Çocuğumuzla geçirdiğimiz bir gün içerisinde kaç kere hadi diyoruz, hiç saydınız mı? Sayarsanız eminim kendiniz de çok şaşıracaksınız. Peki şimdi düşünelim “hadi” demek yapılmasını istediğimiz davranışı gerçekten hızlandırıyor mu? İtiraf edelim ki hayır. Bu konuda yapılan tüm araştırmalar hangi yaş grubunda olursa olsun, hadi dendiğinde insanların daha ağırdan aldığını ortaya koymuş.
“Hadi” bir şekilde karşı koyma, erteleme isteği uyandırıyor. Anne babalara sık sık anlattığım bir araştırma vardır. Amerika Birleşik Devletleri’nde yapılan bir otopark araştırması. Bir park alanında araçların park ettikleri yerden çıkma hızlarını araştırmışlar, eğer çıkılan park yerine girmek için arkada bekleyen bir başka araç varsa çıkma süreleri anlamlı bir şekilde uzuyormuş. Arkadaki araç “hadi hadi” dedikçe insanlar daha yavaş hareket etmişler. Bu çocuklarımız için de geçerli. Hadi diyerek onlara aslında ertelemeyi öğretiyoruz. Onlar bir süre sonra kaçıncı “hadi”ye veya ses tonumuza göre harekete geçmeleri gerektiğini öğrenirler ve öncekilere duyarsız kalıyorlar.
Çocuklara çok sık “hadi” demek, sadece bizim ve onların gerilmesine neden olmaz, onların yetişkin hayatlarında da her şeyi erteleyerek yapan insanlar olmasına yol açar. Sabah kalkmak için kurulan alarmı defalarca erteleyen ve bunu yapacağını bildiği için uyanması gereken saatten çok öncesine alarmı kuran insanların çocukluklarındaki “hadi”yi devam ettirdiklerini söylemek pek de yanlış olmaz.
Peki, ne yapalım? Servis kapıda, uyku saati çoktan geçmiş, daha yapılacak ödevler var, evden 10 dakika önce çıkmalıydık, yemek soğudu; hala çocuğumuzu bekliyoruz. Öncelikle bunların çoğu bizim sorunumuz olursa, yani sorumluluk bizde kalırsa çözüm çok zor. Servis kapıda bekliyorsa bırakın servis şoförü onu uyarsın ya da okula geç kaldıysa, ödevini yapmadıysa öğretmeniyle kendisi yüzleşsin. Diğer konular içinse öncelikle onunla bir konuşma yaparak sürekli hadi demekten ve onu uyarmaktan rahatsız olduğunuzu bunun herkesi gerdiğini ve keyifli zaman geçirmenizi engellediğini anlatın. Bunu çözmek için ondan öneriler bekleyin.
Bazen yaşa göre kum saati, kendi alarmını kurmak, sadece bir kere uyarmak gibi önlemler de işe yarayabilir. Çocuklar için diğer bir sihir de seçenek sunup kendi seçimini yapmasını sağlamaktır. Bu akşam önce dişini mi fırçalayacaksın, yoksa pijamanı mı giyeceksin, diyebilirsiniz. Bunun dışında çocuğun sevdiği bir aktiviteyi, yemeği vb. motivasyon için kullanmak da “hadi”leri azaltabilir. Burada dikkat etmemiz gereken bunu pazarlık haline getirmeden yapmaktır.
“Yemeğini yersen dondurma var” demek yerine “yemekten sonra dondurma yemeğe ne dersin?” gibi. “Ödevler bittikten sonra hava hala aydınlıksa parka gidelim mi?”, “10 dakika içinde yatakta olursak kitap okumak için de zamanımız kalıyor, hangi kitabı istersin” tarzında konuşmalar genelde işe yarar.
Yine de unutmayalım ki bunlar işe yaramasa bile çocuğumuza herhangi bir şeyi sadece bir kere söylemek ve hadi demekle yapılması arasında olan zaman farkı çoğu zaman bir kere söylemenin lehinedir. Aksi durumda ise tadımızı kaçırmaya değmeyecek bir farktır.