Advertisement

Yazar: Uzunçorap

Kucağa almak ya da almamak

O’nu çok seviyorsunuz. O’nu o kadar çok seviyorsunuz ki hiçbir şey daha önemli, daha öncelikli değil. Ne isterse yaparsınız, neyiniz varsa ona verirsiniz: zamanınız, sevginiz, para ile alınabilen her şey. Gerçi ilk gördüğünüz anda O’nu bu kadar çok seveceğinizi hissetmemiştiniz. Ama bundan sonra, hayatınız boyunca sizinle beraber olacağını, bu mucizevi küçük şeyin, bebeğinizin, sizden bir yansıma olduğunu hemen kavramıştınız. Gövdesini gövdenize değdirip kucağınıza aldığınızda kendini nasıl da güvende hissederek uykuya bıraktığını, düzenli nefes alışlarının ona dokunuşlarınızla nasıl devam ettiğini, hatta söylenirmiş gibi olduğunda ona fısıldamalarınız, dokunmalarınız sayesinde nasıl da rahatlayıp, sakinleştiğini biraz şaşırarak, biraz hayran olarak ama en çok...

Devamı…

Fetal ekokardiyografi

Konjenital (doğumsal) kalp hastalığı (KKH), 1000 canlı doğumda yaklaşık 8.8 görülme olasılığı ile en sık görülen ciddi konjenital anomalidir. Bu anomalilerin yarısı minördür ve cerrahi olarak kolayca düzeltilebilir, geri kalanları çocukluktaki konjenital anomali nedeniyle olan ölümlerin yarısından çoğunu oluşturur. KKH’nın prenatal (doğum öncesi) tanısı daha iyi gebelik danışma verilmesi ve yenidoğan döneminde özel bakıma olanak sağlaması yönünden büyük önem taşır. Anne karın duvarından yapılan ultrasonografik inceleme ile bebeğin kalbinin anatomik yapısı, fonksiyonları ve ritmi belirlenir. Fetal ekokardiyografi invaziv (girişimsel) olmayan biryöntemdir. Anne ve bebek için herhangi bir risk taşımaz. Kimlere fetal ekokardiyografi yapılsın? Her gebeye yapılma endikasyonu yoktur. Esas olarak gebeliği...

Devamı…

Bu hard disk diğerlerine benzemez!

Oldum olası “kişisel gelişim”e merakım vardır. Mevcut kitapların çoğunu okumuşumdur. 40’tan sonra bir de kişisel gelişim seminerlerine kafayı taktım. Kişisel gelişim seminerlerinin çoğu önce bugünün durum saptaması ve farkındalık yaratma üzerine odaklanır; çözüm önerileri sonradır. Katıldığım seminerlerde kuşkusuz herkesin ufak ya da büyük bir gelişim alanı olur. İnsanlar artık işlerine yaramayan ya da onları mutsuz-başarısız kılan alışkanlıklarını olumlu yönde değiştirmek isterler. Çoğu kez de bu değişim çileli ve zordur. Bu seminerlerde dikkatimi çeken önemli bir nokta şu; o an kişide olumsuz etkiler yaratan alışkanlıkların çoğu, çocukluk dönemine dayanmaktadır. Alışkanlık kalıbını başlatan; çözülme-hatırlama anlarının çoğunda anne veya babadan duyulmuş bir...

Devamı…

Her yavrulamışa okul konusunda sabır diliyorum: 4+4+4=0

Ben Türkiye’de insanların küçük bir kısmının temel eğitim almamasına değil büyük bir kısmının almasına şaşıranlardanım. Bu kadar saçma, bu kadar irrasyonel, bu kadar yalan bir eğitime hevesli ne kadar da çok insan var? Matematik desen, üniversite mezunları dahi elle bölme yapamaz. Yaşını hesaplayamaz. (Bütün bir ülke milenyuma bir sene erken girmişti de kimse dalga bile geçmemişti) Tarih desen, hepsini öğrense kaç yazar, külliyen uydurma zaten. Edebiyat desen Tahir Efendi hepsine kelp demiş. Edebiyattan soğutur adamı. Fizik desen bir yerçekimi bilirler. Onu da yalan yanlış bilirler. (Herkes pamuğun demirden önce yere düştüğünü sanır misal) Kimya, biyoloji… Bunlar okullara öyle bir...

Devamı…

Yaşasın hiç bitmeyen tatil: 4+4+4=0

Aşağıdaki şiir, 7 yaşındaki Cenk Alpiş tarafından yazılmış. Ve Okula Hayır web sitesini hazırlayanlara ilham kaynağı olmuş. Nasıl olmasın? Biliyoruz ki öğrenci için okulun en güzel yanı tatile çıkmasıdır. Yaşasın Hiç Bitmeyen Tatil Okullar kapanıyor Sıkıntı bitiyor Yorgunluk bitiyor Yaşasın! Hiç bitmeyen tatil! Kışın Karadeniz, Yazın Akdenize gidiyorum, Denizin ortasına kadar dinleniyorum Yaşasın! Hiç bitmeyen tatil! Oynuya biliyorum Bilgisayar oynuyorum İstediğimi yapıyorum Fıfı 2000, Fıfı 2001 oynuyorum EURO 2001, EURO 2000 oynuyorum Deyişik günler Çılgın günler Sıcak günler Eylenceli günler … CenkAlpiş...

