“Lojman” için TDK’da şöyle bir açıklama var: Bir kuruluş veya iş yerindeki çalışanlara parasız veya az bir kira karşılığında verilen konut. Türkiye’de, askeri kurumlar, öğretmenler, demir çelik işletmeleri gibi bir takım kamu kuruluşları çalışanları vs, işte bu parasız ya da az bir kira karşılığı verilen lojmanlarda yaşamlarının en azından bir kısmını geçiriyorlar. 

Çocukluğunun bir kısmı lojmanda geçmiş benim gibiler için tanıdık geleceğini düşündüğüm bazı ortak çıkarımlar var bu hayata dair. Ait olduğu kurumun, kurumsal kimliğini taşıyan, toplu konut tadında yapılmış, genellikle 5 ya da 7 katlı yükselen binalar arasında, mümkün olduğunca kimliksizleştirilmiş apartman cephelerine sahip, az yeşilli, bol betonlu lojman yerleşkeleri (kampüs diyesim var ama TDK yerleşke lafında ısrarlı) her şehirde, her ilçede mutlaka dikkatinizi çekmiştir. Askeri lojmanların kapılarında nizamiyeler bulunur, 24 saat asker bekler, merkezi bir kantini, spor alanı, kafesi falan olur.

Lojmanda oturanlar için, sahip olunan avantaj kaybedilmemesi gereken bişiy olarak algılanır daima. Çünkü kiraları gerçekten komik rakamlardır ve burada oturanlar “memur” lardan müteşekkil bir topluluktur. Lojman sırası beklemek, lojman çıktı mı çıkmadı mı takip etmek, ah çıksa şu lojman diye hayal kurmak da henüz o şansı yakalayamamış, diğer çalışanların hissiyatını oluşturur.

Lojmanlar, aynı yerde çalışan insanların ailelerini, sosyal çevre ve ev hayatları ile birlikte biraraya getirip tektipleştiren, bunu yaparken de çalışılan kurumun hiyerarşik yapısını, çalışandan (bu genellikle babadır) eşlere ve hatta çocuklara doğru yayan, bu nedenle de erken yaşta insanları sınıf ve iktidar problemi ile karşı karşıya getiren enteresan yerlerdir.

Lojman çocukları da işte bu koşullarda geçirilen ilk çocukluk deneyimleri ile üç aşağı beş yukarı benzer anılar, aşağılamalar, yukarıdan aşağı dayatılan hiyerarşik yapıyla kurulan çelişki ve güvensizliklerle büyürler. Nasıl ki yatılı okullarda okumuş insanların, nerede ya da ne tip okulda olursa olsun paylaştıkları bir ortak payda vardır, bu da öyle bişiydir.