Küresel bebek bezi ekonomisini, Japonya’daki bir süperemici polimer (SEP) fabrikasında meydana gelebilecek bir patlamadan daha çok etkileyecek tek bir şey bile olmasa gerek. Daha yangının dumanı dağılıp, yaralı itfaiyecilerin sayısı belirlenmeden, haber bültenleri muhtemel bir bebek bezi krizinden bahsetmeye başlarlar. Çünkü böyle bir vakada küresel SEP kapasitesinin yüzde 20 ila 25’i yanmış olur…

İnandırıcı gelmiyor mu? O zaman şu verileri birlikte gözden geçirelim.

Böyle bir kaza, 29 Eylül Cumartesi günü Osaka’nın batısındaki Himeji’de bulunan Nippon Shokubai fabrikasında gerçekleşti. Kazada bir itfaiyeci ölürken, 35 kişi de yararlandı. Yangının nedeni akrilik asit tankında meydana gelen bir patlamaydı.

Himeji 320.000 metrik ton üretim kapasitesiyle, toplam 1.7 milyon tonluk küresel SEP kapasitesinin yüzde 20’sine sahip. Nikkei raporlarına göre, fabrikanın gereken tamiratı yapıp eski kapasitede çalışmaya başlaması 6 ay sürecek.

Bu noktada akla gelen soru şu: Önümüzdeki altı ay boyunca bu fabrikanın tam kapasite çalışmayacak olması bebek bezi endüstrisi ve kullanıcılar için ne anlama geliyor? Ayrıca önümüzdeki bu altı ay boyunca bebek bezi üreticileri arasında nasıl bir rekabet filizlenecek.

SEP piyasası birkaç küresel aktör tarafından domine ediliyor. Bunlardan BASF 470 tonluk bir üretim kapasitesine sahip. Bir başka Alman şirketi olan Evonik, tıpkı Dow, Degussa ve Stockhausen gibi SEP üretim kapasitesini arttırmaya çalışıyor. 160 bin ton üretim kapasitesi olan Sumitomo Seika, LG Chem ve Sanyo da diğer büyük üreticiler.

SEP fabrikaları dünyanın her yerine dağılmış ve başka pek çok alanda üretim yapan şirketler içine entegre olmuş durumdalar. Tabii daha çok bulundukları yerler emek ve hammadde (akrilik asit) maliyetlerinin düşük olduğu ülkeler. Akrilik asitin hammadesi ise bir petrol türevi olan polypropylene.

Bu durumda ikinci soruyu da formüle edebiliriz: Bu alanda doğacak bir boşluğu doldurabilecek bir stratejik SEP rezervi var mıdır, varsa nerde ve kimin kontrolündedir?

Birinci sorunun cevabı basit gibi görünüyor: Nikkei raporları Nippon Shokubai’nin boşluğunun bir şekilde dolacağını, şirketin tamiratın yanı sıra bir ay içinde devreye sokacağı yeni yatırımlarla yerini koruyacağını gösteriyor. Tamirat da bittiğinde kapasitelerini arttırmış olarak çıkmış olacaklar bu krizden. Bir süre için SEP üretiminin maliyeti Nippon Shokubai için artmış olacak, ancak bunu fiyatlarına yansıtmayacaklar, çünkü rekabetteki yerlerini kaybetmek istemeyecekler.

Küresel SEP piyasası için bu bir süre için yüzde 5-6 oranında kapasite eksikliği anlamına gelecek. Özellikle hazır bebek bezi kullanımının artması dolayısıyla fiyatlara küçük miktarlarda yansımalar olabilir. Ancak bu patlama, tüketiciye büyük bir maliyet getirmeyecek.

Ne var ki bu patlamanın böyle bir maliyet getirmeyecek olması, gelecekte bu türden sorunlar yaşanmayacağı anlamına gelmiyor. Buradaki en önemli gelişme, bugüne kadar hazır bebek bezi kullanmayan Güney Amerika, Çin ve Hindistan gibi kalabalık coğrafyalarda da bu ürünün giderek artan bir hızla yaygınlaşması.

Bu noktada bazı senaryolar üzerine çalışabiliriz. Örneğin Çin’de işler kötü gitmeye başlar, bu arada Nippon Shokubai de kapasitesini iyice arttırmış olursa, ciddi bir aşırı üretim sorunuyla yüz yüze kalacak. Eğer bu arada SEP fiyatları, dolayısıyla bebek bezi fiyatları artarsa Nippon Shokubai bu işten iyice karlı bile çıkabilir. Bunda bebek bezinin lüks bir tüketim maddesindense, gündelik bir ihtiyaç olarak görülmeye başlanmasının da büyük bir payı var tabii…

Unutmadan söyleyelim, bütün bunlar SEP’in bebek bezi üretimindeki yerinin değişmeyeceği varsayımına dayanıyor. Bu arada bebek bezi üreticileri SEP yerine, şimdiden denemeye başladıkları kristal parçacıklar kullanmaya başlayabilirler. Böyle bir durumda SEP üreticisi olan firmaların teknolojileri yenilemeleri ve yeni formüller geliştirmeleri, dolayısıyla ar-ge yatırımı yapmaları gerekir. Nikkei’ye göre böyle bir durumda en büyük müşterileri Pampers, Proctor & Gamble olan Nippon Shokubai büyük bir problemle karşı karşıya kalır.

SEP, kullandığımız bebek bezinin dörtte birini oluşturuyor. 2004 yılında kimya sektöründe araştırmalar yapan ICIS adlı kurumun hazırladığı bir raporuna göre 1 kg SEP’in maliyeti 1.55 dolardı. 2005 yılında bu fiyat, akrilik asit fiyatlarının yükselmesi dolayısıyla yüzde 10 yükseldi.

Akrilik asitin petrol bazlı bir ürün olduğunu hatırlayın. Bu, bebek bezi fiyatlarının petrol fiyatlarından direkt olarak etkilendiği anlamına gelir. Hemen ardından petrolün varil fiyatı yüzde 30 oranında düşmüştü. Peki akrilik asit fiyatı neden yüzde 10 yükseldi? Ayrıca bugün petrol fiyatları o döneme oranla iki kere yüksekken, akrilik asit neden o kadar yüksek değil?

Bir bebek bezinde 5 gram SEP varsa, ABD’de kullanılan 16 milyar bebek bezinde 490 bin metrik ton SEP kullanılmış demektir. Toplamda büyük bir rakama tekabül ediyor. Rekabet dolayısıyla fiyatlar düşük tutuluyor, öte yandan maliyetler yükseliyor, tek bir bebek bezinde pek de farkında olmadığımız bu durum, endüstrinin tamamı söz konusu olduğunda kimi ülkeleri batırıp çıkarabilecek büyüklükte bir devr-i daime tekabül ediyor.

Yaklaşık bir hafta boyunca SEP piyasasının nasıl çalıştığı üzerine araştırmalar yaptım. İlgili araştırma raporlarının fiyatları bile astronomikti. Örneğin Global Industry Analysis, Inc, Google’da reklamını yaptığı SEP raporunu 4.995 dolara satıyor. Bu da ilgili analizlerin neden televizyon haberlerinde yer almadığını anlamamızı sağlıyor.

Hasıl-ı kelam, Himeji’deki yangının şimdilik son kullanıcıya yansımayacak olması rahatlatmaya yetmiyor. Kullandığınız bebek bezi, kürenin her coğrafyasındaki ekonomik rüzgarlardan ziyadesiyle etkileniyor.

Kaynak: Daddytypes