Advertisement

Yazar: Çeviri

1990'ların baba şarkıları

Müzik delisi biri olduğumu rahatlıkla söyleyebilirim. Babam müziği çok severdi, annemin de ondan aşağı kalır yanı yoktu, ama daha çok romantik şarkıları tercih ederdi. Her ikisinden de bir şeyler geçti bana. Okula başlar başlamaz kendi müzik grubumu kurdum, hatta kendi çapımızda albüm bile yapmıştık. Bugün size, büyümeye çalıştığım yıllarda dinlediğim baba olmak ya da bir babaya sahip olmak hakkındaki şarkılardan küçük bir seçki sunmak istiyorum. Bu şarkılar genel olarak baba olmak hakkında. En iyi ya da en kötü şarkılar oldukları söylenemez. İyi mi kötü mü olduklarına siz karar verin. Ugly Kid Joe, Cats in the Cradle (1992) Nedense bu...

Devamı…

İki çocuk, tek çocuktan iyi midir?

Yalnızca bir çocuğum varken, her şeyim oydu, dilediği her şeyi yapma ruhsatı vardı bu yüzden. Ama iki çocuğum olduğunda, kızımın davranışları değişti. Film seyrederken, kitap okurken dikkatini daha uzun süre verebiliyor ve kendini eskisinden çok daha iyi ifade ediyor. Ayrıca etraftaki nesneleri kırıp dökmemeye, başkalarına zarar vermemeye ve özellikle insan ilişkilerine özen gösteriyor. Fakat kızımın karanlık bir yanı da olduğunun farkındayım, aslında bundan dolayı kendimi sorumlu da hissediyorum. Örneğin en ufak bir şekilde rahatsız edildiğinde, beklenmedik bir biçimde bağırmaya başlayabiliyor. Ya da kapıyı çarpıp uzaklaşıyor bulunduğumuz yerden. Böcek ısırdığında, istemediği bir gürültüye maruz kaldığında vs tahammül gösteremiyor. Bedenine, giysilerine,...

Devamı…

Çocuğunuz hakkında duymak istemediğiniz 5 şey

Çocuk gelişimi uzmanı Peg Streep, hastalarının ve yazdığı blogun takipçilerinin davranış kalıplarından yola çıkarak ebeveynlerin hangi konularda zaten bildiklerini okuduklarını ve tavsiye almaktan uzak durduklarını anlatıyor… Ne zaman teknolojinin çocuklar üzerindeki olumsuz etkilerinden bahsetsem, okur sayımın düştüğünü görüyorum. Bunu gerçek hayatta da izliyorum. Genç bir anneye, cep telefonunu çocuğundan uzak tutmasını söylediğimde, bana tuhaf tuhaf bakıyor ve bir daha gelmiyor. Asla bilimsel olmayan bir yöntemle derlediğim bilgilere dayanarak, ebeveynlerin çocukları hakkında neleri duymak istemediklerini yazayım istedim. İki yaşından önce ekran yok Bu konuda hiç kimse hiçbir şey duymak istemiyor. Neden mi? Öncelikle ekranlar bebek bakıcılarının işlerini kolaylaştırıyor. Evde bir...

Devamı…

Oğlum ne zaman ergen oldu?

Adele Parks, ergenlik dönemine giren oğluyla ilgili endişelerini ve ergenlik döneminin beraberinde getireceği zorlukları nasıl aşacağına dair planlarını anlatıyor… Okuldan eve döndüm, kapıyı kapatıp çantamı bıraktım. Kapı biraz zorlukla mı kapandı ne? Sonra bir an evdeki sessizliği ve boşluğu fark ettim. Sessizlik mi? Aslında bu sürpriz olmamalıydı, gürültülü bir okul ortamından eve dönüp bu sessizlikle karşılaşmak üstelik de beklediğim bir şeydi. Bir süre sessice bekledim olduğum yerde, sanki bir şey olacakmış gibiydi. Oğlumu okula bıraktığım ilk günü hatırladım. Gayet güzel bir başlangıçtı. O günün üzerinden yıllar geçti. Conrad artık okula bensiz gidiyor. Oysa o ilk gün daha dün gibi....

Devamı…

Okula dönüş endişesi

Pek çok çocuk, yarı yıl tatili boyunca okula döneceği günü sabırsızlıkla beklerken, bir kısmı da tatilin bitmesini hiç istemez. İlk grup dersleri değilse bile, arkadaşlarını özler, ikinci grup içinse okul demek endişe demektir.  Birbirinin tersi gibi görünse de her iki durum da normaldir. Başlangıçlar pek çoğumuzda olduğu gibi, çocuklarda da endişe kaynağı olabilirler. Bu durumda ebeveynin yapabileceği şeyse, okulla ilgili endişelerin kaynağını öğrenmek ve çocuğun içini rahatlatmak olacaktır. Kimi çocuklarda okula başlama endişesi bir kaç gün içinde yok olup gider, çünkü okul dersler ve sorumluluklar kadar oyun ve eğlence de demektir. Ama kimi durumlarda bu endişe bir türlü bitmek...

