Türkiye Kamu-Sen ve Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk, “Eğitimcilerimiz yeni sistem ile ilgili ciddi kaygılar taşımaktadır” dedi.

Türk Eğitim-Sen tarafından internet üzerinden 4+4+4 sistemi ile ilgili yapılan anket sonuçları açıklandı.

Türk Eğitim-Sen 4+4+4 sistemini mercek altına almak amacıyla 25 Nisan-09 Mayıs tarihleri arasında internet üzerinden bir anket çalışması gerçekleştirdi. 3 bin 923 eğitimcinin katıldığı anket çarpıcı sonuçlar içeriyor. Katılımcıların yüzde 68,4’ü ilköğretimde, yüzde 17,9’u ortaöğretimde, yüzde 8,3’ü okul öncesinde, yüzde 1,2’si Bakanlık taşra teşkilatında, yüzde 1,2’si üniversitelerde görev yapmakta.

Ankete katılanların yüzde 41,9’u 4+4+4 sisteminin içeriği hakkında bilgi sahibi, yüzde 34,6’sı kısmen bilgi sahibi olduğunu ve yüzde 23,5’i ise bilgi sahibi olmadığını belirtti.

“Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer’in 4+4+4 sistemi ile ilgili bilgi sahibi olduğunu düşünüyor musunuz?” sorusuna katılımcıların yüzde 66,5’i “Bakan bu sistem hakkında bilgi sahibi değil” yanıtını verdi.

Yüzde 86,1’i okul öncesinin zorunlu eğitim kapsamından çıkarılmasını doğru bulmazken, yüzde 13,9’u doğru bulduğunu ifade etti. Okul öncesinin zorunlu eğitim kapsamından çıkarılmasını yanlış bulanların yüzde 48,7’si “Okul öncesi eğitim okula hazırlık noktasında hayati öneme sahip”, yüzde 19,3’ü “Okul öncesi eğitim almış öğrencilerle okul öncesi eğitim almamış öğrenciler arasında başarı düzeyleri arasında büyük farklılıklar olacak”, yüzde 17,7’si “Okul öncesinde zaten yetersiz olan öğrenci sayısı ve okullaşma oranı daha da düşecek”, yüzde 4,4’ü “Okul öncesi öğretmenlerin kadro fazlası olacak”, yüzde 4’ü “Okul öncesi eğitimin paralı olmasının ve öğrencilerin özel okullara yönlendirilmesinin önüne geçilemeyecek” şeklinde cevap verdi.

“Öğrencilerin ikinci dört yıldan sonra açık öğretime yönlendirilmesine imkân tanınmasını olumlu buluyor musunuz?” sorusuna ankete katılan eğitimcilerin yüzde 61’i “hayır” cevabını verdi. “Hayır” cevabı verenlerin yüzde 27,9’u “Öğrenciler eğitimlerini yüz yüze ve öğretmenlerinin gözetiminde sürdürmelidir” dedi. Yüzde 26,3’ü “Çocuk gelinlerin sayısı artacak, kız çocukları eve hapsedilecek”, yüzde 17,2’si “Bu düzenleme liselerde okullaşma oranlarını düşürecek”, yüzde 14,9’u “Okul yaşamı öğrencilerin sosyalleşmesi açısından çok önemlidir”, yüzde 8,9’u “Çocuk işçiliği artacak” cevabını verdi.

“İlkokul eğitiminin 5 yıldan 4 yıla düşürülmesini destekliyor musunuz?” sorusunda ise ankete katılanların yüzde 78,5’i desteklemediğini, yüzde 21,5’i desteklediğini ifade etti. Desteklemeyenlerin yüzde 40,7’si “İlkokul eğitiminin 5 yıldan 4 yıla düşürülmesinin pedagojik olarak anlamı bulunmamaktadır”, yüzde 24,4’ü “50 bin sınıf öğretmeni norm kadro fazlası olacak”, yüzde 20,4’ü “Türkiye’nin 80 yıllık ilkokul tecrübesi çöpe atılacak”, yüzde 7,1’i “Okulların fiziki alt yapısı 5 yıllık eğitime uygun olarak düzenlenmiştir”, yüzde 3,5’i “Müfredat baştan aşağı yenilenecek” dedi.

“Yeni sistemin en beğendiniz yönü hangisidir?” soruna eğitimcilerin yüzde 38,6’sı “Beğendiğim yönü bulunmamaktadır” dedi. Yüzde 34,9’u “Eğitimin kesintili hale gelmesi ve bağımsız ortaokulların açılması”, yüzde 13,4’ü “Zorunlu eğitimin 12 yıla çıkarılması”, yüzde 7,3’ü “Okullar arası geçişin kolay olması” cevabını verdi. Bu soruya “diğer” cevabı verenlerin oranı yüzde 5,8 oldu.

