Advertisement

Sağlık

Otitis Media (Orta Kulak İltihabı) – Bölüm 1

Tanım Otitis media, orta kulak boşluğunda sıvı (efüzyon) biriktiğini belirten bir tanımlamadır. Orta kulak sıvısının yanı sıra, ateş, ağrı gibi ani belirtiler eşlik ediyorsa akut otitis media (AOM), Son 6 ay içinde 3, veya son 1 sene içinde 4 AOM atağı geçiren çocuklar rekürran (yineleyen) akut otitis media olarak tanımlanmaktadır. Antibiyotik tedavisine rağmen ilk 72 saat içinde AOM belirtilerinin devam etmesi “tedavi başarısızlığı” olarak tanımlanır. Orta kulakta üç aydan fazla sıvı bulunmasına, Orta kulakta kronik sıvı birikimi olarak da tanımlayabileceğimiz Seröz otitis media denir. Bu durumda genellikle bir ateş ve ağrı olmaksızın sadece işitme kaybı esas belirtidir. Hastalığın Nedenleri Orta...

Devamı…

Karın ağrısı ve çocuk

Çocukluk döneminde karın ağrısı sık rastlanılan bir yakınmadır. Çok sayıda hastalık karın ağrısı nedeni olabildiği gibi, çocuklarda çoğunlukla kendiliğinden geçer ve önemli bir hastalık nedeni olmaz. Bu nedenle tanıda zor olan öncelikle ağrılığın bir hastalık nedeni olduğuna karar verebilmektir. Bu konuda anne-babanın dikkatli gözlemi ve bunu doktora anlatabilmedeki başarısı, doktorun öyküyü değerlendirmesi, doğru yönlenme ve tanı konusunda yol aldırıcı olacaktır. Hasta muayenesi ve laboratuvar tetkiklerinin katkısı iyi bir öykü olmadan yararlı olmadığı gibi laboratuvar yöntemleri zaman zaman yanlış yönlendirici de olabilir. Çocuğun yaşı karın ağrısının irdelenmesinde önemli bir faktördür. Yaş guruplarına göre karın ağrısı nedenlerinin sıklığı farklılık gösterir. Karın...

Devamı…

Beslenme durumunun değerlendirilmesi ve laboratuvar

Beslenme, doğanın elemanlarının sindirilerek 1) büyüme ve gelişme 2) dokuların sağlıklı bir şekilde korunması 3) fizyolojik ve metabolik işlemlerin aracıları, olarak kullanılmasıdır. Yetersiz beslenme sonucu, bağışıklılık sisteminde, yaraların iyileşmesinde, kas ve kemik kuvvetinde ve zihinsel işlemlerde bozukluklar oluşmaktadır. Gastrointestinal sisteme doğrudan verilen enteral beslenme tedavisi ve damar içi (intravenöz) beslenme, total parenteral beslenme (TPB) gibi beslenme yöntemlerindeki gelişmeler, klinik beslenme alanında yeni bir çığır açmıştır. Ancak eksikliği kadar, fazla beslenmenin de hastanın gidişatını olumsuz etkilediği bilinmektedir. Beslenme durumunun en tarafsız ve kantitatif ölçüm yöntemi, biyokimyasal ve direkt fiziki ölçümlerdir. Protein-enerji malnütrisyonu (PEM) gibi beslenme eksiklikleri, henüz biyolojik fonksiyona uzun...

Devamı…

Kırım Kongo kanamalı ateşi

Kırım kongo ateşi ve kanamalı hastalığı çoğunlukla hayvanları etkileyen ve insanlarda da görülen ve ölümcül olabilen viral bir enfeksiyon hastalığıdır. Afrika, Asya, Ortadoğu ve Doğu Avrupa sık görüldüğü yerlerdir. Ülkemizin coğrafi yapısı ve iklimi kenelerin yaşaması ve çoğalması için uygun bir ortamdır.  Hayvancılığın yoğun olduğu bölgeler ve buna uygun doğal alanlar kenelerin yaşaması, çoğalması için ideal alanlardır.  Yaz aylarında doğada hayat canlanınca hastalığın görülme sıklığı artmaktadır. Hastalığa yakalanma riski olanlar çoğunlukla tarlalarda ve kırlık alanlarda çalışan ve yaşayanlar, veterinerler, yeşil alanlarda kamp ve piknik yapanlardır. Doğal olarak sağlık personeli ve mezbahada çalışanlar da risk gurubunda yer alır. Virüs doğada...

Devamı…

Bakıcı meselesi

Günümüz dünyasının gerçekleri çocuklu ailelere hayatlarına devam etmek için “bakıcı” denilen,  anne-babaya destek olan kadroyu yaratmış ve zorunlu kılmıştır. Annelerin de babalar kadar çok çalıştığı, evde çocuğun bakımını yürütecek kadar zaman geçirmediği veya bu görevde yardıma ihtiyaç duyduğu koşullarda bu görevi bazen büyükanne-büyükbabalar veya başka akraba, ahbaplar bazen de iş olarak, para karşılığı çocuk bakımını üstlenen kişiler yapar. Çocuğa bakan kişi kim olursa olsun anne-babanın, anne-babalık sorumluluk ve yükümlülüklerini bu kişi-kişilere bırakmaması veya devretmemesi gereklidir. Ebeveynler işte uzun saatler geçirip, enerjilerinin çoğunu tüketerek eve döndüklerinde, evde çocuk sonrası kurulmuş olan, genellikle de çocuğa bakan kişinin kontrolünde gelişen yeni düzene...

