Huffingtonpost bloggerlarından Amy Wruble anne olduktan sonra bazı konularda bakış açısının neden ve nasıl değiştiğini anlatıyor…

Annelik, daha doğrusu ebeveynlik hayata bakış açınızı değiştirir. Ama bunu yapmadan önce gündelik hayatınızda büyük bir dönüşüm yaşarsınız. Sevdiğiniz bazı şeylerden vazgeçmek zorunda kalacağınız doğru, ama sevmediğiniz bazı şeyleri de sevmeye başlarsınız…

Arabada yemek

Ben bir vejeteryanım. Anne olmadan önce hızla yenen yemekleri küçümserdim. Hele arabalarıyla geçerken çocuklarına fast-food alan insanları nasıl da benzetmek isterdim. Ama üç saatlik araba yolculuğu esnasında üstelik menzile çok da az kalmışken acıktığını söyleyen bir çocuk için yapılabilecek çok az şey vardır. Neyse ki artık vejeteryan fast food bulmak da mümkün.

Sıradan tatiller

Bebekten önce maceracı bir gezgindim. Köpek balıklarıyla yüzdüm, yanardağlara tırmandım, fillerle yolculuk ettim. Herşey içinde tatiller klostrofobimi azdırıyordu. Ama şimdi bir anne olarak, kendince küçük bir kreşi de olan tatil köylerini sever oldum.

Akşam yemeği ve film

Birileriyle çıktığımda klasik bir yemekten sonra filme gitmek yaratıcılık yoksunluğundan başka bir şey değildi. Bunun yerine sahilde bir piknik, yıldızların altında konserler ve bunlara eşlik eden şampanyayı tercih ederdim. Bugünlerde ise canımın içi yavrumla güzel bir film karşısında akşam yemeği yemeye bayılıyorum.

Zincir lokantalar

Lokantalarla ilgili zevkim imkansızı aramak gibiydi. Hem özgün, hem lezzetli olmak zorundaydı yemek yediğim yer. Hele etnik mutfaklara bayılırdım. Bugün ise çocuk menüsü olan her lokanta gözüme güzel görünüyor.

Uzun don

Uzun donun rahat bir şey olabileceğini aklıma bile getirmezdim. Onları 60 yaşımdan önce giyebileceğimi düşünmezdim. Ama pek de öyle olmadı. Uzun donun ne kadar rahat bir giysi olduğunu bebeğim doğduktan sonra anladım.

Ailemi aramak

Ailemi severim, ama telefon insanı değilim. Aramayı hep ertelerdim daha önce. Şimdi ise hemen her gün arıyorum onları. Bebekle ilgili bir şeyler soruyorum ya da anlatıyorum. Bebeğim, kendi ebeveynlerimle iletişimin tadına varmamı sağladı.

Evde oturmak

Dorothy’min içinde olduğu bütün o yorgunluklar sonrasında evim, evim tatlı evim demeye başladım sık sık. Geçen hafta kızımı birkaç saatliğine bir arkadaşıma bırakmıştım. Neler yaşandı bilemezsiniz. Koca bir kahve tepsisi kendini yerde buldu. Dönüşte temizliğe yardım ettim. Biraz oturup laflayalım istedim ama bebeğin altını değiştirmek bile sıkıntı oldu. Bir kez daha geçirdim içimden: Evim, evim, tatlı evim…

Kaynak: Huffingtonpost