım ders kitaplarını önceden(!) okuyup Böcüğe anlayabileceği basit dille aktarma, çantasını hazırlarken yarın okulda başına neler geleceğini düşünen arpacı kumrusunu yatıştırma, okulda neredeyse her hafta başımıza dikilen ayrımcılık canavarı ile mücadele vb. gibi upuzun bir liste içinde debelenip duruyorum, pardon nefes almak da nedir? Nazım Özgün Böcüğü sayesinde, hayat her gün bana dönme dolaba binmişim de inememişim hissi yaratıyor. O hayata yetişemiyor, ben ona yetişemiyorum, böyle bir sürüklenme hali. Buyurun, bir örnek: Nazım Özgün, oturduğumuz evden İstanbul şartlarında oldukça uzun bir mesafe kat ederek okuluna ulaşıyor. Bize okul seçme şansı bırakmayan sistem sağ olsun, en büyük dertlerimizden biri servis. Okul başladığından beri ne sabah ne akşam vaktinde gelmeyen, özellikle sabahları sürekli geç geldiği için Böcüğün okula geç kalıp derse geç girmesine neden olan servis gidişatı ile başı hiç hoş değil. Sanırım bir ara ben fark etmeden...

Devamı…

Gündem Çocuk: “Gökçek’i çocuk diye anmak çocuklara haksızlık”

Çocuk hakları üzerine çalışan Gündem Çocuk Derneği Hürriyet gazetesi yazarı Ahmet Hakan’a yazdığı açık mektupta, Hakan’ın yazısında Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek’e “çocuk siyasetçi” demesine itiraz etti. “Melih Gökçek gibi çocukluktan hiç nasibini almamış; insana, doğaya, ağaca, toprağa saygısı olmayan birine ‘çocuk siyasetçi’ demenize, ‘didişme’nin bir kent yönetme biçimi ve siyaset tarzı olarak kullanılmasını, ‘didişmekten keyif alarak hayata bağlanma ve enerji toplama’yı da doğal ve çocuklara ait bir özellik gibi sunmanıza itiraz ediyoruz. “Bu özellikler çocuklarla, çocuklukla yakından uzaktan ilgili değildir. Olsa olsa mutsuz bir çocukluk geçirmiş mutsuz bir yetişkinin siyaset yapma halidir. “Kendisine ‘çocuk’ benzetmesi yaparak Melih...

Devamı…

26-27 Ekim 2013: Çılgın Projeler Konferansı

Çılgın Projeleri Durdurun: Çözüm Yeşil Dönüşüm Balkan ülkelerinde halen etkisini hissettiren 2008 Küresel Krizi’ne karşı, bölgedeki hükümetler çevresel açıdan yıkıcı olan çılgın projelere sığındı. Koruma altındaki bölgelerde altın madenciliğine verilen izinler, inşa edilen ya da edilmek üzere olan nükleer santraller, Boğaz’ın yanına açılması planlanan yeni kanal, milyonlarca ağacı katleden 3. bir köprünün inşası; sadece planlandığı değil, aynı zamanda Kanal İstanbul Projesi’nde olduğu gibi komşu ülkelerdeki, halihazırda kırılgan olan ekosistem üzerindeki baskıyı daha da yoğunlaştırmakta. “Ne pahasına olursa olsun büyüme” anlayışı, bir başka deyişle, kısa görüşlü ekonomik büyüme odaklı uygulamalar günümüzde toplumların esenliğine en büyük tehditlerden biridir. Oysa, hükümetler, vatandaşlarına...

Devamı…

Canlı hayvanlardan yapılan anahtarlıklara "hayır" deyin!

