İşim icabı sık sık yurtdışına çıkar ve bu ziyaretlerimde Türk diasporasını anlamaya çalışırım. “Ne yapıyorlar, nasıl örgütleniyorlar, nasıl dayanışıyorlar?” sorularına cevap ararım.
Geçtiğimiz haftalarda gene böyle bir ziyarette bulunduğum ülkedeki bir yetkiliyle konuşurken, bulunduğu eyalette 2.000 Ermeni’nin, 6.000 Türk’ün bulunduğunu belirtiyor ve yemek yediğimiz restoranı göstererek ekliyordu: “Tüm Ermenilerin Meclis’te milletvekilleri gibi dostları varken, bizim Türklerin en ünlüsü de bu gördüğün işletmenin sahibi Kadir Amcan. Nicelik değil, nitelik önemli olan.”
Ülke içinde de dışında da lobi ve savunuculuğu bilmediğimiz aşikar. Sıradan bir Türk’ün aklına “lobi” deyince Ermeni ve Rum Lobisi kötü çağrışımlarıyla gelmekte. Lobi ve savunuculuğun apayrı bir sektör, bir disiplin olduğu ise sıradan insanların yanı sıra karar alıcıların ve siyasilerin akıllarına bile gelmemekte.
Kamp Armen konusunda da aynısını görüyoruz. Ülkemizde sayısı artık oldukça azalmış olan bir avuç Ermeni vatandaşımız, bir Ermeni Yetimhanesinin yıkılmasına etkili bir şekilde direniyor. Tüm medyayı ve sosyal farkındalığı yüksek bir grubu da peşinde sürüklüyor.
Ermenilerin yaptığının aynısını, yıllardır kapatılan, arazileri yok pahasına devlete verilen yuva ve yurtlar için biz yaptığımızda ise, aynı etkiyi yaratamıyoruz.
Örneğin, aynı Kamp Armen konusunda olduğu gibi, yuvalar ve yurtlar bizim hafızamız, “Yurt Müzesi Kurulsun!” dediğimiz gibi.
Yine aynı Kamp Armen gibi yıkılan, yıkılmaya çalışılan, isim değişiklikleri ile toplumdan izole yapılar olarak yeniden kurulan Çocuk Evlerine verdiğimiz tepki gibi.
Şimdi tüm çalışmalarımızı geriye dönük bir bakış açısıyla ele aldığımızda Kamp Armen’deki aktivizmin ve toplumsal sahiplenmenin neden olmadığını anlamaya çalışıyorum. Ya bizim verdiğimiz tepkiler yerinde değil. Böyle olsa Kamp Armen’de de kitleler mobilize olmazdı. Ya da lobi ve savunuculuk Türklerin harcı değil. Böyle olması muhtemel.
Anlaşılan tüm iyi niyetli çabalarımıza rağmen Kadir Amca yurtdışındaki Türk Diasporası için neyse, ülke içinde de biz Kadir Amca’yız.
Kamu karar alıcılarının, siyasilerin, bizlerin lobi ve savunuculuğu doğru anladığı günlere ihtiyaç var. İçeride lobi ve savunuculuğun önemine varılmadan uluslararası alanda da ulusal alanda da ancak yürütülen çalışmalara tepki verecek şekilde yalnızlaştığımız süreçlere mahkum oluruz.
Kadir Amca’ların da milletvekili dostlarının olduğu zamanlar dileğiyle.