Advertisement

Yazar: Uzunçorap

Özgürlükçü çocuk edebiyatı yaklaşımının zirvesi: İskandinav Çocuk Edebiyatı

Çocuk edebiyatı, Türkiye’de özellikle 2000’lerin başından bugüne çarpıcı bir hızla önemsenmeye, ciddiye alınmaya başlayan bir tür. Artık anne babaların da, öğretmenlerin de kitap seçme ve değerlendirmede ustalaştığı, çocukların okuyacakları kitapları oldukça geniş bir yelpazeden seçme olanağı bulduğu bir ortamdan bahsediyoruz. Gelgelelim, bir edebi tür olarak çocuk edebiyatı ne yazık ki akademiden ve eleştiri dünyasından hala hak ettiği ilgiyi görebilmiş değil. Bugün çocuk edebiyatını ciddiyetle değerlendiren, tartışan, anlamaya çalışan kişi ve/veya kurumların sayısı maalesef bir elin parmaklarını bile geçemeyecek kadar az. Ne zaman bu konuyu düşünsem aklıma Türkiye’deki duruma çarpıcı bir tezat oluşturan İskandinav ülkeleri geliyor. İsveç başta olmak üzere...

Devamı…

“Anne, n’olur yanımda yat…”

Çocuklarımdan öğrendiğim ve son zamanlarda sıklıkla duyduğum yeni bir cümle var… “Anne, n’olur yanımda yat…” Benim gibi, siz de her gece bu cümleyle karşılaşıyor musunuz? Çocuklarım her gece onların yanında yatmamı istiyor. Peki, neden? Size söyleyeyim. Bu soru sürekli akıllarının bir köşesinde duruyor; çünkü onlar bizimle vakit geçirmeyi seviyorlar ve bundan zevk alıyorlar. Birkaç yıl önce, aile dostumuzun oğlu uyurken vefat etti. Bir hafta sonra, sadece bir şehir uzaklıkta yaşayan yedi yaşındaki bir çocuk dışarıda oynarken beklenmedik şekilde vefat etti. Bu konu hakkında konuşmak ve yazmak benim için çok zor. Benim de yedi yaşında bir çocuğum var. Oğlum her...

Devamı…

Konrad’ın Devrimi

Nereden başlayacağını bilemezsin ya hani, bugünlerde kime dönsem yüzümü aynı kararsız ifadeyi görüyorum… Onca yıldır öylesine korkutmuşlar, öylesine diken üstünde yaşatmışlar ki bizi barış demeye çekinir olmuşuz sanki. Bu tedirginlik hali ne kadar sürer bilmem ama barış nereden gelirse gelsin, amacı ne olursa olsun tek bir insanın dahi yaşamasını sağlayacaksa hoş gelir, sefa gelir. Hayatla yeteri kadar savaşıyoruz zaten, silahlar kusur kalsın. Benim tutuklu öğrencim, gazetecim, yedi diyardan insanım dört duvarların arkasındayken buruk olurum elbet, eleştiririm, belki parantezler açarım,sorular sorarım, kızarım ama barışın karşısında durmam, duramam. Duranı da anlamam. İşte, tam da barışa yakışan bir kitaptır “Benim Bütün Ördeklerim”… ...

Devamı…

Soela Zani’den Down Sendromlu bir proje: “Her insan bir sanat eseridir”

Arnavut fotoğrafçı Soela Zani, Down Sendromlu bireyler için dünyaca ünlü tablolara yeniden hayat vererek büyük bir başarıya imza attı. Paul Gauguin’den Rene Magrite’ye; Diego Velasquez’den, Pierre Auguste Renoir’a uzanan bu önemli proje unutmamamız gereken bir şeyi hatırlatıyor hepimize ve ekliyor: “Farklılıklarımıza rağmen aslında hepimiz aynıyız, hepimiz bir sanat...

Devamı…

Gebelik döneminde beyinde gerçekleşen 5 şaşırtıcı şey

1. Beyniniz küçülür. İngiltere’de Hammersmith Hastanesi’ndeki araştırmacılar, sağlıklı gebe kadınların beyinlerinin boyutlarında yüzde altı kadar küçülme gerçekleştiğini keşfetti! Neyse ki, gebe kadınların beyinleri doğumdan altı ay sonra gebelik öncesi boyutuna geri dönüyor. 2. Sevgi hormonu ile dolup taşarsınız. Oksitosin ya da “sevgi ve bağlanma hormonu”, hamilelik, doğum ve emzirme sırasında doğal olarak salgılanır. Oksitosin kadınları sakinleştirirken, aşka daha açık olmalarını sağlar. Gebe kadınlardaki oksitosin seviyeleri bile anne-çocuk bağının kuvvetini anlamamıza yardımcı olur. Oksitosin bir aile içinde sevgi ortamını oluştururken, aile dışındaki insanlara karşı savunmacı saldırganlığı artırabilir. 3. Yüzleri tanıma konusunda uzmanlaşırsınız. McMaster Üniversitesi’ndeki araştırmacılar geçtiğimiz günlerde hamile kadınların yüzleri, özellikle erkeklerin yüzlerini tanıma konusunda önemli ölçüde başarılı olduklarını belirttiler. Peki, neden? Bir kuram, kadınların gebelik sırasında özellikle erkeklere karşı tetikte olduklarından da bahsediyor. 4. Aynı anda birçok şeyi yapma konusunda daha başarılı olursunuz. Kadınların aynı anda birçok işi yapma konusunda erkeklerden daha iyi olduğunu biliyoruz. Görünüşe göre, prefrontal kortekste aktivite fazlalaştığında bu performans farkı hamilelik sırasında daha da artıyor. 5. Daha akıllı olursunuz. Yale Üniversitesi’nde yapılan bir çalışmaya göre, annelik, beyindeki yapısal değişikliklerin ortaya çıkmasına yol açar ve becerilerin artmasında etkilidir. Ve ne kadar ilgili bir anneyseniz, o kadar akıllı bir anne...

