Yaşamdaki kimi başlangıçlar birçok insanda olduğu gibi benim için de heyecan verici. İşte bugün de bu başlangıçlardan birini yaşıyorum.
17 yaşında bir delikanlının yanı sıra 7 yaşlarında biri erkek biri kız olan ikizlerin eğitimci annesiyim. Uzun yıllar okul psikolojik danışmanı olarak eğitim sektörünün içinde bulundum. Aslında, yaşamımdaki en farklı deneyimi ikizlerimin dünyaya gelmesi ile yaşadım. Belki de o an farkında olmadan çok büyük üzüntüler içinde kaldığım; ancak, sonrasında hem anne hem eğitimci, kısacası insan olarak beni bambaşka bir yolculuğa çıkaran bir buluşmaydı bizimkisi. Uzun bir aradan sonra gelen ikinci bir annelik macerası ve ikizlerimizin olacağı müjdesi ile onların gelmesini beklemek tüm ailemiz için tarifsiz bir mutluluktu. Ancak tüm süreç bizim için mükemmel işlerken ikizlerin bir kaç hafta erken doğması ile başlayan bir dizi aksilikler sevincimizi büyük bir endişeye ve paniğe bıraktı. İkizlerimizden kız olan Deniz’in Serebral Palsi’li olması gerçeği ile tanışmak, beni yaşama bambaşka bir açıdan bakan bir anne ve eğitimci olmak gibi zor, sorumlulukları ağır ama bir o kadar da anlamlı çıktıları olan bir yaşam doğrultusuna yöneltti.
Her zaman mesleğini aşkla yapan, çocuklarla bir arada olmaktan sonsuz mutluluk duyan ve başka çocukların dertlerini, üzüntülerini ve sevinçlerini derinden hisseden bir anne ve eğitimci olma çabası içinde oldum. Ancak tüm bu yaşadıklarım beni belki de içimde hissetmekten çok neler yapabilirim konusunda düşünmeye sevk etti. Bu zaman dilimi içinde neler yaptığımı düşündüğümde; ilk panik ve kabul sürecini çabuk atlattıktan sonra hızlı bir şekilde Deniz ve onun gibi farklı gelişen çocukların sıkıntılarını, ihtiyaçlarını duyurmak ve bu konuda farkındalık yaratmak, onların yaşamlarında küçük de olsa bir yol açabilmek adına eşim ve bir kaç arkadaşımızla birlikte PATİKA Engelsiz Yaşam Derneği’nin kuruluşunu gerçekleştirdik. 2009 yılından bu yana heyecanımız ve umudumuz hiç azalmadan yaptığımız çalışmalarla yolumuza devam ediyoruz.
Sonrasında kızımın yaşamında uzun saatleri alan tedavi çalışmalarına dâhil olmak için neler yapabileceğim konusunda arayışlarım oldu. Artık fizyoterapi, özel eğitim çalışmaları benim için hayatımın vazgeçilmez çalışma alanlarından. Farklı gelişme gösteren özel gereksinimli çocukların ülkedeki eğitim şartlarının geliştirilmesi, iyileştirilmesi anlamında neler yapılabileceği sorusu da uzun zamandır zihnimi çok fazla meşgul etmekteydi. İşte bu anlamda ilk önce bu zamana kadar geçen yaklaşık 7 yıllık süreçte farklı gelişen özel bir çocuğa sahip bir anne ve bir eğitimci olarak yaptıklarımı, yaşadıklarımı paylaşma böylece belki birilerinin yaşamında ufacık bir ışık olma hayali ile yazmaya başladım. Şu anda bu anlamda birikimlerimi paylaşabileceğim denizligunler.com adlı bir blogum var. Uzunçorap yayın koordinatörü Gökçe Hanım ile yolumuz daha fazla neler yapılabilir noktasında kesişti. Bu nokta da Uzunçorap’ta olmak heyecan verici. Farklı gelişen özel çocukların ve ailelerinin bir çok alanda yaşadıkları zorlukları, topluma uyum sağlama yolunda o küçücük bireylerin büyük çabalarını daha bir çok içimden geçeni paylaşmak adına merhaba..