Psikoterapist Robert J. Hedaya, ergenlikle depresyonun birbirini bu kadar rahat tamamlayan iki sözcük olmasından duyduğu rahatsızlığı ve antidepresan kullanmanın taşıyabileceği riskleri beş başlık altında özetliyor…

Depresyon hastalık değil, bir sendromdur

Batı dünyasında genellikle depresyonun bir hastalık olduğu zannedilir. Oysa, depresyonu pek çok nedene bağlı olabilecek bir çok semptom ve işaretin varlığına işaret eder, yani bir sendromdur. Tıpkı zatürre gibi, belirgin tek bir nedeni de olabilir, bir çok sebebi de. Dolayısıyla birinin depresyonda olduğunu söylediğimizde aslında onun sağlık durumuyla ilgili gerçek bir teşhis koymuş olmayız. Önemli olan depresyonun sebebini bulmaktır, çünkü söz konusu sorunun asıl nedeni ortadan kaldırılmadan depresyon da atlatılamaz. Bu nedenle söz konusu olan ister erişkin ister ergen isterse çocuk olsun, kişiye özel bir tedavi süreci gerekir.

Depresyon “prozac” eksikliği demek değildir

Depresyonun bir sürü nedeni olabileceğini zaten söylemiştik. Yediğiniz yemekler de, yaşadığınız stres de, hayatınızdaki insanlarla ilişkileriniz de, hormonlarınız ve bağışıklık sisteminiz de sebep olabilir. Ayrıca kullandığınız ilaçlar, genetik ya da epigenetik faktörler ve tabii ki psikolojik durumunuz da sizi depresyona sürükleyebilir. Bu durumda ilaç kullanmaya başlamadan önce gösterdiğiniz semptomların kaynağının iyi araştırılması gerekir. Antidepresanlar, depresyonun neden olabileceği ani ataklara (intihar düşüncesi vb.) bedeninize kimyasal olarak müdahale ederek engel olabilirler. Ama aslında depresyonu iyileştiremezler.

Ergenlerin, çocukların ve erişkinlerin depresyonda olmaları normal karşılanamaz

“Ergen depresyonu” denilen şey hiç de normal değildir. Çünkü depresyon beraberinde bir çok başka sorun da getirir: Uyku bozuklukları, iştahsızlık, motivasyon eksikliği, asosyallik vs bunların başlıcalarıdır. Kimi ergen davranışları depresyon semptomlarını andırabilir, ancak her ergene sırf ergendir diye depresif teşhisi de kolayca konulmamalıdır. Kimi ergenlerin canları gerçekten sıkılır ve arada bir onlardan beklenmeyen şekilde davranabilirler. Bu onların depresyonda olduklarını göstermez. Ergenlik döneminde sahiden yaşanan depresyonsa, erişkinlik hayatını çok derinden etkileyebilir. O yüzden, az önce anlatılanların yanlış anlaşılıp, depresyon semptomlarının hafife alınması da hata olur.

Depresyon ilaçlarının ergenler üzerindeki etkileri yeterince bilinmiyor

Depresyon ilaçlarının güvenilirliği elbette test ediliyor, ancak büyüme çağındaki çocuklarda ve ergenlerde uzun vadede nasıl yan etkiler yaratabilecekleri konusunda hiçbir bilgimiz yok, çünkü bunu ortaya koyacak araştırmalar yapılmıyor. Bilebildiğimiz ancak birkaç hafta içinde ve kullanıldıkları sürece yaptıkları etkiden ibaret. Bir başka deyişle, büyüme çağında alınan antidepresanların uzun vadede çocuğun beyninde nasıl bir etki yaptığını bilmiyoruz. Bu rahatsız edici bir durum, çünkü büyük bir risk taşıyor. Kendi adıma ilaçlı tedaviden mümkün olduğunca kaçınmaktan yanayım. Gelecek kuşakları ilaçla büyütmenin uzun vadede sonuçlarından bihaberiz. Dolayısıyla durum çok ama çok ciddi olmadığı müddetçe, ilaç kullanmanın mantıklı olduğunu düşünmüyorum.

Herkese aynı terapi uygulanmaz

Yüzlerce terapi yaklaşımı ve yöntemi var. Adlarını burada saymak bile saatler alır. Bazen terapi yaklaşımlarının birkaçı birarada kullanılır. Bu tamamen terapistin danışanıyla arasındaki ilişkiye bağlıdır. İyi bir terapistin amacı, danışanını bir an önce iyileştirmektir. Terapinin işe yarayıp yaramadığını ise ancak çocuğunuzun halet-i ruhiyesindeki iyileşmeden anlayabilirsiniz.

Kaynak: Health Matters