Geçenlerde kendimi bir savaşın içinde buldum. Haddinden fazla temizlik yapıyordum, her şeyi ama her şeyi temizlemek istiyordum. Çocuklara sürekli evi toplamalarını söylüyordum, elbette ki bir sonuç alamıyordum. Odaları tam bir felaketti. Temizlik sonrası odanın eski haline dönmesi ise hiç uzun sürmüyordu; bu da beni oldukça sinirlendiriyordu. Yaptığım işi ve verdiğim onca emeği neden takdir etmiyorlardı? Neden eşyalarını kaldırmak içi çaba sarf etmiyorlardı? Bu durum evin başka yerlerinde de yanıydı.

Mücadele devam ediyordu. Odaları onlar için topluyor ve temizliyordum, fakat gün, “aşırı” temizlik ve düzen kaygısı yüzünden kavga ile sonlanıyordu. Onlara milyonlarca kere yapmaları gerekeni söylüyordum ama düşündüğümden de yavaş hareket ediyorlardı ve küçücük şeyler bile dikkatlerini dağıttığı için temizlik başarıyla sonuçlanmıyordu. Temizlik yapmamak için ellerinden gelen her şeyi yapıyorlardı.

Hep beraber bir güç mücadelesine girmiştik. Bir şeyler yapmamız gerekiyordu. Bir şeyler yapmalıydık. Eşimle konuştuk. Çocuklardan çok fazla şey mi bekliyorduk? Nerede hata yaptığımızı bulmaya çalıştık. Gerçekten ne yapacağımızı bilmiyorduk. Biz de en sonunda bir şey denemeye karar verdik.

Onlara artık temizlik yapmalarını söylemeyecektik. Hiçbir şekilde. Temizliği kendimiz yapacaktık. Çocuklara bir şeyi zorla yaptırmak yerine örnek olmanın daha büyük bir değişim getireceğine inandık. Bu, bizim düşüncemizdi ve büyük beklentilerimiz yoktu. Bir gün belki bizleri örnek alarak eşyalarını toplamanın iyi bir şey olduğunu düşünebilirdi. Denemeye değerdi, kaybedecek hiçbir şeyimiz yoktu. Ve sonunda denedik.

Sonuç, şaşırtıcıydı.

Öncelikle, onlardan yardım beklemeyi bıraktım; böylece daha az stres yaşadım. Temizlik ve yardım konusunda hiçbir beklentim yoktu. Beklentim olmadığı için hayal kırıklığı da yaşamayacaktım. Temizliği yapacaktım ve onlar da dinlenerek geçirdikleri saatlerde beni temizlik yaparken izleyeceklerdi. Fakat, böyle olmadı.

Peki, ne oldu? İlk gün, temizlik yapmak için oyun odasına yalnız başıma gittiğimde kulaklarıma inanamadım…

‘Anne, istersen sana yardımcı olabilirim?’

‘Yardım etmenin iyi olacağını düşündüm.’

‘Seninle temizlik yapmayı seviyorum, anne!’

‘Yardıma ihtiyacın var mı?’

Burada asıl mesele çocukların temizlik yapması değildi. Asıl mesele, durup düşünmeleri ve neyin doğru olduğuna karar vermeleriydi. Onlara zaman tanımış olduk ve doğru olan şeyi yaptılar, bize yardım etmek istediler. Biz, ebeveyn olarak sadece çocuklara yaklaşımımızda ufak değişiklikler yaptık ama beklediğimizden daha olumlu sonuçlar aldık.