Devamı…

Işık Gençer: Sevdim, sabırlı davrandım ve onun sahibi olmadığımı kendime tekrarladım!

Boğaziçi Elektrik mezunu. Minik bir mühendislik hayatının hemen arkasından eşi Ferruh Abi ile birlikte 1986’da Pan Yayıncılık’ı kurdular. O günden beri de Pan Yayıncılık’la Enis Batur’un deyişiyle yakışıklı intihar tipi yayıncılık yapıyorlar. Pan Yayıncılık’ı anlatmaya gerek yok tabii, ama şu kadarını söyleyelim, müzik başta olmak üzere pek çok alanda yayınladıkları enfes kitapların her biriyle bizzat ve titizlikle uğraşıyorlar. Ferruh Abi de, Işık Abla da Uzunçorap’ın her daim danıştığı, saydığı, güvendiği sevdiği insanlardır. Söyleşiye vesile olan Emre de büyümekle kalmadı, ABD’de Purdue’de doktora yapıyor. Kaç yaşında anne oldunuz? Planlı mıydı? 30 yaşında. Planlıydı. Öğrendiğinizde ne hissettiniz, yakınlarınıza ne zaman, nasıl...

Devamı…

Belli başlı inme nedenleri nelerdir? Doç. Dr. İhsan Kafadar cevapladı.

İnme nedenleri, ön planda atardamar tıkanıklığına veya atardamarda pıhtı oluşmasına yol açan nedenler ile toplardamar kökenli nedenler olarak iki ana grupta sınıflandırılmaktadır. Atardamar tıkanmasına bağlı olarak ortaya çıkan inmelerde doğumsal siyanotik kalp hastalıkları çocuklardaki serebrovasküler olayların en sık nedenidir. Ancak bununla birlikte birçok farklı neden daha vardır. Bu nedenleri şöyle özetlemek mümkündür: Hiperviskozite (polisitemi, hiperlökositoz, trombositoz sonucu gelişir), aşırı pıhtılaşma yapabilen kalıtsal durumlar (faktör V leiden mutasyonu, protein C eksikliği, protein S eksikliği, antitrombin III eksikliği, protrombin gen 2010 mutasyonu vb), boyun ve servikal vertebra travması (karotis trombozuna neden olarak), otoimmün hastalıklar sonucu oluşan arteritler (SLE, Henoch-Schönlein purpurası, Kawasaki has.,PAN vb), hiperkoagülopati (antifosfolipid antikorları,lupus antikoagulanı,antikardiyolipin antikorları sonucu), doğumsal metabolizma hastalıkları (homosistinüri, hiperkolesterolemi), Moyamoya hastalığı . Birçok nedene bağlı olarak gelişen inmede tedavi etyolojik nedene yönelik tedavi, kan sulandırıcı antikoagulan tedavi ve destek tedavi olarak üç ana grupta toplanır. Bazı vakalarda cerrahi onarım da yardımcı...

Devamı…

Çalışan anne

‘Çalışan Anne’ Nedir bu anneliğe eklenen sıfat? ‘Çalışan Baba’ diye bir tanım var mı? Doğumdan 8 hafta sonra miniğimize doyamamışken; işe geri dönmenin hüznünü yaşayan annelerdenim. Çalışan anne  olmayı seçtim ; evde bebekle kalamayıp , onun ilklerle dolu günlerinin tadını çıkartamamak üzücü olsada ; aylar geçtikçe onunla verimli zaman geçirmeyi öğrendim. Şanslıydım, annem acemiliklerimizle dolu ilk 6 ayımızı bizimle geçirdi. Ufaklık ele avuca biraz daha gelsin diye benden daha çok yoruldu… Ve bir bakıcı bulmamızın ciddiyeti artıp görüşme günleri gelip çatınca, boğaza düğümlenen hıçkırıklarla anne olduğumu tekrar tekrar hissettim. Ben ne zaman büyümüştüm ki ? İşte o zaman en...

Devamı…

Her zaman bela…

Her zaman başım dertte, özellikle tartışmak sürekli yaşanan bir olay oldu. Herkesle, her şeyle kavga etmek hoş mu? Annemle, babamla, arkadaşlarımla hatta kendimle kavga edebiliyorum. Bu iş beni sıkıyor. Bazılarınız beni anlayamaz ama ben anlayanlar da var. Aynı zamanda bu kavga ettiğim kişiler özellikle arkadaşlarım genelde kırıldığımı bile anlamıyor. 1 kere baş et, 2 kere baş et, sonunda bık… Bazıları var bana kızan, bazıları var beni bilerek sinir eden, bazıları ise beni tamamen unutuyor, umursadıkları yok. Mesela taksiye bineceğiz. O, ben, annem, onun annesi. Benim annem öne oturuyor. Arkaya ilk ben bindim. Sonra annesini yollamaz mı? Sanki ben onunla...

Devamı…