Kadınların çocuklarını kaybettiği zaman onlara söylemenizi istemediği şeylerin listesi dikkat çekici bir şekilde benzerdir.
Kayıp konusunda anneyi sakinleştirmeye çalıştığınızda bu girişiminiz kötü niyetli olmasa bile anne tarafından yanlış anlaşılabilir.
Bu liste diğer insanların gebelik kaybını biraz olsun anlamalarına yardımcı olmak için derlenmiştir.
Liste, anneler tarafından anneler için oluşturulmuş olmasına karşın bu kaybı yaşayan babalara da aynı şekilde uygulanabilir.
* Bebeğini kaybeden bir kadına yardımcı olmaya çalışırken en önemli kural davranış tarzınızla ilgilidir: Karşınızdaki kadına onun hayatıyla, seçimleriyle, çocuğuna dair beklentileriyle ilgili kendi kişisel düşüncenizi söylemeyin.
* Sakın “takdir-i ilahi, olacağı varmış, olmuş” gibi laflar etmeyin. Tanrının onun için ne istediğini siz bilemezsiniz.
* Sakın “Hayırlısı buymuş, bu çocuğun dünyaya gelmesi belki de senin için hayırlı olmayacaktı.” gibi bir şey söylemeyin. Bebeğin hayırlı olmaması konusu beni çok üzen bir şey. Zavallı bebeğimin bunu kanıtlayabileceği hiçbir şansı olmadı ki. Lütfen bunu vurgulayarak beni sakinleştirmeye çalışmayın.
* “Eee, bir tane daha yaparsın.” gibi şeyler söylemeyin. Bu bebek hiçbir zaman kullanılıp atılan bir şey olmadı. Eğer bebeğimi kaybetmem ile gözüme bir çatal saplayıp çıkarmam arasında bir seçim yapmam istenseydi, “Çatal nerede?” diye sorardım. Bu bebek için ölebilirdim, tıpkı sizin de kendi çocuğunuz için ölebileceğiniz gibi.
* “Yaşayan çocukların için şükretmelisin.” demeyin. Anneniz korkunç bir enkaz altında kalıp ölseydi ve annenizin yasını tutuyor olsaydınız, babanız yaşıyor diye daha az mı şükredecektiniz?
* “Tanrıya şükürler olsun ki bebeği daha sevmeden kaybettin.” demeyin. Oğlumu veya kızımı severdim. İki haftalık hamileyken veya doğumdan sonra bu bebeği kaybetmiş bile olsam onu severdim.
* “Artık toparlanmanın ve yola devam etmenin zamanı gelmedi mi?” gibi şeyler söylemeyin. Kederli olmak ve yas tutmak benim zevk aldığım bir şey değil. Böyle bir şey keşke hiç olmasaydı. Ama oldu ve bu benim her zaman bir parçam olarak kalacak. Bu üzüntü ve keder gün geçtikçe azalacak. -sadece benimki değil, seninki de.-
* “Şimdi o bir melek oldu ve seni gökyüzünden izliyor.” demeyin. Ben onu benim meleğim olsun diye doğurmak istemedim.
* “Ne hissettiğini anlayabiliyorum.” demeyin. Çocuğunuzu kaybetmediğiniz sürece ne hissettiğimi anlayamazsınız. Çocuğunuzu kaybetseniz bile herkesin yas deneyimi farklıdır.
* Daha kötüsünü yaşamış olan kuzeninizin veya komşunuzun korkutucu hikayelerini anlatmayın. Bunu altı kere daha yaşamış olsaydım, şu an anlattığınız bu hikayeler duymak istediğim en son şey olurdu. Bu hikayeler beni korkutuyor ve geceleri umutsuzluk içerisinde ağlamama sebep oluyor. Mutlu sonla bitseler dahi hikayelerinizi benimle paylaşmayın.
