Sevgi ve hayal gücü dolu, eğlenceli dede torun öyküleri!

Savaş gerçeğiyle yüz yüze kalan bir çocuğun kaygılarını konu eden ve büyük ilgi gören Geçtigitti Geçtigitti Geçtigitti adlı yapıtıyla tanıdığımız Marjolijn Hof, Dedem ve Ben’de bir dedeyle torunun renkli, alabildiğine eğlenceli maceralarını anlatıyor.

Yeri geliyor dede torunu dizginlemeye çalışıyor, yeri geliyor roller değişiyor. Dede torun çılgın oyunlar oynayıp bugünün tadını çıkarıyorlar ama diyaloglarında incelikle yer bulan değişim, büyümek-yaşlanmak gibi gerçekler de öykülere farklı bir boyut kazandırıyor. Nesiller arası iletişimin vurgulandığı hem komik hem sürprizlerle dolu bu öyküler okunmayı fazlasıyla hak ediyor.

Çiftliğinde yalnız yaşayan dedesini ziyaret etmek kahramanımız torun için hep eğlence, hep macera dolu. Gün gelir dedesi krep pişirmek için kolları sıvar ama kendini öyle kaptırır ki durmak bilmez. Mutfakta krep yığınları yükseldikçe yükselir, imdatlarına bir domuz yetişir. Bir başka gün torun dedesine “dünyanın en iyi dedesi” madalyası takmak ister ama dedeyi ikna etmek kolay olmayacaktır. Dede torun 1 Nisan’da en muzip şakaları kim yapacak diye kıyasıya yarışırlar. Derken bir gün dedesi çatıya çıkıp da aşağıya inmeye cesaret edemeyince işi çözmek yine toruna kalır…