“Yeni sistemin en beğenmediğiniz yönü hangisidir?” sorusuna katılımcıların yüzde 26,4’ü “İlkokul eğitiminin 5 yıldan 4 yıla düşürülmesi”, yüzde 21,5’i “Okul öncesinin zorunlu eğitim kapsamından çıkarılması”, yüzde 19’u “Öğrencilere açık öğretime gitme imkânı tanınarak, öğrencilerin yüz yüze eğitimden uzaklaştırılması”, yüzde 11,6’sı “Öğretmen dengesizliğinin oluşması”, yüzde 7,5’i “Beğenmediğim yönü bulunmamaktadır”, yüzde 2,8’i de “İkinci kademe eğitiminin 3 yıldan 4 yıla çıkarılması” diye cevap verdi. 

“Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, Kürtçenin seçmeli ders olmasına yeşil ışık yaktı. Siz Kürtçenin seçmeli ders olmasını destekliyor musunuz?” sorusuna ankete katılanların yüzde 79’u “hayır”, yüzde 21’i “evet” cevabı verdi. Kürtçenin seçmeli ders olmasına karşı çıkanların yüzde 47,9’u “Kürtçe eğitim hakkı toplumsal bir ihtiyaçtan değil, bölücü unsurların talebi olarak ortaya çıkmıştır” dedi. Yüzde 24,9’u “Dil birliği bozulur, parçalanma süreci başlar”, yüzde 19,5’i “Bu durum, önümüzdeki dönemde ana dilde eğitim ve Kürtçenin resmi dil olması talebini de beraberinde getirir”, yüzde 4,9’u “Bu dersi verecek öğretmenlerin bölücü örgütün kontrolünde olabileceği ihtimalinin değerlendirilmesi gerekir”, yüzde 0,6’sı “Bu dersi verecek öğretmenler bulunmamaktadır” cevabını verdi.

Ankete katılanların yüzde 85,6’sı 4+4+4 sisteminde eğitimcilerin, sivil toplum kuruluşlarının ve sosyal tarafların görüşlerinin dikkate alınmadığını düşünürken, yüzde 7,7’si kısmen dikkate alındığını, yüzde 6,7’si ise dikkate alındığını belirtti.

“Sendikamızın önerdiği 1+5+3+4 zorunlu ve kesintili eğitimi destekliyor musunuz?” sorusuna ankete katılan eğitimcilerden yüzde 78,5’i “evet” derken, “Yeni sistemin siyasi ve ideolojik nedenlerin ürünü olduğunu düşünüyor musunuz?” sorusuna eğitimcilerin yüzde 75,7’si yine “evet” cevabını verdi.

Anket sonuçlarını değerlendiren Türkiye Kamu-Sen ve Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk, 4+4+4 sisteminin oldu bittiye getirilerek, önümüzdeki dönemden itibaren uygulamaya konulacağını ve birçok yanlışlığı, eksikliği içinde barından, içi boş bu sistemin milli eğitimin sırtında kambur haline geleceğini söyledi. Özellikle ilkokul eğitiminin 5 yıldan 4 yıla düşürülmesiyle 50 bin sınıf öğretmeninin norm kadro fazlası haline gelmesine karşı ivedilikle tedbir alınması gerektiğini kaydeden Koncuk, “Öte yandan, okul öncesinin zorunlu eğitim kapsamından çıkarılması büyük hata olmuştur. Önümüzdeki eğitim-öğretim yılında okul öncesinde okullaşma oranlarının düşeceği aşikârdır. Okula başlama yaşının da öne çekilmesi, hem öğrencileri hem de öğretmenleri çok olumsuz etkileyecektir. 60-66 ay arasındaki çocukların velisinin yazılı isteği ile gelişim yönünden hazır olduğu anlaşılanların ilkokula devamları sağlanacak, 66 ayını tamamlayan çocukların ise okula kaydı zorunlu olacaktır. Bu yaştaki çocuklar henüz oyun çağındadır. Kas-sinir koordinasyonu gelişmemiş çocuklara okuma-yazma öğretmek, onların birinci kademe birinci sınıfa adapte etmek çok zor olacaktır. Bütün bu handikap ve endişeler anket sonuçlarına da yansımıştır. Eğitimcilerimiz yeni sistem ile ilgili ciddi kaygılar taşımaktadır. Bu noktada yapılması gereken, hükümetin gerekli tedbirleri alarak yeni eğitim-öğretim yılına en az hasarla başlanmasını sağlamaktadır. Aksi takdirde eğitimi büyük bir kaos beklemektedir” dedi.

Uzunçorap Haber Servisi