Milli Eğitim Bakanlığı İlköğretim Kurumları Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik, Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi.

Resmi Gazete’de yer alan Milli Eğitim Bakanlığı İlköğretim Kurumları Yönetmeliği’nin 15’inci maddesinin ikinci fıkrasında yapılan değişiklik şöyle:

“Okul müdürlükleri, yaşça kayıt hakkını elde eden çocuklardan 66, 67 ve 68 aylık olanları velisinin vereceği dilekçeyle, 69, 70 ve 71 aylık olanları ise ilkokula başlamaya hazır olmadıklarını belgeleyen sağlık raporu ya okul öncesi eğitime yönlendirebilir veya kayıtlarını bir yıl erteleyebilir.”

“Gelecekleri katledildi”

66 aylıkların okula başlamasını ertelemek için rapor yerine, veli dilekçesi şartı getirildi. Uzmanlar geçen sene okula başlayan 66 aylık çocukların, ‘kobay’ olarak kullanıldığı ve geleceklerinin katledildiği görüşünde.

Geçen sene büyük tartışmalarla uygulamaya konulan yeni eğitim sistemi 4+4+4 ile birlikte 66 aylık çocukların okula başlatılması da zorunlu hale getirildi. Başlamak istemeyenler için de, “okula başlayamaz” raporu almak zorunda bırakıldı. Eğitimciler, doktorlar, psikologlar ve sendikalar buna karşı çıkmasına rağmen uygulamadan geri adım atılmadı.

4+4+4’ün ikinci yılında ise Milli Eğitim Bakanlığı, okula kayıt yaşında yönetmelik değişikliği yaptı. Okula başlamayı ertelemek isteyen 66 aylık çocukların ailelerinin, bir dilekçe vermesi yeterli olacak. 69, 70 ve 71 aylıklar için ise rapor şartı devam ediyor.

Yönetmelik değişikliğini değerlendiren uzmanlar, tüm tepkilere rağmen geçen sene okula başlatılan 66 aylıkların geleceğinin katledildiğini ve yapılan yönetmelik değişikliğinin de eksik olduğunu savundu. Nedenini ise, “Bilim diyor ki, 72 ay öncesi çocukları okul öncesine gönderin” sözleriyle açıkladılar.

Bedelini çocuklar ödüyor / Batuhan Aydagül (Eğitim Reformu Girişimi)

Velilere bırakılan her türlü esneklik ve seçim özgürlüğü önemli ve iyi bir gelişme. Milli eğitim sisteminde karşılaştığımız bu tür karar değişiklikleri, bu seferki olumlu da olsa, aslında politikaların ilk tasarlanırken gerektiği gibi kapsamlı ve sistemli bir düşünceyle hazırlanmamasından kaynaklanıyor. Milli Eğitim Bakanlığı’nın verdiği kararların içeriği kadar, bu kararları alma süreçlerini iyileştirmekte özenli ve ısrarcı olması çok önemli. Aksi takdirde her sene değişebilen politikaların önüne geçemeyeceğiz. Bunların da bedelini aslında en çok düşünmemiz ve önceliklendirmemiz gereken çocuklar, özellikle de dezavantajlı koşullarda yaşayan çocuklar ödüyor.

Geçen sene okula başlayanlar katledildi / Tuğrul Culfa (Eğitim-Sen Basın Yayın Sekreteri)

Geçen sene üniversitelerin, sendikaların, itirazlarına rağmen Milli Eğitim Bakanlığı, oldu bitti yapmak istedi. 1983-1985 yılları arasında bu sistem denendi, olumsuzluğu ortaya çıktığı için vazgeçildi. Geçen yıl uygulanan bu sistemde çocuklarımıza verilen değer de ortaya çıkmış oldu. Bilim diyor ki, bu çocukları okul hayatından uzaklaştırırsınız, bu çocuklar zihinsel, fiziksel gelişimleri okul disiplinine hazır değil, okul öncesine gitmesi gerekir. Ama MEB ısrarla bu çocukların geleceğini karartmıştır. 1983-185 yılları arasında okula kaydedilen 66 aylıklar zaten kobay oldu, geçen sene başlayanlar da katledildi. Burada aslında eksik karar var, bilim 72 ay öncesi çocukları okul öncesi diyor. Bakanlık hala ısrarla bu çocukların geleceğini karartmaya devam ediyor. Bir an önce vazgeçmeli, 72 ay öncesi çocukları tamamen anaokuluna göndermelidir.

Bir yıl kobay olarak kullanıldılar / İsmail Koncuk (Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı)

Geçen yıl Türkiye ayaklandı. Velilerin tercihi olmalıdır diye bilim insanları, eğitimciler, araştırmacılar açıklamalar yaptı. Bakanlık teklif, talep ve eleştirilere kulaklarını kapattı. Bugün geldiğimiz noktada Milli Eğitim Bakanlığı’nın nasıl çuvalladığını gördük. 2012-2013 eğitim yılında çok ciddi sorunlar yaşandı. Bakanlık sorunu gözleriyle görmek, elleriyle tutmak istedi ve bugün anlayıp vazgeçtiler. Geçen sene çocuklar kobay olarak kullanılmış oldu. Bir yılda yaşadıkları travmanın bundan sonraki eğitim hayatlarını nasıl olumsuz etkileyeceğini biliyoruz. Bunların vebalini kimler taşıyor olacak, sormak gerekir.

hürriyet