Oğlum doğduktan sonra onu evde bırakıp işe nasıl döneceğimi bilemedim. Bu yüzden işe dönmedim. Bir yıl kadar evde oğluma baktım ve arada bir küçük, geçici işler yaptım. O zamanlarda bu şekilde bütçemizi idare edebiliyorduk. Fakat kızımız doğduğunda, mutlaka çalışmaya başlamam gerekti. Bir yandan harcamalarımız artmış, bir yandan fiyatlar yükselmişti. Dolayısıyla yeniden çalışmaya başlamalıydım.

En iyisi bunu düşünmeden yapmaktı. Çalışmaya başlayacağım günler yaklaştıkça oğlumla gününü bensiz nasıl geçireceği, ben evde yokken gideceği kreşte neler yapabileceği, evde değilken benim ne yapıyor olacağım konusunda uzun uzun konuştum. Ve nihayet çalışmaya başladığım günün sabahında çocuklarımla uzun uzun vedalaşmak, kendilerine dikkat etmelerini söylemek yerine bakıcılarına bırakıp sanki her gün böyle yapıyormuşum gibi işime gittim.

Anne olmadan önceki işime dönmüştüm. İş arkadaşlarım dönüşüme sevinmişlerdi. Sarılıp kucaklayıp iyi dileklerini ilettiler, çocuklarımı görmek istediklerini söylediler. Fakat ikinci kez de olsa yeni anne olmuş biri olarak duygusaldım ve bütün bunları geçiştirmek için çaba sarfetmem gerekti.

Çalışma arkadaşlarım dönüşümden duydukları memnuniyeti dile getirmek istiyorlardı. Ama en iyi niyetli sözler bile çocuklarıma ilişkin endişelerimi bastırdığım yerden söküp günyüzüne çıkartıyordu. Böyle bir durumda kalmanız halinde kuracağınız hangi cümlelerin aşağı yukarı hangi başka anlamlara geldiğini anlatmaya çalışacağım şimdi:

Şunu demek istersiniz: İşe dönmekten memnun muyum? İki çocuğumu bırakıp çıktım az önce evden buraya gelmek için. Ayağımda da topuklular. Elbette memnun değilim.

Şunu dersiniz: Çok da kötü sayılmaz. Etrafta konuşacak yaşıtlarım olmasından memnunum. Ama çocuk gibi konuşmaya başlarsam beni durdurun.

Şunu demek istersiniz: Benimle dalga mı geçiyorsunuz, ne zannediyorsunuz ki?

Şunu dersiniz: Çocukları evde bırakıp çıkmak pek de kolay sayılmaz.

Şunu demek istersiniz: Dünyanın en güzel şeyini dünyaya getirdim. Son üç aydır salondaki kanepede ona sarılıp uyumaktan büyük bir zevkim yoktu. Ve ne yazık ki burada bunu yapamam.

Şunu dersiniz: Çalışmayı seviyorum, yeniden çalışmaya başladığım için mutluyum.

Şunu demek istersiniz: Keşke başka bir yolu olabilseydi.

Şunu dersiniz: Ne demek istediğinizi biliyorum. Ekonominin bu gidişatıyla işe dönmekten başka çarem yoktu.

Şunu demek istersiniz: Beni mutsuz etmek için söz birliği mi yaptınız?

Şunu dersiniz: Kolay değil, ama idare ediyorum. Teşekkürler.

Şunu demek istersiniz: Vay be! Beni etrafta görmekten memnun değil misiniz yoksa? Yani artık bana ihtiyaç duymuyor musunuz? Vakitlice söyleyin ki iş arayayım!

Şunu dersiniz: Bunu duyduğuma çok sevindim. Geri dönmekten mutluyum. Eski tempomu yakalamak için sabırsızlanıyorum.

Sarah W. Caron, sheknows.com