Bir çocuk varmış. Adı Kaan’mış. Kaan, kahverengi gözlü, sarı saçlı ve çok kötü bir çocukmuş. Hayvanlara işkence eder, yaşlılarla dalga geçer ve daha neler neler yaparmış.
Kaan çok iri bir çocukmuş. Herkes ondan çok korkarmış. Bir akşam uyurken bir ses duymuş. Yatağından kalkıp bahçeye göz atmış, kocaman bir şey görmüş. Mekik ya da uzay gemisi diye düşünmüş. Gözlerine inanamamış. Elleriyle gözlerini ovuşturmuş. Mekiğe doğru giderken mekiğin içinden bir şey çıkmış. Kaan ona bakakalmış. Çizgi filmlerde gördüğü uzaylılarla aynıymış bu şey.
Sormuş:
– Sen de kimsin böyle?
– Merhaba! Ben Berkan!
– Sen Türkçe biliyor musun?
– Ne sandın?
– Hiç. Peki, sen ne yapıyorsun burada?
– Buraya bilerek ve ya isteyerek gelmedim açıkçası. Mekiğimde bir arıza var da. Acil iniş yapmak zorunda kaldım.
– Ben Kaan. Sen kötü birisin değil mi?
– ASLA! Benim kötülükle işim olmaz! Ben aslında insanları iyi yola çekmeye çalışırım…
– O zaman benim senle işim yok.
– Neden? Sen kötü biri misin?
– Evet! Ve her zaman da kötü kalacağım.
– Ben seni iyi yola çekebilirim.
Kaan omuz silkmiş.
– Bence sen de iyi biri olmak istiyorsun.
– Peki, bunu nasıl yapacaksın ki?
– Ben görünmez olabiliyorum. İnsanlar benim garip görünümümden korkabilirler diye görünmez olup senin gittiğin yerlerde yanında olacağım.
– Eee?
– Senin yanında olunca insanlara iyi davranmanı sağlayacağım.
– Tamam.
– Yarın sabah buraya gel.
Kaan eve gidip odasına çekilmiş, o gece heyecandan uyuyamamış. Kalkıp oyuncaklarıyla oynamış. Ama uykusu gelmiyormuş. Mutfağa gidip bir bardak süt aldı ve yatağına dönüp uyumuş.
Sabah olunca Kaan heyecanla erkenden kalkıp arka bahçelerine gitmiş. Berkan onu dışarıda bekliyormuş.
– Sen istersen normal hayatına devam et. Okuluna git.
– Tamam. Peki, sen ne yapacaksın?
– Ben hep yanında olacağım.
Kaan okuluna gitmiş ve okulu bitince eve dönmüş. Kaan, Berkan sayesinde okulda çok iyi bir çocuk olmuştu. Artık Kaan’ın da çok arkadaşı varmış. Kaan ile Berkan deneme yapmak için dışarı çıkmışlar. Dışarı çıktıklarında Kaan’ın eskiden çok fazla işkence ettiği köpek de çıkmış. Köpek yine Kaan’ın ona işkence yapacağını zannetmiş ve kaçmak istemiş. Kaan tam yine köpeğe vuracakken Berkan elini tutmuş ve onu uyarmış. Kaan da Berkan’ı duyup köpeğe vurmak yerine köpeğin kafasını okşamış. Köpek de bir mutlu bir şaşkın yoluna devam etmiş. Kaan ve Berkan da ilerlerken önlerine bir yaşlı çıkmış. Kaan, Berkan onu uyarmadan koşmuş ve yaşlıyı karşıdan karşıya geçirmiş.
– İyi işti Kaan!
– Teşekkürler.
Aradan bir buçuk ay geçmiş. Kaan artık çok iyi bir çocukmuş. O kadar süre boyunca hiç kötülük yapmamış. Ta ki bu Cuma’ya kadar… Arkadaşları Kaan çok iyi kalpli olduğu için onla dalga geçip onu ezmeye başlamışlar. Kaan bunu fark edince o gün eve çok kırgın ve kızgın gelmiş. Berkan, Kaan’ın yanına gitmiş ve sormuş:
– Okulda bir problem mi oldu?
– SANA NE!
Berkan çok şaşırmış.
– Hani sen iyi olacaktın?
– Benle dalga geçip beni ezmeye başladılar! Bu hiç adil değil!
– Ama hala iyi biri olabilirsin, değil mi?
– Asla! Unut bunu! Asla iyi olmayacağım!
– Ama düşün. Kötü bir kişi olunca sadece ne elde ediyorsun biliyor musun?
– Ne?
– HİÇBİR ŞEY! Kötü olunca hiçbir şey elde etmiyorsun. Bu yüzden bence iyi olmalısın. İyi olursan her şeyi elde edersin. Arkadaş, dost ve güven. Hadi, tekrar iyi ol, lütfen.
– …
– Of! Peki, ama yine benimle dalga geçerlerse, ne yapacağım?
– Asla umursama! Sen devam et iyilik yapmaya. Onlar seni kıskandığı için seninle dalga geçiyorlar.
