Günlük olarak üretilen her 15 ekmekten biri daha fırında çöpe gitmeye mahkum. Nedeni üretim fazlalığı ve saklama koşullarının yetersizliği. Günde 82 milyon ekmek üretildiğine göre varın ne kadar ekmeğin daha fırınlarda heba edildiğini siz hesaplayın. Türkiye Fırıncılar Federasyonu’na (TFF) göre israf bu kadarla da kalmıyor: Türkiye’de çeşitli nedenlerle her gün 4 milyon 600 bin ekmek çöpe atılıyor. Miktar olarak bu rakam 4.5 milyon nüfuslu Hırvatistan’ın, 4 milyon 300 bin nüfuslu Gürcistan’ın ve 3 milyon 596 bin nüfuslu Moldova’nın günlük ekmek ihtiyacına denk düşüyor. Çöpe atılan ekmeğin 3.5 milyon lira değerinde olduğu da eklenince ekmek bilinçsizliğini ekonomik boyutu iyiden iyiye belirginleşmiş oluyor. Hesap edince ayda 104 milyon 850 bin lira, yılda 1 trilyon 258 milyon 200 bin lira…
TFF Bakanı Halil İbrahim Balcı, birkaç hafta önce basına bir açıklama yaparak ekmek ısrafının bir dizi kötü alışkanlıktan kaynaklandığını söyledi. Ekmek satarak para kazanan insanların oluşturduğu bir federasyonun başkanı bunu söylediğine göre dinlemek lazım sanki:
“Ekmek buzdolabında muhafaza edilmediği için bayatlıyor. Daha sonra da bayatladı diye çöpe atılıyor. Buzdolabında muhafaza etmiş olsalar ihtiyaç olduğunda rahatlıkla tüketebilirler. İnsanlarımızın tüketebilecekleri kadar ekmek almaları lazım. Bu tür alışkanlıklardan vazgeçilmeli. Eskiden fırın sayıları da azdı ve belirli saatlerden sonra üretim yapılmazdı. Bu yüzden insanlarımız evde ekmek bulunsun diye fazla ekmek alıyordu. Şimdi hem fırın sayısı fazla, hem 24 saat açık fırınlar var. Dolayısıyla insanlarımız tüketecekleri kadar ekmek alarak bu ısrafın önüne geçmeli.”
Balcı’nın açıklaması akla, daha bir kuşak önce yerde ekmek gördüğünde öpüp başına koyduktan sonra bir duvarın üzerine kuşlar yesin diye bırakan insanların, ekmeği dert etmekten nasıl bu kadar kolayca vazgeçtikleri sorusunu getiriyor. Balcı soruyu daha da derinleştiriyor:
”İnsanlar bir taraftan gıda alamadıkları için hayatını kaybedecek, diğer yandan her gün 5 milyon ekmeği israf edecek, bu korkunç bir rakam. Bunun acilen önüne geçilmesi gerekiyor. Mutlaka yoğun bir tüketim olan Türkiye’de günlük 82 milyon ekmek üretimi olacaktır ama bunun 5 milyonunun israf edilmesi korkunç bir şey. Bu israfın önüne geçilmesi ya da azaltılması için herkesin üzerine düşeni yapması gerekiyor. Bu doğrultuda insanlarımızın bilinçlendirilmesi gerekir. Ayrıca, bu konuda ciddi çalışmalar yapılması gerekir. Kurum olarak üzerimize düşeni yapıyoruz. Bunun dışında Milli Eğitim Bakanlığı ile birlikte okullarda ilkokul çağındaki çocuklarımıza derslerinde genel israfın önüne geçilmesi konusunda bilgi verilmeli. İsrafın önüne geçilebilmesi için bu bilincin küçük yaşlardan itibaren oluşturulması gerekir. Afrika’ya yetecek kadar ekmeği israf ediyoruz.”
Bütün bunlar şimdi neden gündeme geliyor. Tüketicinin kendi iyiliği için alması gereken tasarruf önlemlerini fırıncılar bulmaya çalışıyor.
Bir yandan İstanbul Fırıncılar Odası “Bayat ekmeği getir, taze ekmeği götür” kampanyası düzenlemeye hazırlanıyor. Ancak TFF’ye göre bayat ekmeklerin fırınlara iadesi ısrafı daha da artıracak. Çünkü hazır olun: “Ekmeğin geri dönüşümü yapılamıyor”. Balcı, ekmeğin geri dönüşümü yapılabilse fırınlardaki ısrafın engelleneceğini, fırına iade edilen ekmeğin sonunun da yine ısraf edileceğini söylüyor.
Galiba en iyi çözüm ekmeğe saygının, insanın kendi emeğine saygı olduğunu hatırlayıp alışkanlıkları gözden geçirmek. Aslında çözüm hiç de karışık değil. Yiyebileceğimiz kadar ekmek alıp, her öğün pofuduk somun yeme şımarıklığından vazgeçtiğimizde sorun hallolacak gibi duruyor.