Kırım kongo ateşi ve kanamalı hastalığı çoğunlukla hayvanları etkileyen ve insanlarda da görülen ve ölümcül olabilen viral bir enfeksiyon hastalığıdır. Afrika, Asya, Ortadoğu ve Doğu Avrupa sık görüldüğü yerlerdir. Ülkemizin coğrafi yapısı ve iklimi kenelerin yaşaması ve çoğalması için uygun bir ortamdır.  Hayvancılığın yoğun olduğu bölgeler ve buna uygun doğal alanlar kenelerin yaşaması, çoğalması için ideal alanlardır.  Yaz aylarında doğada hayat canlanınca hastalığın görülme sıklığı artmaktadır. Hastalığa yakalanma riski olanlar çoğunlukla tarlalarda ve kırlık alanlarda çalışan ve yaşayanlar, veterinerler, yeşil alanlarda kamp ve piknik yapanlardır. Doğal olarak sağlık personeli ve mezbahada çalışanlar da risk gurubunda yer alır.

Virüs doğada çok sayıda evcil ve vahşi hayvana bulaşır ve kenelerle taşınır. Çoğu kuş türü virüse karşı dirençlidir. Hastalığın kuluçka süresi virüsün alınış şekline bağlıdır. Kene ısırığıyla bulaştığında kuluçka süresi 1-3 gün olmakla beraber, bu süre 9 güne kadar uzayabilir. Hastalık ateş, yaygın kas ağrıları, baş ağrısı, gözlerde şişlik ve ışığa hassasiyetle başlar. Bulantı, kusma, boğaz ve karın arısı, ishal eşlik edebilir. İlerleyen günlerde şuur bulanıklığı ve agresif davranışlar görülebilir. Son dönemde ise karaciğer büyümesi nedeniyle karnın sağ üstünde şiddetli ağrı, deri altına kanamalar, ağız içi, barsak ve idrar yollarında kanama başlar. Yaygın kanama ve karaciğer-böbrek yetersizliği ölüm nedenidir. Hastalık nedeniyle ölüm riski %30’dur. Hastalığa özgün bir tedavi yoktur. Süreçte  hastanede yoğun bakım koşullarında destekleyici tedavi uygulanır.

Hastalığa karşı koruyucu aşı yoktur. Korunma için endemik alanlarda, özellikle yaz aylarında böcek kovucular kullanılmalı, vücudumuzun çıplak alanları mümkün olduğunca azaltılmalıdır. Çocuklar açık alanlarda erişkinlere göre daha aktif oldukları için keneye maruz kalma riskleri daha  fazladır. Kırsal alanda çıplak ayakla dolaşmamak, kısa şort giymemek, elle çalışılıyorsa eldiven kullanmak riski azaltacaktır. Gün içinde ve akşamları mutlaka tüm vücut kontrol edilmelidir. Kene vücudumuzda ne kadar az kalırsa enfeksiyon etkenini bulaştırma olasılığı o kadar azdır. Vücuda yerleşmiş kene ezilmeden  bir cımbız veya kene çıkarıcı ile tutulduktan sonra saat yönü ve aksi yönde çevrilerek yavaşça çıkarılmalı, sonra da o bölge antiseptik solüsyonlara temizlenmelidir. Bu koşullarda hastalık riski az olmakla beraber ilerleyen günlerde doktorun bilgisi dahilinde izlem gereklidir.