Su, gebelikte sabah bulantılarını azaltır.
Zihin ve vücut fonksiyonlarını bütünleştirir. Kara verme ve hedefleri belirleme yeteneğini artırır.
Yaşılıkta bellek kaybının önlenmesine yardımcı olur. Alzheimer, multipl skleroz, Parkinson ve Lou Gehring hastalıklarının riskini azaltır.
Kafein, alkol ve bazı ilaçlara duyulan bağımlılığın giderilmesine yardımcı olur.
Vücutta enfeksiyon ve kanser hücrelerinin geliştiği bölgelerde bağışıklık sistemini güçlendirmek için çok gereklidir.
Kanı sulandırır ve dolaşım sırasında pıhtılaşmasını önler.
Kadınlarda, adet öncesi ağrıyı ve ateş başmasını hafifletir.
Kalp atışıyla birlikte kanı sulandırıp dalgalandırarak dolaşımdaki katı maddelerin dibe çökmesini engeller.
İnsan vücudunda dehidrasyon sırasında kullanılabilecek bir su deposu yoktur. Bu nedenle gün boyunca düzenli olarak su içmemiz gerekir.
Stres, gerginlik ve depresyonun hafiflemesine yardımcı olur.
Uykuyu düzenler.
Yorgunluğun giderilmesine yardımcı olur ve bize gençliğin enerjisini verir.
Cildi yumuşatır ve yaşlılık belirtilerinin azalmasına yardımcı olur.
Gözlere canlılık ve parlaklık verir.
Glokomdan korunmamıza yardım eder.
Kemik iliğinde kan üretim sistemlerini düzenler, lösemi ve lenfoma oluşumunun önlenmesine yardımcı olur.
Çocuklarda ve yetişkinlerde dikkat yetersizliği sorununa çözüm getirir.
Çalışma verimini artırır ve dikkat aralığını büyütür.
Su dünyadaki diğer bütün içeceklerden daha kolay bulunabilir ve hiçbir yan etkisi yoktur.
Düşünme başta olmak üzere, bütün beyin fonksiyonları için bize güç ve elektriksel enerji verir.
Serotonin ve diğer nörotransmitterlerin (sinir ileticileri) üretimi için vazgeçilmezdir.
Melatonin de dahil olmak üzere, beyinde üretilen bütün hormonların yapımı için gereklidir.
Bağırsakları en iyi çalıştıran yağlayıcı maddedir, kabızlığı önler.
Kalp krizi ve felce karşı koruyucudur.
Kalp ve beyin damarlarında pıhtılaşmayı önler.
Vücudun soğutma (terleme) ve ısıtma (elektrik) sistemleri için vazgeçilmezdir.
Vücudun çeşitli bölgelerinden zehirli atıkları toplar ve atılmaları için karaciğer ya da böbreklere taşır.
Eklem boşluklarındaki temel yağlayıcı maddedir, artrit ve sırt ağrılarının oluşumunun önlenmesinde yardımcı olur.
Omurgadaki diskleri ‘şok emici su yastıkları’na dönüştürür.
Besinlere enerji verir ve parçalanan besinler sindirim sırasında bu enerjiyi vücuda aktarır.
Susuz yenen yemeğin vücut için hiçbir enerji değeri yoktur.
Su, besinlerdeki gerekli öğelerin emilimini artırır.
Bütün öğelerin vücuda taşınmasına yardımcı olur.
Akciğerlerde oksijen toplayan kırmızı kan hücrelerinin çalışma verimini artırır.
Hücreye ulaşan su, o hücreye oksijen verir ve atık gazları vücuttan atılmaları için akciğerlere taşır.
DNA hasarını önler ve onarım mekanizmalarının daha iyi çalışmasına yardımcı olur, böylece üretilen anormal DNA sayısı azalır.
Bağışıklık sisteminin merkezi olan kemik iliğinde, bu sistemi kanser de dahil olmak üzere, çeşitli hastalıklara karşı güçlendirir.
Bütün besinlerin, vitmin ve minerallerin temel çözücüsüdür. Vücutta besinleri küçük parçalara ayırır, sindirimlerinde ve son metabolik aşamalarında görev yapar.
Göreceli su yetersizliği vücudun bazı fonksiyonlarını önce bastırır, sonra öldürür.
Su temel enerji kaynağıdır, vücudun “nakit akımıdır.”
Su vücudun her hücresinde elektriksel ve manyetik enerji üretir, bize yaşam gücü verir.
Hücre yapısındaki maddeleri birbirine bağlayan bir yapıştırıcıdır.
Susuz kalmak cinsellik hormonunun üretimine engel olur, bu iktidarsızlık ve libido kaybının başlıca nedenlerinden biridir.
Su içtiğiniz zaman susuzluk ve açlık duygularını ayırt edebilirsiniz.
Kilo vermenin en iyi yolu su içmektir. Düzenli aralıklarla su için ve sıkı bir rejim yapmadan zayıflayın. Acıktığınız zaman aşırı yememeli, ama susadığınızda suyunuzu içmelisiniz.
Dehidrasyon doku boşlukları, eklemler, böbrekler, karaciğer, beyin ve deride zehirli çökeltilerin birikmesine yol açar. Su bunları temizler.
Kaynak: iyibilgi.com