* Böyle bir şey hiç olmamış gibi davranmayın ve bunun bahsini açtığımda konuyu değiştirmeyin. “Bebek ölmeden önce…” veya “Ben hamileyken…” şeklinde cümleye başlarsam korkmayın. Eğer bu konu hakkında konuşuyorsam, gerçekten konuşmak istiyorumdur. Bana izin verin. Hiç olmamış gibi davranmak beni sadece yalnız bırakacaktır.
* “Bu senin hatan değil.” demeyin. Benim hatam olmayabilir, ama benim sorumluluğumdaydı ve ben bunu başaramadım. Bu küçücük varlık dünyaya gelmek için bana güvenmişti ama ben başarılı olamadım. Ona hayatı boyunca bakabilirdim, ama ben ona bir çocukluk bile veremedim.
* “Zaten bu çocuğu doğurma konusunda tereddüt etmiştin.” demeyin. Vitaminlerimi almadığımdan, çok kahve içtiğimden ya da hamile olduğumu bilmediğim zamanlarda hamileliğimin ilk haftalarında çok alkol tükettiğim için bebeğimi kaybettiğimden korkuyorum. Kendimden her dakika nefret ediyorum. Hamileliğimden emin olmamak bebeğimin ölmesini istediğim anlamına gelmiyor.
* “Çok üzgünüm.” deyin. Yeterli. Güzel ve etkili konuşmaya çalışmayın. Söyleyin, kastedin, söyledikleriniz önemlidir.
* “Bir gün muhteşem ebeveynler olacaksınız.” veya “Çok iyi ebeveynlersiniz ve çocuğunuz da sizin gibi ebeveynlere sahip olduğu için çok şanslıydı.” deyin. İkimizin de bunu duymaya ihtiyacı var.
* “Bebeğiniz için dua ediyorum.” deyin.
* Çiçek ve kibar bir not gönderin. -Hepsine cevap veremediğim için gücenmeyin.-
* Bir kereden fazla aramayın ve cevap vermediğimde sinirlenmeyin. Eğer yakın arkadaşsak ve yardım etme girişimlerinize karşılık vermiyorsam, gücenmeyin. Bir süre benden bir şey beklemeyerek bana yardımcı olabilirsiniz.
* Tıbbi bir durumdan dolayı değil ailemde birinin ölümü yüzünden acı çektiğimi fark edin.
* Bir süre üzüntülü olacağım, sevdiğini trajik bir şekilde kaybeden birine nasıl davranıyorsanız bana da öyle davranın. Zamana ve nefes alacağım bir yere ihtiyacım var.
* Doğum günü partileri, doğum öncesi partileri gibi etkinliklere katılmadığımda anlayış gösterin ve neden gelmediğimi sormayın.
* Bebeğinizi veya çocuğunuzu çalıştığım yere getirmeyin. Yeğeniniz hamileyse veya kızınız yeni doğum yaptıysa bunu benimle paylaşmayın. Bu, benim kimse için mutlu olmadığım anlamına gelmiyor. Şu an için her gülümseme, cıvıldayan bir bebek, mutluluktan ışıl ışıl parlayan her anne kalbimde katlanamayacağım kadar büyük bir acı hissetmeme neden oluyor. O an iyi gözüküyor olabilirim ama her gün ağlıyorum. Bunu bütün gün düşünmediğim güne ulaşmam biraz zaman alacak.
* “Kızın doğurdu mu?” veya “Ne kadar muhteşem bir oğlun var. Uzun zamandır onu ofiste görmüyorum” dediğimde artık iyi olduğumu anlayacaksın.
* Hepsinden önemlisi bunun başıma gelen en kötü şey olduğunu hatırlaman.
* “Düşük” kelimesi kısa ve kolay bir kelimedir. Ama benim çocuğumun ölümü sadece bir kelime değil ve korkunç. Bunun üstesinden gelip bununla yaşamak biraz zaman alacak. Bana sabır göster.
Meg.