Bildiğiniz Türk Annesi, sosyal medyaya da bulaştı. Ne zamandır takipteydik… En çok merak ettiğimiz sosyal medyada ne işi olduğuydu. Dedik ki annemizi karşımıza alıp konuşalım. Nasıl biriymiş bir de ona sorup öğrenelim. Kırmadı bizi. Her biri hedefe kilitlenmiş terlik misali cevaplarla karşılık verdi sorularımıza…

Anneciğim, sosyal medyada ne işin var? Burada ne aradın, ne buldun?

Bizim çocukları arıyordum aslında. 🙂 Akılları hep başka yerdeydi. “Bunlar niye hep bilgisayar başında? Saatlerce telefon ellerinde ne yapıyorlar?” diye düşünürken bir baktım, akılları fikirleri twitter olmuş, facebook olmuş… Bunların başlarına bir büyük lazım diyerek ben de girdim bu internet şeysine. “Sosyal medyaya gerçekten hakim olan bir Türk Annesi olsa nasıl olurdu?” diye soranlara da cevap olsun istedim.

Sosyal medyanın ünlü simalarındansın artık. İlgiden bunaldığın oluyor mu?
Yok çocuğum iyi bir şey aslında; 40 binden fazla çocuğum var. Özel günlerimi kutluyorlar, bir istekleri olursa söylüyorlar, sürekli beni ne kadar sevdiklerinden bahsediyorlar falan, güzel yani… Ama yemek yaparken çok mention atıyorlar bazen, ona bunalıyorum. Cevaplayamıyorum elim bulaşıkken zor oluyo…

Ev işleriyle sosyal medyayı bir arada götürmek zor olmuyor mu?
Çocuklar nasıl sınav günlerinde sosyal medyaya ara veriyorsa ben de temizlik günlerinde uzak duruyorum. Gerçi yine de dayanamıyoruz bazen. Yerleri siliyorum mesela, evin içinde dolaşıyorlar pati pati oluyor her yer. Mecburen bir tweet atıp uyarıyorum.

Sosyal medya, sosyal hayatını nasıl etkiledi?
Nurten diye bir komşum var, takip edenler bilir. Biscolata erkekleriyle fotoğraf çektirdiğinden beri O’na takığım biraz. Altın günlerinde hep başrolde ben varım, herkes benden bahsediyor diye kıskanıyor biraz. Ben de gönderdiği böreğin tabağını vermiyorum bir aydır. İdare ediyorum yani… 🙂

1 kilo bezelye ayıklarken, 47 tweet atabiliyormuşsun. Bu işin sırrı ne?
Yok annem abartmışlar onu. Nurten mi söyledi bunu size?

Dövme yaptıran kızını terlikle dövdüğün iddiaları doğru mu?
Dövmeye karşı değilim… (Terlikle olanına yani)

Peki halı saha maçından ter içinde dönen oğlunun üstü başını eve girmeden çıkarttırdığın söyleniyor. Görüntü nedeniyle komşularla atışmışsın biraz…
C: Kendilerine baksın onlar! İsmail Türüt de o kadar terliyor, annesi sırtına bi havlu koymasın mı? Çocuğunun atletini değiştirmesin mi? Analık görevi bu.

Televizyon karşısında her gün bir paket çekirdek yediğin halde kilo almamayı nasıl başarıyorsun? İşin sırrını bizimle paylaşır mısın?
Aman illet bir şey o da. Başladı mı duramıyorsun. Neyse ki yakıyorum ben ev işleriyle falan. O değil de yerlerde kabuk görürsem çıldırırım!

Kuzey Güney’in sezon finali hakkında ne düşünüyorsun? Sence de Ali öldü mü?
İyi çocuk Ali ölmesin bence. Ama işte çevrendekilere dikkat edeceksin çocuğum, ‘arı da bal yapar ama kıçında iğnesi var’. Dikkat edin annem.

Peki yine aynı diziden Simay senin gelinin olsaydı ne olurdu?
Yani sonuçta oğlumun tercihidir. Saygı duyarım. Onlar anlaşsınlar da. Aile olacaklar sonuçta ben karışamam ki. Ama o Simay’ın saçını başını da yoları…… Öhüü, neyse ne diyoduk. Ha, evet, önemli olan çocuğumun mutluluğu tabii…

“Kızım ben sana güveniyorum da insanlara güvenmiyorum” sözü gerçekten doğru mu? Kızından da kıllandığın olmadı mı hiç?
Arkadaş seçiminde dikkat edin çocuğum. Ben öyle hemen güvenip de herkesle arkadaşlık yapmanıza izin vermem. ‘Kızın var mı el evinde yatmasın, oğlun var mı el ekmeği tatmasın.’ Aman dikkat edin çocuğum, oturun evde mis gibi.

