Başı iç savaş derdinden hiç kurtulmayan, ikiye ayrılsa da tüm sorunların yalnızca katlanarak devam ettiği Kongo, başta elmas, koltan, bakır gibi değerli madenler açısından oldukça zengin bir coğrafya. Zaten ülkenin önce tarihin en şiddetli sömürgeleştirilme girişimine, ardından da neredeyse her bir aile arasında süregiden çatışmalara sebep olan da bu zengin kaynakların paylaşımı problemi. Sık sık savaş lordlarının çocuk askerleri nasıl eğittikleri ve silahlandırdıklarıyla ilgili haberlerle gündeme gelen bu büyük coğrafyanın büyük sorunlarından biri de köle olarak çalıştırılan çocuklar….

Cep telefonları, bilgisayarlar, laptoplar hayatlarımızın vazgeçilmez parçaları artık. Fakat bütün bunların bedeli Afrika’da bir çocuk tarafından, üstelik acımasız bir şekilde ödeniyor olabilir…

Enough Project (Yeter Projesi) Doğu Kongo’daki madenlerde kölelik koşullarında çalıştırılan çocuklara dikkat çekmeyi amaçlıyor. Çünkü bu ülkede çocuk işçiliğiyle ilgili ne yasa ne de herhangi bir düzenleme var.

Madenlerdeki çöküntüler ve çocuk ölümlerinin sıradan öyküler olarak anlatıldığını söylüyor kaydettiği bir video görüntüsüyle Enough Project’in başlamasını sağlayan aktivist Sasha Lezhnev: “Doğu Kongo’daki madenlerde gördükleriniz hayatınız boyunca sürecek bir şok yaşamanıza neden olabilir.”

Kongo’nun bu bölgesinde elmas madeni çıkartılmıyor. Çocuklar ve büyükler kalay, tantalum ve tungsten madenlerinde çalışıyorlar. Bu madenlerin her biri cep telefonu, bilgisayar ve laptop üretiminin vazgeçilmezleri.

Bu bölgede çalışma yapan insan hakları örgütleri, söz konusu madenlerden pek çok şirketin yüksek marjlı kazanımlar elde ettiklerini, bu kazanımların bir bölümünü ise Kongo’da devam etmekte olan iç çatışmaların taraflarına aktardıklarını ifade ediyorlar. Dolayısıyla madenlerin kimin kontrolünde olduğu meselesi de, iç çatışmaların sürmesine ve derinleşmesine neden oluyor.

Raise Hope for Congo grubunun sözcülerinden Sadia Hameed “Kabileler maden kaynakları üzerindeki kontrollerini arttırmak için diğer kabilelerle sürekli savaş halindeler. Bu yüzden dünyanın başka yerinde hayal edilemeyecek bir şiddet atmosferi var burada” diye aktarıyor durumu.

800 bin çocuk madenlerde

Doğu Kongo, yani Kongo Demokratik Cumhuriyeti’nde yaklaşık 800 bin çocuğun madenlerde çalıştıkları bildiriliyor. Bu madenlerin çok büyük bir bölümü devlete ait ya da çeşitli gruplar tarafından gayriresmi olarak işletiliyor. Her durumda söz konusu madenler küresel ölçekte iş yapan şirketlere satılıyor. Bu şirketlerin ülkedeki çocuk işçilerin durumuyla ilgili bir girişimde bulunmaları ise tahmin edileceği gibi pek mümkün görünmüyor.

Dünyada toplam 15-20 milyon kadar kişinin madencilikten geçim sağladığı ve çok büyük bir bölümünün de günde 1 doların altında gelire sahip oldukları biliniyor. Afrika ülkelerinde ise sorun, devlet tekelinde olmayan madenlerde büyük şirketlerle küçük ölçekli -zanaat- madenciliği yapan aileler arasında hiçbir koruyucu kalkanın olmaması. Kaldı ki devlet tekeli olan madenlerde durum bazen çok daha kötü bile olabiliyor. Kongo’da büyük şirketler iki yöntemden birin tercih ediyorlar. Biri söz konusu madenin bulunduğu bölgede eğer yapabiliyorlarsa toprakları satın alıp aileleri ya çok ucuza çalıştırmak ya da sürmek. Toprakları satın alamadıkları durumdaysa savaş lordlarından biriyle anlaşıp işçilerin yönetimini onlara devretmek, böylece idari sorumluluklardan mümkün olduğunca kaçınmak.

Bir örnek

Kongo’daki Kipushi Madeni, 1993 yılında KICO adlı bir uluslararası şirkete satıldı. KICO’nun yüzde 68’i Vancouver merkezli Ivanplats şirketine ait. CEO’su ise Robert Freidland adlı Kanadalı bir işletmeci. Ivanplatz Kongo’nun yanı sıra Afrika ve Asya’da onlarca maden işletmesine yatırım yapmaya hazırlanıyor.

The Globe and Mail tarafından yapılan bir habere göre, KICO çocuk işçi çalıştırmayacağını açıkladı. Ancak ortada başka bir sorun vardı. Aynı açıklamada madenin yüzey işletme yetkisinin hala Gecamines adlı başka bir şirkette olduğu söyleniyordu. Bu haklar KICO’ya ancak 2015’te geçecekti. Dolayısıyla bu vakte kadar yapılabilecek bir şey yoktu. KICO’nun verdiği bir başka söz ise bu yatırımla kendi madenlerinin bulunduğu bölgede aile ölçeğinde yapılan madenciliğe son vermekti.

Kongo ve küresel şirketler

Maden işçilerinin yüzde 30’unu çocukların oluşturduğu Kongo Demokratik Cumhuriyeti 24 trilyon dolarlık maden rezervine sahip. Bu rezervlerin büyük bölümünü de kobalt, altın, bakır ve elmas oluşturuyor. Kaçınılmaz olarak madenler hammadde olarak ihraç ediliyor. Kongo madenlerine en çok yatırım yapan şirketler arasında ilk sırayı şunlar alıyor: Kanada: Katanga, African Metals Corporation, Banro Resources Corporation, BRC DiamondCore, El Nino Ventures, First Quantum Minerals, ICS Copper Systems, Lundin Mining, Anvil Mining. Avustralya: Austral Africa Resources, BHP Billiton Group, Green Machine Development, Lindian Resources, Mawson West Ltd, Tiger Resources. ABD: Century Aluminium, Freeport-McMoran Copper-Gold, Çin: CIC Mining Recources -Japon ekolojik enerji şirketi Eco Project ortaklığıyla, Fas: Managem, İsviçre: Xstrata.

Kaynaklar:

The Globe and Mail

Jeff Ehling

Wikipedia, Mining Industry of the Democratic Republic of Congo maddesi