Devamı…

Çocukları şımartıyor muyuz?

Baktığınız her yerde, çocuklara ilişkin bir şeyler görüyorsunuz. Ebeveynler çocuklarıyla gurur duyuyor, onlara küçük erişkinler gibi davranıyor ve kendi seçimlerini yapmaları için cesaretlendiriyorlar. Bir önceki kuşağa soracak olursanız çocuklar şımartılıyor ve burunlarının dikine gitmelerine gereğinden fazla izin veriliyor… Sizce eski topraklar bütünüyle yanılıyor olabilir mi? Erişkinmiş gibi davranmak Hepimiz çocuklarımıza yaşayamadığımız çocukluklarımızı vermek arzusundayız. (Bu yazıyı, bu kaynaktan okuyan) ebeveynlerin birçoğu o kadar da zor bir çocukluk dönemi geçirmedi. Ama gene de bize de fikrimiz sorulmuyor, kararlarımızı kendi başımıza vermemiz uygun görülmüyordu. Hemen bir kuşak sonrasında, bizler (30-40’lı yaşlarında olan anne-babalar) her fırsatta çocuğumuza ne düşündüğünü soruyoruz. Hatta abartıp...

Devamı…

Çocukları hayata dahil etmek

Çocuk Ateşi (Children’s Fire: Kuzey Amerika’da eski bir Kızılderili deyişinden yola çıkılarak başlatılan bir çocuk hakları hareketi) bir vaadle başlamıştı: “Çocuklara zarar verebilecek hiçbir kanun hiçbir eylem hayata geçirilemez.” Birkaç yıl önce gittiğim bir doğa kampında Mac adlı bir adamın ilham verici bir konuşmasını dinledim. Mac Embercombe adlı İngiltere merkezli bir sivil toplum kuruluşunu yönetiyor. Konuşmasında Kızılderili kültüründeki “çocuk ateşi” kavramından söz etti. Dünyanın, gelecek kuşakların ve hayatın sürdürülebilirliği meselesi merkeze alınarak yönetilmesinin ne anlama gelebileceğini sordu bizlere. Çok etkileyici bir konuşmaydı. Kenya’da bizim de “çocuk ateşi”ne benzer deyişlerimiz var. Örneğin dünyanın sahibi olmadığımızı, onu çocuklarımızdan ödünç aldığımızı söyleriz....

Devamı…

Jane Birkin: 19 yaşımda anne, 39 yaşımda nine oldum

Annem cesaretin vücut bulmuş hali gibiydi. Ağır hasta olan babama göz kulak olmakla geçirdi uzun bir dönemi. Babam öldüğünde, Bayan Birkin olmaktan vazgeçip yeniden Judy Campbell oldu. Büyüleyici bir aktristti. Hücresinden çıktı, kendisi oldu. Bağımsız, eğlenceli, entelektüel kadın… Evliliği nedeniyle bıraktığı oyunculuğa dönmek istiyordu. Düzenlediğim turnelere onu da götürdüm. Birlikte çok eğlendik. Annemden, yaptığım herşeyle nasıl eğleneceğimi öğrendim. Çünkü aynı şeyleri yapıyorduk. Babamdan öğrendiklerimse hayattan başka türlü bir tatmin edinmemi sağladılar. İkinci Dünya Savaşı yıllarını yaşamış bir askeri görevliydi. Fransa sahilleri boyunca savaştan kimin nasıl etkilendiğini bulup çıkarmaktı görevlerinden biri. Sıradışı bir kahramandı babam. Bana müthiş bir özgüven ve...

Devamı…

Teknolojinin sizden çaldığı üç şey

Gün yalnızca 24 saatten ibaret olduğu için, vaktimizin ne kadarını internet başında geçirdiğimizi fark ettiğimizde dehşete düşüyoruz. Çoğumuz günün en az 8 saatini ekran başında geçiriyor, hayatını tadını daha az çıkartıyoruz. 200 kadar ebeveyne internet kullanımının hayatlarında neyi azalttığını sorduk. En çok verilen üç cevap şunlardı: – Kitap okumak – Telefonla konuşmak – Spor yapmak Elbette bundan fazlası da var. Öte yandan akla başka bir soru daha geliyor: İnsanlar gerçekten bu etkinliklerden vazgeçtiler mi, yoksa bunların yerine internet aracılığıyla yapabilecekleri benzerlerini mi koydular? Örneğin, kimi ebeveynler daha az kitap okuduklarını söylüyorlar ama başka sorulara verdikleri cevaplardan dijital araçlar aracılığıyla...

Devamı…