Kristen Chase, her annenin doğum yapar yapmaz üye olduğu bir kültü tarif ediyor…
Kalbinizi kırmak istemem, ama aslında biz annelerin Katie Holmes’la aramızdaki ortak noktalar tahmin edebileceğinizden çok daha fazla… Emin olun doğru söylüyorum. Neden mi? Çünkü o bebeği doğurduğumuz anda otomatik olarak biz de bir kültün üyesi oluyoruz.
Bu kültün adı ŞEKERLEME (uykudan söz ediyor)…
Neden bahsettiğimi anlamazlıktan gelmeye çalışmayın, çünkü aklınızdan geçenleri okuyabiliyorum. Ve bu kültün sizi de içine çektiğinden eminim. Zira, 2004 yılından bu yana ben de asıl işi bebek bakmak olan bir cemaat üyesiyim.
Elbette bizler beyaz çarşaflara bürünüp dolaşmıyoruz ortalıkta, 1980’lerden kalma mavi koşu ayakkabılarımız da yok, kafalarımızı tıraş etmiyoruz, ama bazı günlerde, o mavi koşu ayakkabıların şu benim üç yıllık spor ayakkabılarımdan, o beyaz çarşafların eski denizci yaka t-shirt’ümden ve pantolonlarımdan daha iyi olduğunu düşünmüyor değilim. Hal böyleyken o kostümlere neden bürünmediğime gelince…
Çünkü beynim yıkanmış durumda ve düşünebildiğim tek şey ŞEKERLEME.
Yalnızca çocuklar ve çocuk sahibi olanların üye olabileceği bir kült ŞEKERLEME. Eğer çocuğunuz yoksa, girmezsiniz. Girmeye kalkıştığınızda size şu soruları yöneltirler: “ŞEKERLEME’nin sizin için manası ne? Neden hayatınızı ŞEKERLEME yönetir?” Bu sorulara ancak zaten ŞEKERLEME’nin etkisi altındaysanız doğru cevaplar verebilirsiniz.
Ve biz biliyoruz. Soruyu soranlara gülerek cevap veririz. ŞEKERLEME’nin etkisi altındaysak mı? Onu düşünmeden tek bir an geçirebiliyor muyuz ki?
ŞEKERLEME HAYATIMI YÖNETEN İLKENİN ADI.
Kırık bir John Denver plağı gibi sürekli kafamın içinde dönüp duruyor.
ŞEKERLEME bize çılgınca şeyler yaptırıyor, kıvrak danslar, tuhaf ritüeller; otomatik sulama mekanizmalarını açıp altında yürüyüşe çıkmak, kaldırım taşlarını saymak gibi… Ve bir de acayip şarkılarımız var: “Ninni de ninni, küçük terörist bebek”, “dandini dandini dastana, danalar girmiş lanet olası bostana”…
Bu kült bizi kontrol edilemez şekilde şefkat dilenciliğine itiyor.
Ayrıca ŞEKERLEME’yi hiç kimseyle konuşamazsınız, hatta onu gözlerinizle görseniz bile hakkında tek kelime edemezsiniz, özellikle de uzun ŞEKERLEME’ler o kadar az görünürler ki… Çünkü birine ŞEKERLEME’den bahsederseniz bir daha asla görmeme tehlikesiyle karşı karşıya kalırsınız.
ŞEKERLEME’nin varlığı ya da yokluğu ve parlaklığı onunla başbaşa kalmak için harcadığınız emeğe ve zamana bağlıdır. Onunla halvet olduktan sonra ise çeşitli kutlamalar yaparsınız. Gerçek sabun kullandığınız duşta dans etmek, bacak kıllarınızı almak, saçlarınızı kurutmak ve yemek bu kutlamanın en lezzetli parçalarıdır. Hele bir yerde huzur içinde oturup yemek var ya, ŞEKERLEME kutlamasının vazgeçilmezidir.
Eğer gebelik kıyafetlerinin geri dönüştürülmüş patates kabuğundan yapıldığını, 26 dolarlık kırmızı taşlı kolye takmanın ve sessizce çocuk doğurmanın çılgınlık olduğunu düşünüyorsanız tekrar düşünün. Durmayıp kendimizle yüzleşelim. Bütün bunlar kulağa hiç de rasyonel gelmiyor. Aksine bunlara rağmen akıl sağlığınızı korumak için ekstra emek harcamanız gerekiyor.
ben anlayamadım tam olarak, bana bir daha açıklar mısınız. kastettiği şey aslında ne gerçekten sadece uyku mu? yoksa anne olduktan sonra hissettiğimiz çaresizlik ve yalnızlık ve hiçbir şeye yetememe duygusu ve onun sonuçları mı? ben bundan nasıl kurtulunur onu merak ediyorum aslında… 🙂