İsveçli bilim insanları “zıkkımın kökü”nde gençlik hormonu tespit etti. Yıllarca çocuklarına yemeleri telkininde bulunduğun için haklı bir gurur duyuyor musun?
Bulmuşlar mı sonunda gerçekten? :/

Şimdiki aklın olsaydı, çocuk mu kariyer mi?
Çocuklarım olmadan asla.

Samimiyetine güvenerek soruyorum. Kızın için zengin koca mı, üniversite tahsili mi?
Para nasılsa olur annem. Biz babanızla evlendiğimizde bi göz odada oturuyoduk. Zor zamanlardan geçtik. Ama ne yaptık? Çalıştık, kazandık, sizi okuttuk, büyüttük, bu yaşa getirdik… Herkesin zor zamanları olur. Gençsiniz, birbirinize destek olup çalışır yaparsınız. Parası, okulu önemli değil. Önce insan olsun çocuğum.

Peki oğluna güzel kız mı isterdin, tahsilli kız mı?
Onun için de aynı şey geçerli. Önce iyi insan olsun da… Tabii iyi bir gelin de olursa iyi olur. Bak Simay geldi aklıma tüylerim diken diken oldu. :/

Saçlarını kurutmadan sokağa çıkan erkek çocuklara tavsiyelerin neler?
“Saçların ıslak çıkma dışarı evladım rüzgar var” diyorum. “Ben saçıma rüzgarla fön çekiyorum anne” diyo… Ne diyim şimdi ben buna! Tavsiye falan yok, direkt terlik!

Sıkıldıkça evin şeklini değiştiriyorsun. Çekyatı tek başına sürüklemek zor olmuyor mu?
Bi ucundan tutup da “annecim gel yardım edeyim” diyen yok ki. Tülleri zor taktırıyorum, yüz defa söyleyeceğim ki anca…

İstanbul’da pazara çıkarken nelere dikkat etmeli? En ucuz, en iyi ve en taze ürünler için hangi pazarları önerirsin?
En iyi pazar, pazarcıların seni tanıdığı pazardır annem. Ben çok seviyorum pazar gezmeyi. Taze taze alıyorum her şeyi. Ama en çok da pazarın ortasında durup komşularla sohbet etmeyi seviyorum.

Karikatür: Yiğit Özgür

Anne ya da baba olacak genç Türklere hangi tavsiyelerde bulunmak istersin? Bu tavsiyeler Türk olmayanlar üzerinde nasıl bir etki bırakır?
Tavsiyede bulunsam bi kulağınızdan giriyo, öbüründen çıkıyo. Anne baba olun da anlarsınız!

Terliğin hayatında nasıl bir önemi var? Hangi işlere yarıyor? Terliksiz bir hayat neye benzer?
Elimden terliği alın, geri neyim kalır ki…

Bugünün anne-babaları çocuklarını psikologlara, pedagoglara götürmekten yorgun düşüyor. Sence bunun sebebi ne? Eskiden pedagog ya da psikolog görmeden çocukların hepsi ruh hastası mı oldu?
Aman zamane çocukları bi hoş. Çok nazlı yetiştiriyorlar da ondan. Bizim zamanımızda pedagog neyim yoktu. Kaş vardı, göz vardı, çimdik vardı… Bu üçüyle her şeyi anlatırdık biz.

Sınav sezonu bitti, tercih sezonu başladı. Çocuklara diyeceğin bir şey var mı?
Başka şehirleri yazmasınlar. Olur da başka bir şehre giderlerse okumaya, sürekli yanlarına giderim bilsinler. Bir de ‘ev arkadaşım’ diye Ayşe’yi tanıştırıp ben döndükten sonra birden bire Ahmet çıkmasın ortaya! Gözüm üstünüzde.

Bize yazın yenilebilecek bir iki kap, serin yemek tarifi verebilir misin?
Karpuz, peynir, ekmek. Hazırlanışı da çok kolay hem.

Anneciğim, ana-çocuk ilişkilerinde değiştiğini görüp de sevindiğin ve üzüldüğün bir şeyler var mı? Bize anlatır mısın?
Ben bir sosyal medya annesiyim, o nedenle bu konuyla ilgili yorum yapabilirim. Çocuklar artık sanal bir dünyanın içinde yaşıyorlar, dışarıya çıkmıyor, sokakta oyun oynamıyor, hayatı yaşayıp görmüyorlar. “Ezan okundu hadi eve!”yerine “Ezan okundu hadi bilgisayını kapat artık.” der olduk. Çocuklarımızın yüzünü facebook profil fotoğraflarından görür, nerede olduklarını foursquare’den takip eder, neler düşündüklerini tweetlerinden öğrenir olduk. Sosyal medya bir vazgeçilmez artık tabii ki, baksanıza ben bile buradayım… Ama ailenizi de ihmal etmeyin annem. Bir de şişeleri doldurup öyle koyun buzdolabına. (Aklıma gelmişken onu da şey yapayım dedim) 🙂

Sevgiler…