Boğaziçi Elektrik mezunu. Minik bir mühendislik hayatının hemen arkasından eşi Ferruh Abi ile birlikte 1986’da Pan Yayıncılık’ı kurdular. O günden beri de Pan Yayıncılık’la Enis Batur’un deyişiyle yakışıklı intihar tipi yayıncılık yapıyorlar. Pan Yayıncılık’ı anlatmaya gerek yok tabii, ama şu kadarını söyleyelim, müzik başta olmak üzere pek çok alanda yayınladıkları enfes kitapların her biriyle bizzat ve titizlikle uğraşıyorlar. Ferruh Abi de, Işık Abla da Uzunçorap’ın her daim danıştığı, saydığı, güvendiği sevdiği insanlardır. Söyleşiye vesile olan Emre de büyümekle kalmadı, ABD’de Purdue’de doktora yapıyor.

Kaç yaşında anne oldunuz? Planlı mıydı?
30 yaşında. Planlıydı.

Öğrendiğinizde ne hissettiniz, yakınlarınıza ne zaman, nasıl söylediniz?
Öğrendiğimde sevinçten deliye dönmüştüm. Hatta laboratuvardan döndüğümde nerdeyse seyyar satıcılara sarılacaktım. Hemen o akşam kocama söyledim. Annemlere de o hafta içinde. Bizim gençliğimizde cep telefonu yoktu. Hatta evimizde de telefon yoktu. Söylerken bir romantik anım yok. Öyle söyledim.

Hamilelik sizi zorladı mı?
Hayır. Hiç aşermedim. Hiçbir problem yaşamadım.

Onu ilk gördüğünüzde ne hissettiniz?
Sezaryenle doğum yaptığım için çok kendimde değildim ama çok heyecanlandığımı hatırlıyorum.

Evde altları kim değiştirirdi?
Ben de, babası da. Ama ben işe gitmiyordum. Dolayısıyla ben daha fazla değiştirdim.

İsme nasıl karar verdiniz? Ne oldu?
Birkaç isim düşünmüştük. Sonra Emre ismini söyleyince tamam dedik. Özel bir şey olmadı.

İş ve sosyal hayatınız nasıl etkilendi?
Ben 2,5 sene evde kaldım. Yalnızdım. Sosyal bir hayat yoktu. Ama şikayet etmedim. Bir çocuk yetiştirmenin tadına vardım.

Nasıl bir anne olacağınızı düşünüyordunuz? Oldu mu?
O zaman şöyle bir anne olurum demedim. Ama iyi bir anne olduğumu, en azından yakın çevrem hep söyledi. Nasıl bir anne tanımım şöyle: Çocuğumu sevdim, sabırlı davrandım ve her zaman onun sahibi olmadığımı kendime tekrarladım. Ona sahiptim ama onun sahibi değildim

Eş-dosttan giysi/oyuncak aldınız mı?
Elbette.

Bebeğinizin bakımına kimler yardım etti?
Kimse.

Kendinizi annenizle kıyaslasanız…
Kıyas kabul etmez.

Kendi tarifiniz bebek/çocuk yemekleri varsa anlatsanıza.
Hayır 25 sene geçtiği için hatırlamıyorum ama ben bebekken doktorun tarif ettiği çorba ve muhallebiden başka bir şey yedirmedim.

Çocukla beraber hayatınızda ve sizde neler değişti?
Başta eve kapandım. Zordu tabii. Ama daha zenginleştim. Büyüdüm belki. Ama sonra hayatımız birlikte bir şey oldu. Çalıştık beraber, gezdik beraber. Üç kişilik bir hayat planı yapıyorduk.

Çocuğunuzla beraber neleri yapmaktan zevk alıyorsunuz?
Ben oğlumla beraber çalıştım. Dolayısıyla herşeyi beraber yaptık. Beraber olmaktan zaten zevk alıyordum, ne olursa olsun.

Çocuğunuzun sevmediğiniz huyu?
Uyuması çok problemli idi. O da benim yüzümden oldu. “Bir defa bırak ağlaya ağlaya uyusun. Bir kere ağlarsa sonra alışır”, dediler. Ama ağlatmadım. O yüzden de hep uyku sorunu yaşadık.

Deneyimlerinize dayanarak annelere ve adaylarına önerileriniz var mı?
Çocuklarınızı sevin. Onları dinleyin. Dinlermiş gibi yapmayın. Yalan söylemeyin, kandırmayın. Bir sporla ve bir sanat dalıyla gerçekten ilgilenmesini sağlayın. Laf olsun diye piyano ve baleyi söylemiyorum. Çocuğunuz ne istiyorsa onu. Onu küçümsemeyin. Çocuk diye “agudu gugudu” yapmayın. O sizi anlıyor, her yaptığınızı değerlendiriyor, unutmayın. Ve çocukken ona sınırlarını gösterin. Ben çocuğumu serbest yetiştiririm, çocuğum kendi kararlarını versin saçmalamasına düşmeyin. Bu hareket çocukların bir boşluğa düşmesine sebep oluyor bir. Sırtlarına aşırı bir yük veriyor iki.

Annelik neymiş?
Annelik sevginin, hoşgörünün, sabrın zirvesidir.