Devamı…

Doğa Arkadaşımın Kutusu

Bundan üç ay önce arkadaşımdan gelen mail ile bir oyuna davet edildim. Oyunun adı, Doğa Arkadaşımın Kutusu. Oyuna kızımla birlikte davet ediliyorduk. Doğa yürüyüşleri yaparak topladıklarımızı bize adresleri iletilen arkadaşımıza gönderecektik, bize de gizli bir arkadaştan benzer bir kutu gelecekti. Kızımla oyuna katılmaktan çok zevk aldık. Gelecek olan kutumuzu da merakla bekledik. Bizim katıldığımız oyunun ilk etabı olan yaz oyunuydu ve 80 katılımcısı olmuştu. Şimdi, sonbahar oyunu 250 katılımcıyla yeni sonlandı ve kış oyunu başlamak üzere. Katıldığım arkadaş doğum günlerinde, anne toplantılarında bir şekilde herkesin oyundan haberi olduğunu duydum. Biz oyuna katıldıktan sonra kurulan facebook sayfası sayesinde oyun gitgide...

Devamı…

Hiçbir yere gitmez babalar…

Aslında çok şey istemezdik biz de dünyadan… Okula girerken ağlamamak, kışın bile dondurma yiyebilmek, annemizi öpmek ve oyuncaklarımızla oynayıp çizgi film izlemek dışında… İlk kez yedi yaşında tanıştım savaşla. Şimdiki gibi çocukları koruyan aileler yoktu 90’lı yıllarda. Gözümüzün önünde kurban kesilip kanı alnımıza sürüleli birkaç ay olmuştu ki, televizyon da Bağdat’a düşen bombaları gördük. Gaz maskemiz olmadığı için korkardım. Savaş çocuklarının korkmayı vakti olur mu bilmiyorum oysa. Büyürken çok acıttı dünya. Ayağımızı sıkan küçük gelen bir ayakkabıya dönüştü hayallerimiz. Hayal ettikçe sıktık dişimizi, acıyan ayağımız değildi sadece. Hapsolmuştuk bir kere sınırları belli köşeli hayatlara, o yüzden ne istediysek o...

Devamı…

Bir çocuk ve kitap fuarı

34. Uluslararası İstanbul Tüyap Kitap Fuarı’nda bu yıl üzücü bir durum yaşandı. Can Yayınları’nın standında bir çocuğun kitap çalmakla suçlanması ve ardından kaba şekilde muamele görmesi tepkilere sebep oldu. Can Yayınları’nın duyarlı tutumu ise, bu üzüntüyü bir nebze olsun azalttı. Detaylarını aşağıda okuyabileceğiniz konu, özetle şöyle: Fuarda ağabeyi (G.Y.) ile gezen 13 yaşındaki Ç.Y., Can Yayınları’nın standında kitap çalmakla itham edildi. İnsanların ortasında üzeri kendisinin rızası olmadan aranmaya çalışan çocuk, olay yerinde ağlamaya başladı. Ağabeyinin verdiği tepki üzerineyse stant görevlileri, özür dilemek yerine tehditkar bir üslupla onları stanttan uzaklaştırmaya çalıştı. Durumun sosyal medyaya yansıması, durumla ilgili büyük tepki oluşturdu....

Devamı…

Feminist annelerin farklı yaptıkları 10 şey

1. Çocuğun toplumsal cinsiyet normlarına uyup uymadığını önemsememek (örneğin, kızın erkek reyonundan gömlek aldığında, oğlun Barbie ile oynadığında panik olmamak). 2. Çocukların görünüşlerinden daha ziyade (güzel, yakışıklı) ilgi alanlarına ve becerilerine dair olumlu sıfatlar kullanmak. 3. Bedensel farkındalık oluşturmak, bedenini her biçimde sevebilmesini öğretmek. 4. Doğduğu günden itibaren “rıza”nın önemini anlatmak. Eğer çocuk öpülmek istemiyorsa annesi bile onu öpemez. 5. Beden bölgeleri için anatomik olarak doğru kelimeleri kullanmak. 6. Diğer annelerin çalışma ya da çalışmama kararını her durumda desteklemek. Onları kararları için yargılamamak. 7. Çocuğumuza güçlü duyguları/ fikirleri olan ve bundan vazgeçmeyen kadınlar olduğumuzu göstermek. 8. Cinsiyet eşitliğini içinde...

Devamı…

Bu bisiklette bir saat pedallamak, bir evin 24 saatlik enerji ihtiyacını karşılıyor

5-Hour Energy isimli enerji içecekleri firmasının kurucusu Manoj Bhargava, Free Electric isimli bir proje başlattı. Proje kapsamında tasarlanan bisiklet, 1 saatlik bisiklet sürüşü ile bir evin 24 saatlik enerji ihtiyacını sağlıyor. Milyarder Bhargava ve ekibinin geliştirdiği bisiklet insanın mekanik enerjisinden faydalanarak bu enerjiyi elektriğe çeviriyor ve dünyanın en büyük problemlerinden biri olan enerji problemine çözüm olanağı sunuyor. Bisikletin çalışma prensibi oldukça basit. Kullanmaya başlayan birey pedalları çevirdiğinde bu eylem bisiklete bağlı çarkı harekete geçiriyor. Çarka bağlı olan jeneratör, topladığı enerjiyi bir bataryaya aktarıyor. Proje ekibinin belirttiğine göre, 1 saatlik pedallama ile bir evin 24 saatlik enerji ihtiyacı karşılanmış oluyor....

Devamı…