Anahtarlığa dönüştürülmüş canlı hayvanlar Çin’de yükselen bir moda trendi ve aynı zamanda imza kampanyalarının da hedefi. Anahtarlık ve nazarlık yapımında kullanılan bu hayvanlar küçük plastik bir poşete konuluyor ve birkaç gün sonra da oksijensizlikten ölüyor. İnsan ve hayvan hakları merkezli bir website olan Avaaz içerisinde Japon balığı, semender balığı ve kaplumbağaların bulunduğu bu anahtarlıkların yasaklanması için harekete geçti ve bir imza kampanyası başlattı. Çin’deki bu yeni moda aksesuarlarda canlı hayvanları içerisinde iki ay kadar yaşatabilen gıda maddesi ve oksijen içeren renkli bir sıvı bulunuyor. Fakat CNN ve Time dergisine göre hayvanlar birkaç gün içerisinde ölüyor. Çin’de ise Hayvan hakları...

Devamı…

Kadıköy Belediyesi meme kanserine yönelik ücretsiz hizmet veriyor!

Meme kanserine dikkat çekmek, kadınlara erken tanı sağlayan tarama yöntemleri hakkında bilgi vermek ve risk altında olsun olmasın tüm kadınları bilinçlendirmek amacıyla Kadıköy Belediyesi, Kadıköy’de ikamet eden tüm kadınlara “Mamografi ve Kadın Sağlığı Merkezi”nde ücretsiz hizmet veriyor. Meme ve servix kanserine yönelik tedavinin kolay ve etkili olduğu erken evrelerde, kanseri yakalamak için gerekli test ve muayeneler, merkezde ücretsiz olarak yapılıyor. İletişim için: 565 66 16 Mamografi ve Kadın Sağlığı Merkezi’nin sitesine ulaşmak için...

Devamı…

Facebook çocukları 'kamuya' açıyor

Dünya genelinde kullanıcı kaybeden sosyal paylaşım sitesi Facebook, 13-17 yaş arasındaki çocuk kullanıcılar için koyduğu kuralları gevşetti. Çocuklara yönelik kısıtlayıcı kurallarını gevşeten Facebook’ta artık 13-17 yaş arasındaki kullanıcıların paylaşımları, 1.2 milyar hesabın erişimine açık hale geldi. Düzenleyici kuruluşlar ve ailelerden gelen tepkiler nedeniyle gizlilik ayarlarını sıkı tutan ve bu doğrultuda çocuklara kısıtlı bir sosyal ağ deneyimi sunan Facebook, 13-17 yaş arasındaki kullanıcılar için koyduğu kuralları gevşetti. Geçtiğimiz hafta 13-17 yaş arasındakiler için uygulanan paylaşım kriterlerinde değişikliğe giden Facebook’ta, bundan sonra bu yaş aralığındaki kullanıcılar, paylaşımlarını herkese açık olarak yapabilecek. Değişiklik öncesi Facebook’un sadece arkadaş listelerindekilerle fotoğraf paylaşımı, güncelleme ve...

Devamı…

Yüzüklerin Efendisi: Yüzük Kardeşliği

Bilbo Baggins’in yüz on birinci yaş günüydü. Bu kadar güzel ve eğlenceli bir günde Bilbo’nun esrarengiz bir şekilde ortadan kaybolacağı kimsenin aklının ucundan bile geçmezdi. Aslında Shire’da bunu anlatsanız bütün hobbitler bu kişilikten her şeyi beklediklerini söylerlerdi. Çünkü Bilbo bir elli yıl kadar önce esrarengiz bir şekilde ortadan kaybolmuş ve sonra ortaya çıkmıştı. Ancak bu olayın sonunda sonu gelmeyen bir servete kavuşmuştu. Ayrıca garip bir şekilde yaşına rağmen çok genç gösteriyordu. Herkes böyle söylüyordu ancak Bilbo genç falan göstermiyordu, bildiğiniz yaşlanmıyordu. Bilbo’nun yeğeni Frodo’yu ise sonu gelmeyecek olan bir serüven bekliyordu… Annem kitabı ilk eve getirdiğinde paketin içindeydi. Üç...

Devamı…