Bilmenizi istediğim tek şey: Ben de sizin gibiyim.

Hikayemizin sizlere tuhaf geldiğinin farkındayım. Akşam yemeğinde, oyun alanında, ofiste yüzlerinizi gördüm. Dört yaşındaki oğlumun kız olduğunu söylediğimi duyduğunuzda suskunlaşıp konuşmanızı kestiniz. Sizi suçlamıyorum.

Sadece birkaç yıl önce, kaçımız bir çocuğun transseksüel olabileceğini düşünebilirdi ki?

Sormak istediğiniz ve merak ettiğiniz her şeyi ben de sordum.

“Bu kadar küçük bir çocuk kendisi hakkında böyle bir şeyi nasıl bilebilir?”

“Ya bu sadece bir aşama ise?”

Bu soruları enine boyuna düşünürken feminist arkadaşlarım bana şu soruları yöneltti:

“Cinsiyet neden bu kadar önemseniyor?”

“Neden çocuğun sadece çocuk olmasına izin verilmiyor?”

Günlerce bu harika sorulara boşu boşuna tatmin edici cevaplar aradım. Yine de iyi bir mücadele sergilediğimi düşünüyorum.

Sizin gibi, ben de Jerry Springer ile büyüdüm. Televizyon bize transeksüel bireyler hakkında bir şeyler öğretseydi, bu durum kesinlikle sağlıksız ve ahlaki olmayan bir durum olarak görülmeyecekti.

Küçük oğlum aslında bir kız çocuğu olduğu konusunda ısrar edince, onu anlamak için onlarca kitaba, web sitesine ve psikoloğa başvurdum; fakat bu konuda hiçbir şey bulamadım. Kötü bir yıl geçirdim. Çocuğum üzülünceye ve onu kaybedeceğimi düşünüp kaygılanıncaya kadar bunun geçeceği konusunda onu kandırıp kendisini bir erkek olduğuna ikna etmeye çalıştım. Yanıldım, oğlum aslında bir kız çocuğuydu.

 

Bilmenizi istediğim bir başka şey de, çocuğumun tıpkı sizin çocuğunuz gibi olduğu gerçeği.

Kızınız gibi, o da sıska bacaklarını saran mor tozlukları, pembe elbisesi ve yüzüne dökülen uzun saçlarıyla sekiz yaşında herhangi bir kız çocuğuna benziyor.

Kızınız gibi, okulda ve her yerde kızlar tuvaletini kullanıyor, tuvaletin kapısını kilitliyor, çünkü mahrem yerlerini biliyor. Kızınız gibi, okuluna bir kız çocuğu olarak kaydoldu: çünkü kendisinin farkında, bir kız çocuğu olduğunu biliyor.

Kimseye fark ettirmeden öğretmeni ve rehber öğretmeni ile konuştuk. Gerçekçiydik, kızımızın okulda müttefikleri olması gerektiğini biliyorduk.

Senin gibi, ben de yüzlerce çok akıllı(!) büyük-teyze ve binlerce ebeveynlik kitabının sorularımın tümünü yanıtlayamayacak kadar bilgelik taşımadığını biliyorum ve bu kötü dünyanın bebeğime nazik davranıp davranmayacağını garanti edemiyorum.

Senin gibi, çocuğumu çok sevmek beni de korkutuyor, yapabilsem onu korumak için bütün dünyayı daha iyi bir yer haline getirip onu pamuklara sarıp sakınırdım. Senin gibi ben de yapamıyorum ama hala deniyorum.