Devamı…

Bebeklerde süt dişi ne zaman ve nasıl çıkar? Dr. Ahmet Ziya Yazgan cevapladı.

Süt dişleri genelde bebek altı-sekiz aylıkken sürmeye başlar. Süt dişlerinin 1-2 ay önce veya sonra sürmesi endişelenecek bir durum değildir. Sadece diş hekiminize danışmanız yeterli olacaktır. Süt dişlerinin sürmeye başlamasıyla beraber bir gazlı bezle öğünler sonrası dişlerin temizlenmesi uygun olacaktır. Bazen bebekler dişli doğabilirler. Bu dişin emzirmeye engel olması durumunda doktorunuz uygun bulursa doğumdan itibaren ilk üç gün içinde hiç bir anestezi uygulanmadan dişi ağrısız bir şekilde ağızdan uzaklaştırılabilir. Genelde ilk olarak alt ön dişler ağızda görünür. Süt dişlerinin sürmesi sırasında bebeklerde tükürük salgılanmasında artış, sert besinleri yerken rahatsızlık ve hafif bir keyifsizlik olabilir. Bunlar doğal belirtilerdir ve dişler...

Devamı…

4-5 Yaş Arası Çocuk Aşıları

Dört yaşına kadar aşı aralıkları önerildiği şekilde yapılmak kaydı ile dört doz Difteri-Tetanoz-Boğmaca-Çocuk Felci-HiB, üç doz Hepatit B, bir doz verem, bir yaş sonrası bir doz Pnömokok, bir doz Kızamık-Kızamıkçık-Kabakulak, bir doz Suçiçeği, iki doz Hepatit A aşısı uygulanmış olmalıdır. Eksik aşılar, eksik dozlara göre tamamlanmalıdır.               Dört- altı yaş arasında 2. doz Kızamık-Kızamıkçık-Kabakulak aşısı uygulanır. Bazı ülkelerde bu ikinci doz 10-12 yaşında önerilir. Dört-altı yaş arasında 5. doz Difteri-Tetanoz-Boğmaca Çocuk Felci aşısı...

Devamı…

3-4 Yaş Arası Çocuk Aşıları

3-4 Yaş Arası Üç yaşına kadar aşı aralıkları önerildiği şekilde yapılmak kaydı ile dört doz Difteri-Tetanoz-Boğmaca-Çocuk Felci-HiB, üç doz Hepatit B, bir doz verem aşısı, bir yaş sonrası bir doz Pnömokok, bir doz Kızamık-Kızamıkçık-Kabakulak, bir doz Suçiçeği, iki doz Hepatit A aşısı uygulanmış olmalıdır. Eksik aşılar, eksik dozlara göre tamamlanmalıdır.               Dört- altı yaş arasında 2. doz Kızamık-Kızamıkçık-Kabakulak aşısı uygulanır. Bazı ülkelerde bu ikinci doz 10-12 yaşında önerilir. Dört-altı yaş arasında 5. doz Difteri-Tetanoz- Boğmaca- Çocuk Felci aşısı...

Devamı…

2-3 Yaş Arası Çocuk Aşıları

İki yaşına kadar dört doz Difteri-Tetanoz-Boğmaca-Çocuk Felci-HiB aşısı, 3 doz Hepatit B aşısı tamamlanmış, bir doz verem aşısı, bir yaş sonrası bir doz Pnömokok aşısı uygulanmış, birinci doz Kızamık-Kızamıkçık-Kabakulak ve Suçiçeği aşısı yapılmış olmalıdır. Aşı takviminde değişik nedenlerle eksikler varsa tamamlanır.               Hepatit A aşısı iki dozu arasında en az 6 ay olacak şekilde uygulanır. Polisakkarid Pnömokok aşısı uygulanacak ise 2 yaşında sonra, gerekirse 5 yıllık aralarla tekralanarak yapılır. Polisakkarid aşılar 2 yaş altında yeterli koruyuculuk geliştirmediklerinden...

Devamı…

1-2 Yaş Arası Çocuk Aşıları

Bir yaşını tamamlamış bir bebeğin Hepatit B ve rotavirüs aşılanması tamamlanmış, üçer doz difteri-tetanoz- boğmaca- çocuk felci- HiB ve pnömokok aşıları ve bir doz verem aşısı uygulanmıştır. Değişik nedenlerle bu aşılamalar tamamlanamadı ise en erken zamanda tamanlanmaya çalışılır. Pnömokok aşısı 1 yaşından sonra uygulanacaksa tek doz yeterlidir. Rotavirüs aşısı bebeğin 8. ayına kadar tamamlanmış olmalıdır. Bir yaşını tamamlayan bebeğe kızamık-kızamıkçık-kabakulak aşısı yapılması yaygın uygulamadır. Riskli dönemler yaşandığında kızamık aşısının 1 yaş altındaki bebeğe 9 aylıktan itibaren bir doz daha yapılması önerilir. Ancak bu uygulama yeterli koruyuculuk sağlamadığından 1 yaş sonrasındaki kızamık aşılaması aynı şekilde devam etmelidir. Suçiçeği aşısı da...

Devamı…