The Washington Post’ta yer alan bir haber sayesinde tanıdık Alma adlı 11 yaşındaki dahi besteciyi. İddia büyük. Yeni Mozart olacağı söyleniyor. Mozart’ın çocukluğunu yakalama şansımız olmadı ama “yeni Mozart”ı birlikte takip edebiliriz diye düşündük.
Alma Deutscher, ilk sonatını beş yıl önce yazmış ve yazdığı ilk operası dünya prömiyerini gelecek ay yapacak bir besteci, piyanist ve keman sanatçısı. Henüz 11 yaşında. Doğal olarak akla, ilk senfonisini 8 yaşında yazmış Mozart geliyor. Ancak henüz provadan çıkmış Alma bu benzetmeyi duyduğunda “Mozart yerine Alma olmak bana daha enteresan geliyor” diyerek, sadece gülüyor.
İngiltere, Dorking’de yaşayan Alma, bir müzik dehası olduğu keşfedilmeden önce ağaçlara tırmanırken dizlerini haşat eden, arkadaşlarıyla oyun alanında buluşup eğlenen ve yüzen bir çocukmuş. Ancak tutkusuna odaklandığı andan itibaren, bütün işi müzik olmuş.
Almanca operası “Cinderella”nın provalarında talimatlar verip, diğer yandan tertemiz bir soprano olarak şarkısını söylerken, diğer yandan solistler eşliğinde piyanodan kemana geçiyor. Sanatını sergilerken hiç de zorlanmıyor gibi görünen 11 yaşındaki Alma, diğer yandan işini kusursuzca yapıyor. Bir yandan da başrolünde olduğu bu gösteriden büyük zevk aldığı da ortada.
“Cinderella”nın prömiyeri, 29 Aralık’ta Avusturya, Viyana’da yapılacak. Operanın sahnelenmesi için yardımcı olan besteci Zubin Mehta, küçük müzisyenin yeteneğinden çok etkilendiğini söylerken, ünlü kemancı Anne-Sophie Mutter, Alma’nın performansı ve beste yeteneğini “kesinlikle sıradışı” diye tarif ediyor.
Alma’nın babası Guy Deutscher, “Neredeyse konuşmadan önce şarkı söylemeye başlamıştı” diye tarif ettiği bu müzik serüveni, Alma henüz iki yaşındayken Richard Strauss bestesi bir ninniyi duyduğu farklı bir boyut kazanıyor. Bu ninniyle birlikte müziğe karşı içindeki aşkı keşfeden küçük kız, devam eden yıllarda piyanonun başına geçip, “içinden gelen” melodileri icra etmeye başlıyor. “Ne zaman ki oturup, haydi bana ilham gelsin diye bekliyorum, hiçbir şey olmuyor” diyen Alma, müzik düşünmediği anlarda; özellikle de uyurken ilham geldiğini ve hemen ardından piyano başına oturduğunda bestelerinin ortaya çıktığını söylüyor.
Aralarında bir senfoni yazmak da olan gelecek planlarının bir kısmına başlamış durumda. Örneğin, tamamı kendi müziklerinden oluşacak bir film hayali olan alma, bu filme kaynaklık edecek kitabını yazmaya başlamış bile. Tabii ki günün en önemli konusu, gelecek ay sahnelenecek operası. Cinderella’da ana karakter, Alma gibi küçük bir besteci. Üvey anne bir opera yönetmeni, üvey kız kardeşler ise züppe birer diva. Prens mi? Prens bir şair! Alma’nın Cinderella hikayesinde gece yarısı kaçan bir kız ve düşen tek ayakkabı yok. Onun yerine şair prensi etkileyen bir melodi var. Küçük kızın bestelediği bir melodi. Prens, bu kez tüm ülkede melodinin başını söylüyor ve melodinin devamını söyleyebilecek bu besteci ve güzel kızı arıyor.
Kaynak: The Washington Post