Evlat edinmekle ilgili konuşmaların, yazıların ve fikir alışverişlerinin büyük bir bölümü farklı evlat edinme pratiklerini birbirleriyle karşılaştırmaya odaklanıyor. Kendi tecrübemden öğrendiklerimi paylaşmak istiyorum, çünkü insanlar evlat edinmenin getirdiği mutluluğu ve zorlukları öğrendikleri zaman evlat edinme konusunda daha kararlı olabilir ya da yol yakınken bundan vazgeçebilirler. Evlat edinmenin aslında ne demek olduğunu bilmek çok önemli. Ne yaptığını bilen aileler karşılarına çıkacak problemlerle daha kolay baş edebilir, en azından bunlara hazırlıklı olabilirler. Ancak bütün bunlardan önce evlat edinmenin de bir etiği olduğunu akılda tutmak ve her adımda hatırlamak gerekiyor.

Biliyoruz ki dünya kendi çıkarları için başkalarını istismar eden insanlarla dolu. Üstelik bu tür insanlar akıllarına gelen her şeyi yapabileceklerini zannediyorlar. Ne yazık ki evlat edinme pratikleri de bu genel kuraldan azade değil. Kimi insanlar, çocuk sahibi olmak isteyen insanların umutlarından ve beklentilerinden kendi çıkarları için yararlanıyorlar. İşte bu yüzden evlat edinme pratiği, çocuk istismarını ve şefkati aynı anda içerebilen bir tür madalyon gibi. Kimi ülkelerde çocuklar kaçırılıp evlat edinmek isteyen ailelere satılıyorlar. Evlat edinme vakalarının çok büyük bir bölümü bu kategoriye girmiyor, ancak bu konunun kimileri için son derece kârlı bir ticaret alanı olarak görüldüğü de ortada. Ve bu yüzden pek çok ülke çocukların yurt dışına evlatlık verilmesini ya da yurt dışından evlat edinilmesini yasaklıyor. Bu ciddi bir konu, çünkü bu da çocukların kendilerine bakabilecek ebeveynlerle buluşmasına mani oluyor.

Çocuk kaçırmak elbette olabilecek en korkunç etik ihlallerinden biri. Ama evlat edinme sürecinde görülen tek etik problem bu değil, eğer dikkatli olmazsanız kendinizi pek çok konuda ilkeleriyle çatışan biri olarak görebilirsiniz. Her şeyden önce, evlat edinme sürecinde yararı gözetilmesi gereken ilk kişinin çocuk olduğunu unutmamak durumundasınız. Eğer mutlaka evlatlık verilmesi gerekmiyorsa, çocuk için en iyisi kendi ailesiyle kalmak. Bir aileyi çocuğunu evlatlık vermek konusunda bırakın zorlamayı, motive etmek bile kabul edilemez bir davranış. Yapılabiliyorsa aileye çocuğuna bakmak için destek olunmalı. Bir aile çocuğuna kendisi bakmayı arzu ediyor, ona zarar vermiyorsa, söz gelimi sırf yoksul oldukları için bu insanların çocuklarını başkalarına evlatlık olarak vermeye ikna etmeyi amaçlayan her davranış etik dışıdır.

Bunun da ötesinde özellikle uluslararası bir evlatlık süreci, göç, yasalar, ekonomik dengesizlikler vb. pek çok meseleyi gündeminize getirir. Bu koşullar altında çocuğun sahiden nasıl bir aileden geldiğini, neden evlatlık verilmek istendiğini kestirmeniz de zordur. Bu nedenle en azından aracılık edenlerin nasıl insanlar olduğunu iyice öğrenmeniz gerekir. Evlat edinme sürecinin her adımında bu işe dahil olan herkes alabildiğine şeffaf olmalıdır.

Kimsesiz çocuklar için evlat edinmek isteyen bir ailenin yanında büyüme şansı muhteşem bir fırsat. Ama işin bir de öteki tarafı var. Çocuk sahibi olmak isteyen aileler, kimi insanlar tarafından bir gelir kapısı olarak görülüyorlar. Bu yüzden de ailelerin dikkatli olmaları gerekiyor. Dünyada bir aileye ihtiyacı olan yüzbinlerce çocuk var. Evlat edinilmenin bu çocuklar için gerçek bir çözüm olmasını sağlamak için meselenin tüm taraflarını, devletin, evlat edinen ailenin, ilgili kurumların neyle uğraştıklarını her adımda hatırlamaları gerekiyor. Haklısınız, bütün bu özen işleri uzatıyor ve zorlaştırıyor. Ama aksi halde hiç aklınızda yokken kendi evlat edinme arzunuz için başkalarını incitebiliyorsunuz.

Kaynak: Finding Magnolia, kızları Magnolia’yı 2010 yılında bir Afrika ülkesinden evlat edinen ABD’li bir ailenin bloğu. Ailenin evlat edinme süreci başlar başlamaz oluşturduğu blog, bu amaçla kurulmasa da, zamanla evlat edinen ailelerin buluşma noktası haline geldi.