– Tamam…
Kaan Cumartesi sabahı biraz bilgisayar oynamış. Berkan yanına gelmiş ve şöyle demiş:
– Kaan, bence kendi sağlığın için günde iki saatten fazla bilgisayar oynamamalısın.
– Tamam. Beş dakika sonra kalkıyorum.
– Tamam, ama unutma lütfen.
Kaan kalkıp annesine:
– Yemek ne zaman hazır?
– Birazdan Kaan!
Berkan bunu duymuş ve Kaan’ı yanına çağırmış. Kaan gelince Berkan şöyle demiş:
– Kaan, sen annenle anlaşabiliyor musun?
– Ne yapacaksın?
– Söyler misin, lütfen?
– Peki, pekiyi değil, aslında çok kavga ediyoruz.
– Bunu düzeltmemi ister misin?
– EVET! Ama bunu nasıl yapacaksın ki?
– Sen o işi bana bırak!
Berkan görünmez olup Kaan’ın annesinin yanına gitmesini söylemiş.
Kaan annesinin yanına gidince Berkan’a ne yapması gerektiğini sormuş. Berkan da “annene seslen’’ demiş.
– Anne.
– Ne istiyorsun Kaan?
– Anneciğim. Ben artık seninle iyi anlaşmak istiyorum.
– …
Annesi hep Kaan’ın kendisine bu cümleyi söylemesini istermiş. Kaan’ın annesinin gözleri dolmuş. Kaan bunu görünce annesinin yanına gitmiş ve onu daha mutlu etmek için sarılıp yanağından öpmüş. Berkan bunu görünce çok sevinmiş ve Kaan’ın odasına doğru ilerlemiş. Kaan odasına gelince Berkan’a teşekkür etmiş.
2015 bitince Kaan’ın evinin oralara çok kar yağmış. Kaan ile Berkan dışarı çıkmışlar. Yaklaşık iki buçuk saat karda oynamışlar fakat Kaan içine ne atlet ne de içlik giymiş. Eve geldiklerinde annesi Kaan’ın çok öksürdüğünü fark etmiş. Hiçbir şey yapmamış. Kaan’ın akşam da çok öksürdüğünü görünce ilaç vermiş ama geçmemiş. Kaan hasta olmuş… Kaan’ın babası eve gelince acile gitmişler. Hastaneden geldiklerinde Kaan hemen yatağına yatmış. Berkan yanına gelip şöyle demiş:
– Neler oluyor?
– Doktor söyledi. Çok üşütmüşüm. Grip olmuşum.
– Yatağından kalkma ve sadece iyileşmeyi düşün.
Aradan iki ay geçmiş. Kaan’ın doğum günü gelmiş. Ama Kaan sadece aileiçi bir doğum günü yapıyormuş. Kaan, 10 yaşına girecekmiş. Annesi Kaan’ın pastasını tam getirirken ayağı takılmış ve annesi yere düşmüş. Annesi yere düşünce pasta da yere düşüp ezilmiş.
Kaan bunu görünce çok üzülmüş. Odasına koşmuş, kapıyı kapatıp kilitlemiş. Yatağına oturmuş ve ağlamaya başlamış. Berkan:
– Neler olduğunu gördüm. Ama üzülme! Benim bir fikrim var!
– Sen nasıl bir arkadaşsın. Senin kadar müthiş bir dost görmedim ben!
Berkan’ın fikri şuymuş: Kaan ile birlikte yeni bir pasta yapmak! Kaan ile Berkan mutfağa gitmişler. (Berkan görünmezdir.) Mutfağa geldiklerinde Berkan çekmeceden yemek tarifleri kitabını çıkarmış.
Sayfaları çevirmişler.
59. sayfa… 60. sayfa… Sonunda yaş pasta tarifini bulmuşlar.
MALZEMELER:
Şeker
Un
Kabartma tozu
Sıvı yağ
Yumurta
Kaan pastayı yaparken Berkan’ın üstüne bir avuç un atmış. Berkan’ın üstü başı un olmuş. Berkan da undan bir avuç alıp Kaan’ın üstüne atmış. Böylece bir un savaşı başlamış. Un savaşı bitince etrafın unla kaplandığını görmüşler. Her yeri temizlemiş ve pastayı yapmaya devam etmişler. Pastanın sosunu da başka malzemelerle yapıp üstüne dökmüşler.
Çikolatalı bir pastaymış bu! Kaan ile Berkan pastayı bitirince annesinin olduğu odaya gitmişler. Annesi bunu görünce Kaan’ın yanına koşmuş. Kaan bu pastayı elleriyle yaptığını söylemiş.
Aradan uzun zaman geçmiş. Kaan’ın hayatı Berkan sayesinde mükemmel olmuş. Fakat, Berkan artık mekiğini tamir etmiş. Berkan’ın gitme vakti gelmiş. Berkan mekiğe binip uçurmuş. Evin bahçesi tamamen duman olmuş. Hiçbir şey görünmüyormuş. Kaan da bir şey göremiyormuş.
Dumanlar yok olup etraf görünmeye başladığında Kaan ne mekiği ne de Berkan’ı görüyormuş. Berkan gitmiş…
Not: İyilik yapan iyilik görür.