Önce yukarıdaki piramidi açıklayalım:
Tiksinçler: Sümük, böcek, parmak ve ayak tırnakları, kulak kiri, kabuklar, soyulmuş cilt, başkasına ait sakız, göz çapakları.
Nefes kokusu ve gaz (gırk ve pırt) yapıcılar: Sarımsak, bazı biberler, soğan, birçok peynir, fasulye veya bildiğiniz mideyi ve bağırsakları fazlaca çalıştıran herşey.
Taşınabilir yiyecekler: Paketlenmiş her şey
İçecek: Meyve suyu, enerji içeceği, kola, soda, enerji içeceği, su, erimiş dondurma.
Yenilmez grup: Bozuk para, doğme, boncuk, taş, pişmemiş hamur, folyo, silgi, kağıt, ayakkabı vb.
Baharat: Ketçap, tuz, şurup, hardal, krem, nacho peynir, fıstık ezmesi, bal, krem şanti.
Çikolata: Süt, siyah ve beyaz çikolata ya da paketlenmiş her türlü tatlı, kakao, çikolata, şekerleme, çikolatalı süt.
Lezzetli: Yetişkinlerin “çöp”, “fast food”, “şekerli”, “tuzlu”, “kızarmış”, “sağlıksız”, “parlak renkli”, “yağlı” diye tarif ettikleri her şey…
“Ben bunu yemem”: Her türlü yeşil sebze, “sağlıklı besin” ve özellikle evde pişirilen yemekler…
Ve hayatın gerçekleri
Ebeveynliğin en zor taraflarından biri, çocuğun beslenmesiyle ilgili kararları bazen ona rağmen almak zorunda olmanızdır.
Ona bir şeyler yedirmek, o şeyleri yedirirken sağlığını ve geleceğini düşünmek durumundasınız. Eğer şanslıysanız önüne gelen her şeyi yiyen bir çocuğunuz vardır. Değilseniz vay halinize.
Bir çocuk yemeyi reddettiğinde onu ikna edecek bir şey bulmak çok zordur. En nihayetinde gireceği açlık grevi bütün kalelerinizi düşürecek bir aktivism örneği olarak karşınıza çıkabilir. Yukarıdaki beslenme piramidi bir şaka, ama kimi evlerde gerçek bir karşılığı da var. Umarım sizinkinde yoktur…
Kaynak: Charlie & Andy, howtobedad.com